tg.32

10K 1.1K 968
                                    

Taehyung ve Jungkook ikilisinin görüş açısına kaldırımın kenarında gözlerini kocaman kocaman açmış arabaları süzen minik bir Park Jimin girince Jungkook "Meleğim benim..." diye mırıldanıp direksiyonu sevgilisinin önüne kırdı.

Jimin önünde duran tanıdık arabayla gülümserken arka kapıya yönelmişti ki Taehyung ön koltuktan inip arkadaşını omuzlarından tutarak durdurdu.

"Öne geç. Jungkook'un çenesini çekemem. Sevgilimle yan yana oturamadım diye kafa sikiyo sonra."

Jimin hafifçe kıkırdayıp yeşil saçlarını karıştırdı. İkisi de arabada yerini aldığında Jungkook yanında yerini alan sevgilisine doğru atılıp onu kolları arasına aldı. Boynuna birkaç öpücük kondururken Jimin'in kulağına "Özledimmm." diye mırıldanmıştı.

Taehyung sarmaş dolaş sarılıp koklaşmaya devam eden ikiliyi baygın bakışlarla bir süre izledi. Birkaç dakika sonunda hâlâ birbirlerine yapışık durmaya devam ettiklerini görünce oldukça sert bir şekilde Jungkook'un kafasına geçirdi. "İsterseniz ben çıkayım sevişin?"

Jimin hızla Jungkook'tan ayrılıp utançla kafasını çevirirken Jungkook piç bir şekilde gülümsedi ve "Olur." dedi. Bunun üzerine Jimin'den hissedilmeyecek hafiflikte bir yumruk yiyip Taehyung'dan bir küfür kazanmıştı. Sırtımaya devam ederken arabayı çalıştırdı.

"Nereye gidiyoruz?"

Jungkook Taehyung'un sorusunu Jimin'e yönelterek "Nereye gidelim meleğim?" diye sordu. Jimin ise kısaca düşündükten sonra "Sahilin oradaki kafeye gidelim. Yemek yemediğinizden adım kadar eminim. Hem karnımızı doyururuz, hem sohbet edip vakit geçiririz, hem de Jin hyungu görmüş oluruz." diye yanıtladı sevgilisini.

Yarım saat sonra kafeye vardıklarında arabadan inip yürümeye başladılar. Taehyung önünde uyuşuk adımlarla el ele tutuşmuş flörtleşerek gülüşen Jimin ve Jungkook'u görünce derince iç çekti. Birkaç adımla onlara yetişip ortalarından geçerek ellerinin ayrılmasına neden olurken iğneleyici bir tonla "Hızlı. " diye komut verdi. Jungkook göz devirip laf atacakken Jimin'in kırmızı yanaklarla Taehyung'un peşinden gittiğini görünce sesini çıkarmadı, bir kez daha göz devirip peşlerinden kafeye girdi.

Her zaman yaptıkları gibi sahil kenarına en yakın masaya dizilip garsonu çağırdılar. Alışıldık üçlüyü gören garson Jaemin gülümseyip elinde menüye Jungkookların yanına geldi.

"Naber gençlik napıyosunuz?"

Enerjik bir şekilde soran Jaemin'i Jungkook yanıtlamıştı. "İyidir ne olsun. Dışarıdaydık gelelim ne var ne yok bakalım dedik. Jin hyung yok mu?"

"Var var. Bana siparişlerinizi söyleyin, ben onları getirirken patronu da çağırırım. Bayadır dilinden düşmüyorsunuz. Ah benim miniklerim gelse de yeni coupcakelerimden yedirsem onları diyor."

Masada küçük bir gülüşme geçti. Taehyung'un düz bir ifadeyle onları izlediğini gören Jaemin "Yine formundasın Tae. Yüzünden gülümseme eksik olmuyor." diye takıldı ona. Taehyung ise ifadesini bozmadan "Eyvallah." demekle yetindi.

Genç garson kendisine seslenen birkaç müşteri sesini duyunca hızla elindeki menüleri Jiminlerin önüne itti ve "İş beklemiyor." diye gülümsedi. Taehyung önündeki menüyü garsona geri iterken konuştu. "Sen bize her zamanki gibi 1 karamelli 1 çilekli pasta, 2 kola, 1 de frappe getir."

