Zayn'in gelmesi için o kadar dua ettim ki.
Ama hiçbirini hiç kimse duymuyordu, zira duyuyor olsalardı o an koltukta debeleniyor olmazdım kurtulmak için. "Harry bırak beni." dedim bir kez daha, bu sırada şortumu belimden aşağı indirdi ve iç çamaşırlarımla kalmamı sağladı.
Kapı tıklandı. "Zayn!" diye bağırdım var gücümle. "Yardım edin!"
Harry üzerime çıkıp ağzımı kapattı, ellerimi savurup karnına yumruklar atıyordum ama tesiri olmadığı belliydi. Diz kapağımı kaldırıp bacaklarının arasına vurdum, inleyerek geri çekildiğinde sıvışıp kapıya yürüdüm. "Anahtar kapının önünde, lütfen yardım edin!"
Harry gelip beni belimden yakaladı, sırtımı gövdesine yapıştırdığında boğazımı sıkmaya başlamıştı. Nefesim kesilirken anahtarın delikte döndüğünü duydum, ardından kapının açılmasını, ve Zayn Harry'i çekiştirip kafa attığında Harry yere yığıldı. "Tanrım!" dedim boynuna sarılırken. "Zayn, şükürler olsun,"
"Zavallı." dedi Harry yerden kalkarken.
"Üzerini giyin." dedi Zayn, koltuğa yürüyüp kot şortumu ve bebe mavisi tişörtü aceleyle tekrar üzerime geçirdiğimde Harry dayak yiyordu ve umurumda olmaması normal miydi?
"Sizi öldüreceğim!" dedi Harry. "İkinizi de, hatta o karnındaki bebeği de öldüreceğim,"
"Tabii," dedi Zayn yere eğilip Harry'nin yakasını tutarken. "hayatta kalırsan."
"Zayn." dedim ona eğilip. "Zayn, bırak onu, bırak gitsin."
Harry yerde sürüklenmeye başladığında suratından damlayan birkaç kan halımda lekeler bıraktı. Onun ardından kapıyı kapatıp yanıma gelen Zayn'e beni bile şaşırtacak kadar büyük bir özlemle sarıldığımda ağlıyordum. "Çok korktum." dedim tek kolumu boynuna sararken. Bir elim hala karnımın üzerindeydi sanki oradaki minik şeyi dünyadaki tüm kötülüklerden korumak ister gibi.
"Bitti." dedi Zayn elini benimkinin üzerine yerleştirirken. "Bir daha asla sana yaklaşmasına izin vermem."
Hala neler olduğunu sindiremez bir biçimde iki kolumu da ona sardım. "Gel hadi, biraz dinlen." dedi bana. Vücudumdaki yoğun halsizlikten haberi vardı, bunun bebek yüzünden olduğunu düşünüyordum.
Koltuğa oturduğumuzda hiçbir şey söylemeden beni dizlerine oturttu. Kalbimin onun göğsünde dinlenmesine izin verirken boyun girintisine sokuldum, düzenli nefesleri beni öyle sakinleştiriyordu ki belime saplanan ağrı ve midemdeki bulantı olmasaydı orada uyuyabilirdim, ama aniden ayağa fırlayıp kendimi merdivenlere koşarken buldum. "Selena!" diye bağırdı arkamdan. "Ne oluyor?!"
Banyoya aceleyle girdiğimde dizlerimin üzerine çöktüm ve yerde kayan diz kapaklarımdaki keskin acıyı hissettim. Klozete eğilip kusmaya başladığımda Zayn'in varlığını hissettim, ardından saçlarımı ensemde toplayan sıcak ellerini, sonra sırtımı sıvazlamasını ve onca şeyin arasında huzuru.
Ayağa kalktığımda baştan aşağı titriyordum. "Gel buraya." dedi beni musluğun önüne çekiştirirken. Suyu açıp ellerimi ve yüzümü yıkadığında aynadaki yansımamı gördüm, bembeyaz yüzümü ve baygın bakışlarımı. Böyle mi olurdu yani, kabul, bebeğimin olacak olmasından şikayetçi değildim ama bunlar zordu. "İyi misin?" dedi havluyla yüzümü kuruturken. Başımı yukarı aşağı salladım, gerçekten hiç gücüm yoktu ve bir an önce dinlenmezsem bayılacakmış gibi hissediyordum. Zayn beni sıkıca sarıp odama yönlendirdiğinde vücudumu onun kontrolüne bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To You / Harlena
Historia Corta"Yakılıp gidenler için üzülme, seninle yeni anılar yaratacağız." Dusk Till Dawn kitabının devamıdır. ✌