Taehyung hâlâ kurumamış yaşlı gözlerini kıyafetinin koluyla silip akan burnunu umursamazca tişörtüne sildi. Annesi bu yaptığını görse çok kızar ve burnunu peçete yardımıyla temizlemesi ile ilgili binlerce öğüt yağdırmaya başlar, 1-2 saat boyunca aynı konu üzerinde söylenip dururdu. Keşke yine kızıp söylenseydi...
Önünde bulunduğu demir kapıyı birkaç kez tıklattıktan sonra 'gel' komutunu duyunca araladı kapıyı çocuk. Görüş alanına giren tüm doktorlardan farklı olarak yeşil önlük giyinmiş, esmer, siyah çerçeveli gözlüklü oldukça çekici doktor ile göz göze geldiğinde doktor hoş bir gülümseme sundu ve "Ah Taehyung. Seni bekliyordum hadi gel içeri." diyip onu odaya davet etti.
İçi rahatladı Taehyung'un. Diğer doktorlar kadar soğuk ve sevimsiz görünmeyen bu adam belki de hasta olmadığını anlayabilir ve onun bu hastaneden çıkmasına yardımcı olabilirdi.
Yavaş adımlarını takip eden gözleri siyah deri koltuğa oturdunda da ayaklarından ayrılmamıştı. Annesi yanında yokken çok savunmasız hissediyordu. Dışarıya çok çıkmaz, çıktığında da annesinin koluna ahtapot misali yapışırdı Taehyung. Fazlasıyla içine kapanıktı hep. Kasiyere ufak bir çikolatalı sütün fiyatını bile sormaya çekinir, annesine sordururdu o. Şimdi bir anda annesinden koparılıp daha önce bir kez bile görmediği bu yere, tanımadığı ve onu tanımadan hasta olduğunu öne süren birçok insan arasına atılmıştı. Üstelik bunu babasının yapması daha da üzüyordu çocuğu. Ne acımasız baba ama...
"Nasılsın bakalım?"
Taehyung yüzüne çarpan soruyla durdu. Sahi, bu hastaneye geldiğinden beri kim sormuştu ona bu soruyu?
Doktor Kim havada asılı kalan sorusunu fark edince önündeki Taehyung hakkında olan dosyayı kapatıp tüm dikkatini karşısında ona düşünceli bir şekilde bakan gence verdi.
"Bir sorun mu var Taehyung? Bana her şeyi anlatabilirsin. Emin ol."
"Yok..." Deri koltukta kalçasını oynatarak doktorun masasına biraz daha döndüğünde devam etti Taehyung. "Birçok doktor tarafından çağırıldım. Hepsi ilk olarak hastalığımdan bahsetmemi istedi. Bazıları hiç bir şey demeden başka doktora gönderdi beni. Siz nasıl olduğumu sorunca... Şaşırdım."
Doktor kafasını eğip "İşe yaramaz herifler." diye sinirle mırıldandı. Sinirlenmişti. Hepsi bu mesleği oturduğu yerden sohbet etmek diye düşünerek kolaya kaçmış kişilerdi. O ise çocukluğunda çok başarısız olup, sırf bu mesleğe erişebilmek için aylarca odasına kapanıp ders çalıştığı günleri biliyordu. Dün gibi hatırlıyordu o anları. Şimdi bu hastanede 'psikiyatr' kalıbını hiçbir şekilde haketmeyen şahıslarla aynı alanda bulunup yüz yüze gelmesi fazlasıyla sinir bozucuydu.
Taehyung'a döndürdüğünde sıcak bir gülümseme daha sundu doktor.
"Onları boş ver. Bu mesleği haketmiyorlar. Neyse ne. Bizim konuşmamız gereken başka konular var."
"Ne konusu?"
Taehyung gözlerini olabildiğince büyütüp sormuştu soruyu. Acaba bahsettiği konu hastalık falan mıydı? Bu adam da mı ona hasta muamelesi yapacaktı?
Karşısındaki çocuğun tepkisine hafifçe kıkırdadı doktor. Aklından geçenleri adı gibi biliyordu. Korkusunu da anlıyordu. Taehyung'un verdiği tepkiye karşılık ilk önce onu kendisine alıştırması gerektiğini düşündü. Diğer doktorlar yüzünden Taehyung'un hastaneye karşı oluşturduğu ön yargıyı kırmalıydı ilk önce.
"Tanışma konusu tabii ki de. Benim adım Kim Namjoon. 32 yaşındayım. Şu andan itibaren senin kişisel danışmanın oluyorum."
Taehyung dikkatle dinledi Namjoon'u. Hastalık falan dememişti. Sadece kendisini tanıtmıştı.
Namjoon ona bakan çocuğa "Hadi sen de tanıtsana. Arkadaş olabiliriz."
Arkadaş olmak... Gülümsedi Taehyung. Arkadaşları çoğalıyordu. Bu çok mutlu edici bir şeydi onun için.
"Kim Taehyung benim adım. 21 yaşındayım. Gerçekten arkadaş olabilir miyiz?"
Gülümseyip başıyla onayladı doktor. Daha sonra odayı kaplayan bildirim sesiyle dişlerini sıkıp başına vurdu. "Çok, çok özür dilerim Taehyung. Hep kısarım sesini ama, nasıl unuttum bilmiyorum. Çok pardon."
Taehyung Namjoon'un bu komik haline gülümsedi. Onu önemseyip sohbetlerini bölen bildirim için onca özür sıralaması hoşuna gitmişti. Birçok doktor Namjoon'un aksine yanlarında Taehyung varken mesajlaşmış, hatta telefonla edepsiz şeyler bile konuşmuştu. Hiç hoş değil...
"Bir şey olmaz. Eğer her zaman bildirimlerini kapatıyorsan, şimdi unuttuysan bu bir işarettir. Annem hep öyle der bana. 'Hep yaptığın şeyin dışına yanlışlıkla çıkarsan, bu bir işarettir.' Mesaja bak lütfen. Önemli olabilir."
"Annenle tanışmalıyım."
Namjoon tebessüm ile Taehyung'a cevap verip telefonundaki bildirime göz attı.
Seok Jin: Buradaki hasta sorun çıkarıyor. Hemen gelmen lazım Namjoon. Acele et!
Gerçekten önemli bir şey olmalıydı. Şayet Jin Namjoon'a hiç bir zaman mesaj atmazdı çünkü.
"Oh Taehyung. Birinin bana ihtiyacı varmış. Sohbetimizi burada kesmek zorundayız maalesef..."
Kafasıyla onayladı. Fakat aklına gelen şeyle koltuğundan kalkmak üzere olan doktoru durdurdu.
"Şey... Küçük bir şey diyebilir miyim?"
Onayladı onu hızlıca Namjoon. Acelesi vardı fakat Taehyung'u dinlemesi gerekiyordu.
"Benim bir arkadaşım var. Yan odamda kalıyor. Bugün bir şeyler oldu ve ben buraya gelirken onu kanlar içinde gördüm. Çok kötü görünüyordu. Nasıl olduğunu öğrenebilir misiniz lütfen?"
Kaşlarını çattı Namjoon. "Min Yoongi?"
"Evet. Evet Yoongi."
Zihninde gezinen binlerce düşünceyi ücra bir köşeye itip gülümsedi Namjoon. "Tabii ki de. Durumu hakkında bilgi alıp hemen sana ulaştıracağım. Tamam?"
"Tamam."
Taehyung heyecanla cevapladı doktorunu. Yoongi'yi fazlasıyla merak ediyordu ve hakkında bilgi anlamazsa içi hiç rahat etmeyecekti.
Koridorda ilk defa yalnız yürümenin verdiği rahatlıkla derin nefes alıp mırıldandı.
"Güçlü ol Yoongi. Gücüm ol..."
__________
Öhöm öhöm :) 9 saattir yoldayım beynim sulandı AMA YİNE DE YEBE YAZDIM umarım beğenirsiniz okuduğunuz için teşekkürler :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stupid // taegi✔
Fanfiction~Tamamlandı "Başkalarının yanında soyunmak çok ayıp bir şeydir hyung." "Biz evliyiz aptal!" #1 - taegi