《13》

23.1K 1.1K 195
                                        

Yorumlayın*-*

Medyadaki şarkı ölüm♡

Zaman herkese göre değişkenlik gösteren bir terimdi. Durumdan duruma sana yöneltilen koşuldan koşula değişirdi. Mutlu olduğun o an su gibi akıp giderdi de geçmesini istediğin o ızdırap dolu dakikalar saatlere dönüşüp uzar giderdi. Acıyla yoğrulmuş dakikalarım saatlere evrildiğinden beri kafamı yerden kaldırmamıştım, kaldıramamıştım. O kadar zordu ki beklemek, nefesim kaç kere boğazıma takılmıştı da kuru kuru öksürmüştüm hatırlamıyordum.

Durumum içler acısıydı. Kaybolmuştum, yıkılmıştım, yılmıştım, bitiktim...

Kafamda dönüp duran düşüncelerin hepsi birbirini andırırken geçen her dakika sırtıma tonlarca yük bindiriyordu. Hiçbir zaman tam manasıyla bir düzene oturmayan hayatım bu sefer hangi darbe ile rayından çıkacaktı? Annem, babam, geleceğim... Daha bu hayata kaç kurban verecektim?

Düştüğüm zaman yerden kalkmam gerekiyordu ama her seferinde kaderin taktığı çelmeler daha da sertleşiyordu, her seferinde düştüğüm yerden kalkmak daha da zor oluyordu ve ben biliyordum ki bir kez daha düşersem kalkamayacaktım. Onun yokluğunu hayal dahi edemezken bütün boşluklarımı kendi boşlukları ile dolduran umudumu kaybedersem ben bir daha ben olamazdım.

Anons sesleri birbirine karışırken uzun süre sonra kafamı kaldırdım. Ne kadar olmuştu ki dört saat mi yoksa beş mi? Boynumun uyuşukluğu canımı yaktığında dudaklarım kıvrıldı, acı ne kadar gerçek ve yoğundu ama benim asıl canımı yakan canımın canının yanıyor olmasıydı.(Kafalar fena falan)

-Stark?

Bir saat önce sayısız cevapsız aramasını kısa bir konumla cevapladığım uzun boylu adam karşımda dikildiğinde yutkundum. İnsan yanında teselli verecek birini bulduğunda acısını içine gömmeyi bırakıyordu. Göz yaşlarım onu bekler gibi gözlerimden döküldüğünde yanıma çöküp kollarını sardı.Burada ne aradığımı söylememe gerek yoktu zaten bu hayatta içerde yatan çocuktan başka kimim vardı ki.

-Şş geçecek güzelim.

-Jakson?

Titreyen sesime eşlik eden bedenime daha sıkı sarıldı. Şu an ihtiyacım olan tek şey birinin bana iyi bir haber vermesiydi. Alel acele içeriye giren birkaç doktordan sonra buraya çökmüştüm bir daha da kalkamamıştım. Ne sorduklarımı duymuşlar ne de gözlerinin içine bakışımı görmüşlerdi. Biliyordum ki içerde normal bir ameliyat yoktu. İçeriye giren çıkan ve terden anlı sırılsıklam olan hemşireler durumun zorluğunu bas bas bağırmışlardı. Otomatik kapının her aralanışında başım aşağıya düşmüş, omuzlarım çökmüştü.

-Canım yanıyor.

-Biliyorum güzelim biliyorum ama geçecek o içeriden çıktığında o acının zerresi bile kalmayacak.

-Çıkacak değil mi?

-Çıkacak tabi.

Tesellisine sığınmak güzeldi, iyisinden bakmak çok güzeldi. Kötü düşünürsen kötü olur demişler, en iyisini düşünüyordum. Mesela onu hiç bırakmayacaktım benden bıkana kadar etrafında dört dönüp onu bıktıracaktım. Bana olan hislerine laf dahi etmeyecektim. Geçiciyse eğer bunu fark ettiğinde benden gitmesine göz yumacaktım ama kalıcıysa da bende kalmasına izin verecektim. Onu kaybetmektense kendimi kaybetmeyi tercih ederim.

...

-Çıktılar.

Jakson un sesi ile kafamı kaldırdığımda teker teker çıkan doktor ve hemşireleri gördüm. İçlerinden bir tanesi bize doğru yöneldiğinde aniden ayağa kalmıştım bunun sonucu kararan bakışlarıma aldırış etmeden doktora doğru sarsak adımlar atmıştım.

Domestic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin