"Sanırım regl olacağım." dedim Harry'e. "O zaman da böyle dayanılmaz bir ağrı oluyor."
"İyi de, o zaman ayağa kalkıp yaşayabiliyorsun." dedi memnunsuzca. "Az önce ölecek gibiydin ve o kadar korktum ki."
"Ama şimdi iyiyim." dedim. "Sen de dön artık, Anne'in benden nefret etmesini istemeyiz."
"Onlara haber verdim, bu gece rahatsız olduğunu ve seninle kalacağımı söyledim."
"O zaman uyuyalım." dedim ve küpelerimi çıkarıp sehpaya bıraktıktan sonra kıyafetlerime aldırmadan uzandım. Harry da benden sonra uzandı, belime sarıldığında uykuya dalmaya çoktan hazırdım.
Cuma sabahına klişe bir şekilde alarm sesiyle uyandım. Koltukta yalnız yattığımı gördüğümde sehpada duran not gözüme ilişti.
"duş almam ve üzerimi değiştirmem gerekiyordu, seninle okulda görüşürüz ve umarım iyisindir."
Kağıdı buruşturup bir yerlere atarken ayağa kalktım ve merdivenlere yürümeye başladığımda kıyafetlerimi aceleyle çıkarıp etrafa savurdum. Hemen duş alıp hazırlanmazsam geç kalabilirdim.
Duştan hızlıca çıktım, saçlarımı kuruttum ve yırtıklı bir kot tulumun içine beyaz cepli tişörtümü giydim. Haziran'ın ilk haftasıydı, havalar epey sıcaktı ve artık uzun bir şeylere gündüzleri tahammül edebileceğimi düşünmüyordum. Sırt çantama gerekli olabilecek şeyleri attım, saçlarımı iki yandan ördükten sonra başıma çantamla aynı renk bir siyah bandana bağladım. Siyah ayakkabılarımın tamamlayacağını düşünürken aynalı dolabımın önünde duran siyah ojeyi aceleyle ojesi soyulan parmak uçlarıma sürdüm ve kurutucu spreyi sıktıktan sonra aşağı indim. Sehpadaki telefonumu aldım ve siyah converse'lerimi giydikten sonra tek omzumda çanta, kulağımda kulaklıkla evden çıktım.
Okula huzurlu bir sessizlik içinde yürüdüm, yalnız olmaktan sıklıkla şikayet ederdim aslında ama bazı zamanlar yalnız olmak da iyi olabiliyordu?
Yaz tatiline iki hafta kalmıştı, derslerin büyük çoğunluğu boş geçecekti ama biz her yıl olduğu gibi son bir haftaya kadar gitmeye devam ederdik çünkü okuldu, güzel bir ortamdı ve kantinde ya da bahçede yaptığımız deli saçması sohbetler güzeldi.
Bahçeye adımladım, çocuklar her zamanki yerimizde oturuyorlardı, yanlarına giderken yüzümde koca bir tebessüm vardı. Harry beni gördüğünde sohbet etmeyi bıraktı ve dönüp bana sıkıca sarıldı, yanağıma, boynuma birkaç küçük öpücük bıraktıktan sonra mırıldandı. "İyi misin?"
"İyiyim." dedim etrafı gözetleyip dudağını öpmeden hemen önce. Gülerek geri çekildi, beni kendi etrafımda döndürürken kahkahalar atıyordum çocuklar da gülerek bizi izliyordu.
"Çok güzel görünüyorsun." dedi Harry, fısıldayarak teşekkür ettim ve ardından binanın içine ilerledik çünkü ders zili çalmıştı. Bahçedeki kalabalık bir anda içeri doluştuğunda etraf kalabalık olduğundan Harry beni belimden kavrıyordu, bense halimden oldukça memnundum.
Sınıfa girdiğimizde karnımda yine küçük bir ağrı belirse de aldırmadım, çünkü geceki kadar kötü değildi ve sanırım etraftakileri telaşlandırmama gerek yoktu, hakkım da yoktu.
Erkek öğretmen (adını inatla öğrenmek istemediğim) sınıfa girdiğinde herkesle beraber ayağa kalktım ve geri oturduğumuzda o çoktan masasına yerleşmişti. "Bu yılı sonunda tamamladığımıza göre," dedi önüne okumak için bir kitap koyarken. "daha fazla ders yok."
Kimse sevindiğini belirten çılgın sesler çıkarmadı çünkü bütün bir yılı zaten yorulmadan geçirmiştik.
Ben de çantamdan bir kitap çıkardım ama omzuma yaslanan Harry dikkatimi dağıttı. "Kitap okuma, sıkıldım." dedi. "Belki biraz konuşuruz diye düşünüyordum."
"Ne hakkında?" diye sordum.
"Bilmem," dedi elimi tutup parmaklarımızı iç içe geçirirken. "seninle her şey benim için güzel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To You / Harlena
Short Story"Yakılıp gidenler için üzülme, seninle yeni anılar yaratacağız." Dusk Till Dawn kitabının devamıdır. ✌