Jaemin gülümseyerek onaylayıp giderken Jungkook omzuyla Tae'nin omzunu dürttü. "Bizim yerimize sipariş vermek ha? Çok romantiksin aşkım."

Taehyung kaşlarını çatıp, Jungkook'un ensesine vurup "Boş yapma." demesiyle Jimin'in yerinden fırlayıp Jungkook'un ensesini ovuşturması bir oldu. "Ama napıyosun Tae acıdı ya çok acıdı. İyi misin Jungkook?"

Jungkook dramatik şekilde elini kalbine koydu. "Bu hareketin kalbimi çok kırdı bebeğim. Ayıp ama."

Jimin Jungkook'un canının acımadığını fark edince kıkırdayarak yerine oturdu. Taehyung ise Jungkook'a sert bakışlar atarak "Ölmek mi istiyorsun?" diye fısıldadı. Jungkook gerekli uyarıyı alınca toparlanıp önüne döndü. Ölmek için daha çok gencim diyordu içinden.

Onlar siparişleri beklerken Jimin ayağa kalkıp konuştu. "Tuvalete gidicem ben." Jungkook'un o tuvalete doğru yürüdüğü sırada arkasından "Bebeğim gelmemi ister misin?" diye seslendiğini duysa da sadece gülümsemekle yetinmişti.

Kısa sürede siparişlerle birlikte Jin gelmişti. "Selam çocuklarım napıyorsunuz bakalım. Özlettiniz kendinizi."

Taehyung tek kaşını kaldırıp "İki gün önce buradaydık?" diye sorarca konuştu. Jin ise somurtkan küçüğüne gülümseyip "Bir günde özlemişim sizi demek ki." dedi. Daha sonradan "Jimin'im nerede?" diye ekledi.

"Tuvalete gitmişti de baya oluyo gideli niye gelmedi acaba."

Taehyung sandalyeden kalkarken konuştu. "Ben de tuvalete gidiyorum. Jimin'e de bakarım."

Acelesiz adımlarla tuvalete ilerleyip erkekler tuvaletinin kapısını açtığında karşısında yerde oturmuş, bacaklarını kendine çekmiş bir şekilde ağlayan Jimin'i görür görmez yanına koşmuştu.

"Jimin! Jimin iyi misin? Noldu!"

Jimin dizlerinin etrafına sarmış olduğu kollarını çözüp Taehyung'un boynuna dolarken ağlamaya devam ediyordu. "B-ben... Ben bilerek y-yapmadım."

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam eden Jimin'i kendinden ayırdı Taehyung. Yeşil, yüzüne yapışmış saçlarını yüzünden çekip tombul suratını elleri arasına alırken sakinleştirici bir ses tonuyla konuştu. "Jimin. Sakin ol. Burdayım tamam mı? Bir şey yok, ağlama artık. Lütfen."

O sırada Jimin göz yaşlarını koluna silip Taehyung'un arkadasındaki bir noktaya odaklanarak konuşmaya başladı. "Gerçekten istemeden o-oldu. Lütfen vurma bana."

Taehyung kaşlarını çatıp telaştan varlığının farkına bile varmadığı tuvaletteki 3. kişiye döndüğünde kalbinin titrediğini hissetti.

"Sen..."

Min Yoongi, kanlı canlı karşısında duruyordu. 6 yıl sonra, tek bir şeyi bile değişmemişti. Her şeyiyle öylece karşısında duruyordu işte. Yokluğunda her hücresine hasret kaldığı adam, resmen karşısındaydı.

"T-taehyung."

Ve sesini duyduğu anda içinde bir yerlerde nefret biriktiğini hissetmişti. Onu bıraktığı an doldu zihnine. Yokluğunda yaşadığı şeyleri anımsadı.

"Taehyung. Sen... Yaşıyorsun. Seni çok özledim. Seni o kadar çok özledim ki..."

"Sus!"

Yoongi'nin gözlerinden iki damla yaş düşmüştü o an. Sevdiği adam nasıl nefretle bakıyordu ona.

Taehyung Yoongi'nin bir şey daha demesine izin vermeden yerdeki Jimin'i yavaşça kaldırıp kolunun altına aldı. Ve Yoongi'ye bir kez bile bakmadan çıktı gitti.

__________

sürüneceksin yoon :)

stupid // taegi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin