Multi~ Eylül
İrem'den;
Eylül gideli çok olmuştu duş alıp kendime geldim ama ne fayda bu kız beni benden aldı resmen pandam diye dolaşıyor hoşlanıyorum diyor sonra pandası Emre çıkıyor. Burak arıyor mutluluktan dört köşe oluyor ve güzelim dedi diye ağlamayı bırakıyor. Arkadaşımı tanıyamaz oldum son iki senedir Emre yüzünden yaşadıkları çok ağır şeylerdi, bir gün içip içip kendini uçurumdan atmak istemiş birisi engel olmuş hastaneye getirmiş hatta beni de Eylülün telefonundan arayarak haberdar etti. Hastaneye gittiğimde Eylül perişan bir haldeydi ama kimse yoktu yanında hemşirelere sordum görevlilere sordum ama yakınları gelecek deyip kaybolmuş ortalardan büyük bir teşekkür borcum var ona bu hayattaki en kıymetli varlığımı bana tekrar verdi. Sonra Eylül düzelmedi hatta daha kötü oldu sık sık sinir krizleri geçirmeye başladı ve kendini kaybedecek hale geliyordu yalnız bırakmadım o süreçte onu. Artık toparlandı ve ilaçları bile azaltmıştı doktoru bugün anladım ki Emre onu tetikliyor tekrar gözünde aynı siniri ve çaresizliği gördüm. Ama kızı Burak aradığında ne Emre kaldı nede krizin izleri bu yüzden ona aşık olduğunu söyledim inkar etse bile yakında anlayacaktır. Yatağımda uzanıp saatlerce düşündüm beni aramadı merak etmeye başladım ama sıkmakta istemiyorum Eylül sıkıntıya gelemeyen birisi en iyisi düşünmemek uyumak.
Kapının sesiyle uyandım uykumdan Eylül mü geldi acaba birşey mi oldu diye koşarak açtım kapıyı.
"Eylül... Emre senin ne işin var burada?"
Ben Eylülü beklerken karşımda duran Emreyle neye uğradığımı şaşırdım saat gecenin biri ve kapıma dayanmış bir adet Emre, şaşırmak işten bile değil."Eylülü ara gelsin o gelene kadar buradan gitmeyeceğim."
"Sen ne saçmalıyorsun. Eylül senin ayağına gelmeyecek şimdi bas git kapımdan polis çağırırım."
"Umurumda bile değil İrem ara Eylül buraya gelsin."
"Sen ne sanıyorsun kendini hem kızı bilinmeyen numaradan kendini tanıtmadan mesajlar atıyorsun kızın dengesiyle oynuyorsun bir yandan da sağda solda Gülsüm'le geziyorsun." Yüzsüzlüğüne o kadar sinirlenmiştim ki ağızma geleni söyledim.
"O mesajları ben atmadım." Ne dedi o mesajları ben atmadım mı kim attı o zaman.
"Yalan söylüyorsun."
"Eylülü çağır İrem bunları sana değil ona anlatmam lazım." Haklı olabilir zaten eylül beni aramadı merakta ettim ama söylemem gerek yüzleşmesi lazım.
Kapıyı kapatıp odamdan telefonumu aldım Eylülü aradım. Telefonu açtı ve direk konuya girdi.
"İroş çok yorgunum yarın gelip anlatsam olur mu?" Kız haklı olanları deli gibi merak ediyorum ama bu daha acil bir konu.
"Eylül acilen bize gelmen lazım." Şimdi telaşla başıma nasıl bir felaket geldi onu düşünüyor kesin.
"İrem ne oldu sana birşey mi oldu ?" Konuyu fazla uzatmak istemedim.
"Hayır Emre burada ve sen gelmeden gitmeyecekmiş." Uzun bir sessizlik oldu ama haklı kız ben bile Emreden böyle bir hareket beklemiyordum.
"Tamam geliyorum."
Telefonu kapattık fazla sürmeden Eylül geldi onları yalnız bırakmamam gerektiğini düşünerek camdan izliyordum yanlarına gidip rahatsız etmekte istemedim.
Eylül bağırarak senin panda olmadığını biliyorum diye birşeyler söyledi Emre ısrarla burada konuşmayalım diyordu bende olaya el atmam gerektiğini düşünüp kapıya yöneldim ama gördüğüm manzara hiç hoş değildi. Emre zorla Eylülü arabaya bindirdi sonra kendi bindi arkalarından koşsamda yetişemedim. Aklım durdu ve ne yapacağımı bilemedim en kesin çözüm eylülün annesini yani Bahar teyzeyi aramam gerektiğini düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL YAĞMURU
Short StoryEylül'ün aşka olan küçük zaafı ona acıdan başka birşey vermemiş. Peki bizi acıttı diye hangimiz aşka inanmayı bıraktı ki. Bu kitapta Eylül'ün aşk hayatını okuyacaksınız. Bu bir bilinmeyen numara kitabı değildir. Bazı hikayelerle benzerlikleri bul...