Yorumlayın...
Onsuz geçen günler birbiri ardına sıralanmış ,ilmek ilmek birleşmişti. Sanki onsuz nasıl yaşanır unutmuş gibiydim. Yemek yemek ve uyumak dışında öylece duruyordum. Jakson olmasa belki de yemek bile yemezdim. Ama o bu altı gün boyunca benimle ilgilenmiş, kendimi kaybetmemem için elinden geleni yapmıştı.
-Ben çıkıyorum Stark.
Yanıma gelip başımın üzerine bir öpücük bıraktığında kafamı salladım. Altı gündür yanımda kaldığı için ailesi ile de uzun süredir görüşmediği içim bugün ailesinin yanına gidiyordu. Kapının kapanma sesiyle oturduğum koltuğa uzandım. Birazdan hastaneye telefon etmem ve Martin in yarın taburcu olup olmayacağımı öğrenmem gerekiyordu ama korkuyordum. Bu süre uzarsa ona olan özlemimden kafayı yiyebilirdim.
Derin bir nefes alarak doğruldum, korkunun ecele faydası yoktu. Hastanenin numarasını tuşladığımda o sinir bozucu bekleme müziklerini zar zor dinlemiştim.
-... Hastanesi buyurun?
-İyi günler. Martin Stark ın ne zaman tabrucu olacağını öğrenmek istiyorum.
-Tabi bir dakika bekleteceğim.
Araya giren saniyeler uzamaya başladığında gözlerimi devirdim.
-Sizi doktoruna yönlendiriyorum.
Ufak bir tık sesinden sonra doktorun sesini duydum.
-Evet, Jenny Stark?
-Benim. Martin ne zaman tabrucu olacak?
-Aslında yarın taburcu olması gerekiyordu ama denge konusunda hafif problemleri var. Fizyo terapi işi biraz daha uzadı. Bu nedenle kesin olarak dört gün sonra taburcu olabileceğini söyleyebilirim.
-Ah anlıyorum. Te... teşekkür ederim. İyi günler.
Telefonu kapattığımda elimdeki telefon koltuğa, gözümdeki yaş da yanağıma düşmüştü. Dört koca gün daha onsuz geçecekti.
...(Bir bölüm daha Martin siz kalmanıza içim elvermedi 😉)
Arabada direksiyonu tutan ellerim titrerken kalbim doğasına aykırı bir hızda atıyordu. Birazdan onu görebilecektim. Her ne kadar hızlı kullanmamaya çalışsam da fark etmeden hızlı kullandığım araba sayesinde on dakikada hastaneye gelmiştim. Nihayet bugün taburcu oluyordu. İçimde tarifi imkansız bir heyecan onunla birlikte aşırı dozda mutluluk vardı. Şu on günde yüzüne hasret kalmıştım.
Hızlı adımlarla otoparktan çıktıktan sonra kendimi asanöre atmıştım. Dördüncü katın düğmesine bastığımda bu katın kurt ve köpek melezlere ayırılmış olduğunu gördüm. Üçüncü katta ise kedi melezleri vardı. Asansörün kata geliş sesi ile kendimi koridora attım. Bomboş koridor dört e bölünüyordu. Sabırsızca kattaki tabeladan nereye gitmem gerektiğine baktığım bir kaç saniyenin ardından adımlarımı gitmem gereken yere çevirdim. Beni bekliyordu bundan emindim.
Biraz sonra önüme çıkan danışma ile kaçıncı odada kaldığını öğrenmek için ona doğru ilerledim.
-Merhaba. Martin Stark ın kaç numaralı odada kaldığını öğrenebilir miyim?
-Tabi bir dakika
Yeri döven ayağım ne kadar sabırsız olduğumu gösterircesine her saniye biraz daha hızlanıyordu.
-5688.odada şuradan başlayan odaları takip edebilirsiniz.
-Teşekkür ederim..
Gösterdiği yönden ilerlerken oda numaralarına da hızlıca bakıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Domestic
Romansa-Tamamlandı- Bu kitap ailesiz bir kız olan Jenny ve kurt melezi olan Martin'in hikayesini anlatmaktadır. Martin ilk bölümlerde 10 yaşında, Jenny ise 20 yaşındadır. (...) -...ve güzelim ben hediyemi şimdi istiyorum. Dudaklarım üzerinde hissettiğim...