"Saçlarını seviyordum." dedim ona sarılırken. "Onun söyledikleri de umrumda değildi, bunu biliyorsun."
"Artık biraz geç ama sorun değil." dedi yüzüme hüzünle bakarken. Harry'nin saçlarına olan bağlılığını herkes bilirdi, hatta boş konuşup onu bu hale getiren Ashley'nin bile bildiğinden emindim.
"Üzülme." dedi Louis. "Kökü sende, yine uzar."
Liam, Niall ve Harry kahkaha atarken Lou ifadesizce elindeki elmayı dişlemeye devam etti. Harry'nin yüzündeki yerini koruyan gülümsemenin altındaki somurtkan yüz ifadesini görebiliyordum, çok geçmeden beline sarıldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Harry, bugün derse girmeyelim." dedim onu çekiştirirken. "Hadi, ders başlamadan gidelim."
"Sana neler oluyor böyle?" dedi ve güldü, bu sorada adımlarını hızlandırarak bana yetişmeye çalışıyordu.
"Bana gidelim ve bir film izleyip beraber vakit geçirelim. Biraz patlamış mısır yemenin kime ne zararı olur? Hem, bugünkü dersler önemli bile değil. Zaten seninle epeydir güzel zaman geçiremedik, okul dışında hiç..."
Bahçe kapısından çıktığımızda geri geri yürüyor, Harry'i sürüklüyordum ki birden birine çarptım, arkama dönmemle çarptığım kişinin Zayn olduğunu gördüm ve duraksadım. Önüme gelen saçlarımı geri ittirirken Zayn konuştu. "Önüne bakarak yürü."
"Yüzü bana dönüktü." dedi Harry kaşlarını kaldırıp gülümserken. Zayn onu dikkatle inceledi, saçındaki değişikliği fark etmiş olmalıydı.
"Üzgünüm derdim ama değilim." dedim Zayn'in ayağını çiğneyerek. Acıyla ayağını geri çektiğinde devam ettim. "Umarım acımıştır, ama ne fark eder ki, senin bana yaptığın piçliğin acısını bu kadar kolay çıkaramam."
Bu laflarımla ona resmen savaş ilan etmiştim ve bundan hiç pişman değildim, aksine, son derece memnun ve keyifli bir haldeydim.
Harry'nin elinden tutup önüme bakarak yola devam ettiğimde, arkamdan gelen sesle Zayn'in bir yerleri tekmelediğinden hiç şüphem yoktu.
