tg.25

11.9K 1.4K 1K
                                    

Min Yoongi zaferle gülümseyerek elindeki kimliklere baktı ve hastaneye girdi. Adımları üzerinde 'Kim Namjoon' yazan kapının önünde durdu ve bir süre bekledi. Şimdi her şey bitecek miydi? Çıkacaklar mıydı bu lanet yerden? Özgür mü olacaklardı sahiden?

Daha fazla beklemek istemediğinden direk içeri daldı. Kapı çalma eylemi ondan beklenemez bir şeydi sonuçta.

İçeri girdiğinde ''HOŞT LAN!'' diye bağrmaktan alamamıştı kendini. Jin'i duvara yaslamış neredeyse onu öpmek üzere olan Namjoon beklemiyordu. Ayak parmaklarına pembe oje süren bir Namjoon bile görebilirdi ama bu görüntüye hazır değidi.

Seok Jin stresle Namjoon'u ittirdi ve Yoongi'ye döndü. ''Yanlış anladın. Yanlış...''

Namjoon'un alay dolu kahkahası yankılandı bir süre odanın duvarlarında. ''Yanlış falan anlamadı Seok Jin. Sen bariz bir şekilde benden etkilendin ve eğer Yoongi birkaç saniye sonra gelseydi ben seni öpüyor olacaktım.''

Jin gözlerini açabildiği kadar büyük açıp Namjoon'a dikti. Hiç utanması yok muydu?

Yoongi elindeki kimlikleri arka cebine koyup saçlarını karıştırdı. Ortada dönen saçmalık her neyse merak etmişti.

''Ne olduğunu adam gibi anlatacak mısınız?''

Seok Jin Namjoon ve Yoongi'ye kısa bir bakış atıp ''Benim işim var.'' dedi ve hızlıca odadan çıktı. Böylece Yoongi'nin tüm ilgisi Namjoon'a yönelmişti.

''Bundan  yıllar önce aynı fakültede okuyorduk. Bir süre çok yakın arkadaş olduk fakat daha sonra duygularımız değişti ve ben ona duyduğum sevginin farklı olduğunu farkettim. Jin'in de aynı şeyleri bana hissettiğinden emin olunca ona duygularımı açıkladım ve sevgili olmak istediğimi söyledim. Sevgili olduk. Her şey çok güzeldi, saklanarak da olsa ilişkimizi yaşıyorduk. Bir gün profesörlerden biri bizi uygunsuz bir pozisyonda gördü. İkimizi de psikiyatri kliniğine sevk edip tedavi almaya zorladı. O zamanlar açıkça 'eşcinsellik hastalıktır' düşüncesi savunuluyordu. Gerçi şu an da çok farksız değil... Neyse işte biz ayrı hastanelerde tedavi görüyorduk ama bu ilişkimize engel değildi, benim açımdan. Her zaman ki gibi yine buluştuğumuz bir gün bana daha fazla buna devam etmek istemediğini söyledi. Doktor nasıl yaptıysa beynini yıkamış ve o... O homofobik birine dönüştü. Tekrar başka bir fakülteye girip mezun oldu. Ben onu atlatamadım. Şimdi bile birkaç saniye göz göze geldiğimizde içimde bir şeylerin eridiğini hissediyorum...''

Yoongi diyecek bir şey bulamadı. Namjoon ve Seok Jin'in arasındaki gerginliği fark etmişti ama nedeninin hiç böyle bir şey olduğunu düşünmemişti. Anlaşamadıklarını ya da kavgalı olduklarını sanıyordu sadece.

''Az önce öyle bir pozisyonda olmamızın sebebi de 'erkek erkeğe aşk olmaz' dediği içindi. Sen ve Taehyung'un evlenmesine şiddetle karşı çıkıyor. Bir geçmişimiz var ve ben onun bana bir şeyler hissettiğinden eminim. Her şeyi silmemiştir, silemez diye düşündüm. Biraz sinirlenince de bir anda onu duvara yapıştırıverdim işte.Çocukça değil mi...''

Yoongi güldü. ''Görünüşe göre silememiş.''

Namjoon durdu. Az önce gerçekten onu itememiş, heyecanlanıp bir şey söyleyememişti. Gerçekten de her şeyi silmemiş miydi? Namjoon'a dediği onca şeyden sonra bu mümkün müydü?

Yoongi kaşlarını çattı. Bu iki bunak yüzünden hastaneye asıl geliş amacını unutmuştu. Hemen cebinden kimlikleri çıkardı ve masaya koydu. Namjoon iki kart parçasını eline alıp incelerken konuşmaya başladı.

''Ben Taehyung'un kaydını sildirmeye geldim. Hangi sıfatla diye soracak olursan, kocası sıfatıyla.''

Namjoon'un gözlerinden aniden ışık geçti. ''Hadi canım. Gerçekten yaptın mı? Nasıl? Taehyung olmadan nasıl yaptın?''

''Annesi sayesinde. Kadın iki dakikada Kanada'lı yaptı bizi. Hakim arkadaşı da varmış. Onun sayesinde resmen yarım saat içinde evlendik. ''

Namjoon gururla Yoongi'nin omzunu sıktı. ''Ben Taehyung'un çıkış işlemlerini halledeyim. Sen de git ve ona olan her şeyi açıkla. Eşyalarınızı da toplayınca gidersiniz.''

Yoongi heyecanla çıktı odadan ve koridorda koşarcasına Taehyung'un yanına gitmeye başladı. Ondan habersiz evlilik işini yapmıştı ama Taehyung'un yaptığına karşı çıkıp kızacağını sanmıyordu. Bu yüzden rahattı.

Taehyung'un odasının önüne gelince uyuyor olma ihtimali ile kapıyı yavaşça aralayıp içeri girdi.

Taehyung aniden açılan kapı ile kafasını yemeğinden kaldırdı. Yaklaşık 1 saattir önündeki kokuşmuş yemeği bitirmeye çalışıyordu.

''Y-yoongi? Bir şey mi oldu?''

Büyük olan yüzünde kocaman gülümsemesiyle küçüğünün yanına gitti ve oturdu. Ellerini birbirine kenetlediğinde konuşmaya başladı.

''Çıkıyoruz Taehyung. Özgür olacağız, bu hastaneden çıkıyoruz.''

''Nasıl? Ama... B-ben yapamam... Babam asla buradan çıkmama izin vermez.''

Yoongi karşısındaki dudaklarını hüzünle büzmüş masum çocuğun saçlarını okşadı.

''Babana soran kim ki, senin kocan izin vermişken.''

__________

ofofofofof yungi napıyon kalbime geldi

stupid // taegi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin