15. BÖLÜM

21 1 0
                                    


Burak benden hoşlandığını söylediğinde ne cevap vereceğimi bilemedim. Çok şaşırmıştım, oda benim kendime gelmem için zaman tanıdı. Sonunda beynim konuyu idrak etti ve artik bir cevap.vermem gerektiğini farkettim.

"Sanırım bende senden hoşlanıyorum."

Sadece bu cümleyi kurabildim ve Burak'ın gözlerinde gördüğüm heyecan beni daha da utandırdı.

"Eylül sana anlatmam gerekenler var artık senden hiç bir şey gizlemek istemiyorum."

Burak'ın bu sözleri beni şaşırttı, Burak bana ne anlatacaktı ki... Aman ne önemi var bunun ne olursa olsun benden hoşlanıyor, taş gibi bir sevgilim olacak.

"Dinliyorum." Dedim tebessumle duyacağım şeyleri sabırsızlıkla beklerken Burak bir anda anlatmaya başladı.

" Eylül hani bı pandadan söz ediyordun, önce Emre demiştin bana sonra da o olmadığını söylemiştin ya hoşlanıyordun ondan, ." Dedi ve sözünü keserek girdim araya.

" Evet ama konumuzla ne alakası var onun o defter kapandı." Kızmış mıydım ben ama neden daha yüzünü bile görmediğim bir adam beni bu kadar sinirlendirdi mi gerçekten,  Eylül yapma seni bir ay boyunca aramamış bir adam için şu anı bozma.

" Anladım! Ama anlatacaklarimla onunda alakası var. Eylül benden korkma olur mu anlatacaklarim yani demek istedigim, ben seni ilk defa şirkette görmedim." Kaşlarım çatılmıştı. Anlamaya çalışıyordum sözlerini nasıl yani beni ne zamandır tanıyor olabilir. Hiç bir tepki vermeden dinlemeye devam ettim Burakta anlatmak için güç topluyor gibiydi.

"Aslında ben seni ilk kayalıklarda ağlarken gördüm. Ben sıkıldıkça çıkarım o tepeye kafamı toplamak için güzel bir yer sessiz sakin ama o gece seni gördüm çok ağlıyordun kendinde değildin. Uzaktan izledim önce seni o kadar güzeldin ki rüya gibi dağılmış saçlarınla, kızarmış gözlerinle , seni neyin bu hale getirdiğini düşünmeden edemedim. Böyle bir güzellik ne yaşamış olabilirdi ki. Kim üzmeye kıyabilirdi. Sonra bir anda ayağa kalktığını gördüm. Bağırarak "Ben artık yaşamak istemiyorum " Dedin kalbime bir bıçak saplandı sanki. Koşarak geldim yanına tuttum seni kollarımda bayıldın. İnan o an ne yapacağımı bilemedim, ilk aklıma gelen seni hastaneye getirmek oldu." Durdu nefes almaya çalıştı benimde buna ihtiyacım vardı. Benim hayatımı borçlu olduğum gizemli adam Burakmış.

"Yani o sen miydin? Beni kurtaran sonra teşekkür etmeme bile izin vermeden kaybolan adam. Seni çok aradım ama bir iz bile bulamadım. Şu an çok şaşkınım Burak ne diyeceğimi bilmiyorum." Dedim ve devam etmesini bekledim. Fazlasıyla şaşırmıştım.

" Evet senin o halini gördüğümü bilmeni istemedim. Çünkü sana acıdığımı düşünmeden korktum. Seni ziyaret etmek istedim ama cesaret edemedim. Uzaktan takip ettim evini öğrendim. Sonra hakkında ufak çaplı bir araştırma yaptım Emreye ulaştım ama onu sevdigini öğrenince senden uzak durmaya karar verdim. O gecenin sebebinin Emre oldugunu bile bile sustum. İçimde büyüdü sana olan hisler daha tanımadan. Ama sonra bunun böyle olmayacağını anladım ve şirkette ise başlaman için sana mail attım. Şirket hesabından en azından bir şeylerle meşgul olmak seni biraz olsun iyi hissettirir diye düşündüm, keza öyle de oldu." Bu sözlerine şaşırmadım desem yalan olurdu, hoş Burak bugün ne söylese şaşkınlığım katlanıyordu. Acaba daha neler vardı bilmediğim.

"Burak bu anlattıkların çok fazla." Diyerek sustum daha fazla cümle kuramıyordum.

" Eylül biliyorum ama bunları sana şimdi anlatmazsam seni kandırmış olurum ne olur bitirmem izin ver."

" Tamam seni dinliyorum." Dedim donuk bir sesle, aslında anlattıkları korkutmuştu beni hayatıma dair çok şey biliyordu. Ama yine de merak ediyordum sonu nereye varacaktı acaba.

"Sen şirkette ise başladıktan sonra kimseyle arkadaşlık kurmadın herkese mesafeliydin. Bende seni görebilmek için her sabah kapıda bekledim. Sonra bir gün dayanamadım artık, Emreden ayrıldığını da öğrendiğim için sana mesaj atmak istedim ama bunu kendi numaramla yapamazdım önce beni tanı sana olan sevgimi gör istedim. Bana panda dedin Eylül."

" Yok artık Burak bu kadarını da yapmış olamazsın." Bir an sinirle ağzımdan çıkan sözlerle kendim bile şaşırdım. Sinirlenmiştim çünkü ben ona pandayı anlatırken o bana yalan söylemişti kendisi olduğu halde bana hiç birşey belli etmemişti.

" Benim duygularımla oynadın gözümün içine baka baka hemde." Gözlerim doldu bir anda hala teknede olmamızın üzerimde kurduğu baskıyla ağlamamak için sıktım kendimi çünkü kaçacak bir yerim yoktu. Bilerek getirmişti beni denizin ortasına şimdi nasıl bir açıklama beni bekliyor hiç bir fikrim yok ama dinlemem gerekli beni nasıl kandırdığını bilmeliyiz.

" Eylül'üm yapma böyle ben seni üzmemek için elimden geleni yaptım ama işler benim konturolümden çıktı sen bana sevgilim var dedin tanışmaya getir demekte ki amacım karşına ben çıkacak bu oyunu bitircektim. Liseli gibi anonim takılmak yoktu hesapta, ama o Emre her zaman olduğu gibi tüm planlarımı mahvetti karşına çıktı ve senin durumun o kadar kötüydü ki sana kesinlikle aciklayamazdim. Sonra seni kaçırdı ve bir ay boyunca inan ne uyku uyudum ne yemek yiyebildim hastane kapısından ayrılmadım. Ve şu an ilk bulduğum fırsatta sana olanları anlatıyorum seni kandırmak gibi bir niyetim yoktu benim melegim. Sen incinme diye ben senelerce bekledim." Gözünden damla damla yaş akıyordu. Dayanamadım benim için o kadar şey yapan bu adama yargısız infaz yaptığım , kızdığım, ona tepki verdiğim ve ondan korktuğum için kendime kızdım bu adam beni benden daha iyi tanıyor ve daha çok düşünüyordu. O yüzden sadece ona sarıldım.

" Seni seviyorum Eylül'üm..."

Arkadaşlar bir sonraki bölüm final yapacağım.
Bu hikaye popüler olsun yada ünlü olayım diye yazılmadı. Yani ben Eylül'u çok seviyorum bu yuzden bu hikayeyi yazdim.  İki sene sonra tamamlama kararı aldim. Okuyan ve seven arkadaşlar benimle yorum yaparak paylaşırsa duygularını beni çok mutlu ederler. Sizleri seviyorum iyi okumalar.

EYLÜL YAĞMURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin