《6》

26.2K 1.4K 264
                                        

Satır arası yorum istiyorum *-*

İki gündür benimle konuşmayan, odasından çıkmayan ve yemek bile yemeyen Martin ile ne yapacağımı bilmiyordum. Aramızda olan ama olmaması gereken şeylerden sonra birbirimizden uzaklaşmıştık. İlk günlerimize geri döndüğümüzü hissediyordum ve bu beni korkutuyordu.

Onunla konuşmak, bir nebze olsun aramızdaki soğukluğu gidermek istiyordum ama bunu yapamıyordum. O gün ondan etkilenmiş olduğumu kendime itiraf etmiştim ama elimde büyüyen birinden etkilenmek de ne demek oluyordu.

Kafamdaki düşünceler birbiri ardında bağlanıp dünya turuna çıkmak üzereyken elimdeki bıçağı tezgaha bıraktım. Martin için yemek yapmaya çalışıyordum, yemeyeceğini bile bile. Eti sevdiği için fırında patateslerle birlikte pişirip yanına da salata yapmaya çalışıyordum. Marulları yıkadıktan sonra tekrar elime bıçağı aldım. Son iki yaprağa geldiğimde marul yerine parmağımı kesmiştim.

-Of! Bir bu eksikti.

Alt kattaki banyoya söylene söylene ilerleyip işaret parmağımın ucuna bir yarabandı yapıştırdıktan sonra kalan malzemeleri de doğramıştım. Salata hazır olduktan sonra masayı da üstün körü halledip derin bir nefes aldım. İşin en zor kısmı gidip onu çağırmaktı.

Üst kata ilerlerken ona nasıl davransam diye sorguluyordum. Onu kaybetmek isteyeceğim son şey bile değildi. Bu nedenle bazı şeyler olmamış gibi yapacaktım. Odasının kapısını tıklattığımda herhangi bir ses gelmedi. Üfleyerek içeriye girdim.

Yatağına uzanmış, sol kolunu gözünün üzerine atmış müzik dinliyordu. İki günün ardından onu görmek, kalbimde tarifi imkansız bir duyguyu sebebiyet vermişti.

Beraber, daha geçen hafta aldığımız lacivert kapriden başka üzerinde bir şey yoktu. Beni farketmesi için yatağının yanına kadar ilerlesem de fark etmemişti. Aslında duyuları çok keskindi kokumu aldığından emindim.

-Martin?

Tepkisiz kaldığında elimi omzuna koyarak tekrar seslendim.

-Martin?

Kolunu gözünün üzerinden çektiğinde bir kaç saniye yüzüme baksada ardından toparladı ve kulaklığını çıkarıp yatakta oturur pozisyona geçti.

-Evet?

-Yemek yemeyecek misin?

Bakışkarı yerde gezinmeye başladığında bir kırgınlık dalgası sardı bedenimi.

-Sanmıyorum.

-İki gündür yemiyorsun

Dalga geçer gibi güldü.

-Hım dikkatinden kaçmamış.

-Seninle ilgili hiçbir şey dikkatimden kaçmaz.

-Bazı şeyler kaçabiliyormuş demek ki.

Gönderme yaptığı güne lanet ederek yatağının kenarına oturdum.

-Martin on yaşından bu zamana kadar yanında olan ve sürekli gördüğün kişi benim.

Ne diyeceğimi anlamış gibiydi.

-Bu nedenle mi sana karşı hislerim olduğunu düşünüyorsun.

-Öyle zannettiğini düşünüyorum.

Uzun bir aranın ardından gözlerini gözlerime dikti.

-Ya gerçekten öyleyse o zaman...

-Hayır! Asla tamam mı? Asla benden gidemezsin. Buna izin vermiyorum.

Domestic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin