Yazım hatalarına bakmıyorum bir ara düzenlerim. Yorumlayın bakalım^^
-Şöyle bakmayı kes.
-Sadece bakıyorum.
-Martin beni zor durumda bırakıyorsun.
Elini saçları arasından geçirdikten sonra omuz silkti.
-Tamam biliyorum ama elimde değil. Hastanede senden çokça ayrı kaldım zaten
-Seninle birlikte gidebilsek giderdik.
Başını sallayıp onayladıktan sonra yerde duran valizimi arabanın bagajına yerleştirdi.
-Aradığımda telefonu açacaksın değil mi?
Gayet ciddi bir ifade ile ona bakıyordum çünkü telefona olan ilgisi sıfırdı. Eğer telefonu açmazsa kafayı yiyebilirdim.
-Sayende telefona bağımlı hale geleceğim.
-Her gün ararım.
-Günde iki kere de arayabilirsin.
Ufak bir tebessüm dudağımda belirdiğinde onu onayladım.
-Görüntülü konuşalım.
-Tamam.
Yutkunup ona baktığımda öylece bana bakıyordu. Bu anın bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Gözlerim bileğimdeki saate kaydığımda uçağın kalkış saatine az kaldığını fark ettim.
-Gitmen gerekiyor sanırım.
-Maalesef.
Bakışlarımız birbirinden ayrılmazken derin bir nefes koyvermiştim. Gerçekten nasıl ayrılacağımı bilmiyordum.
-Yemek yemeği unutma.
-Tamam.
Kollarımı açtığımda bunu beklediğini anlamıştım. Belimi kavrayan kolları nefesimi kesmeye yetecek kadar sıkıydı. Kafasını boynuma gömüp boynuma ufak bir öpücük bıraktı. Derin derin aldığı nefesler kalbimi tekletiyordu.
-Beni ağlatmak üzeresin Martin.
Beni umursamadan sarılmaya devam ettiğinde omuzlarına sımsıkı tutunarak bu anın içine hapsolmayı diledim. Ondan bir saat bile ayrı kalmak istemezken günlerce ayrı kalmak... Pasaport işlemlerini dün yerine daha erken bir zamanda başlatmış olsam belki benimle gelebilirdi ama bu işlemler iki aydan fazla zaman aldığı ve bir sürü sağlık prosedüründen geçtiği için bir nevi imkansızdı.(Melezler için.)
Benden ayrıldıktan sonra hüzünlü bakan gözlerine aynı şekilde karşılık verdikten sonra derin bir nefes alıp arkamı dönerek arabaya geçtim. Bu anı kısa tutmazsak ayrılamayacaktık.
-Seni çok özleyeceğim.
-Bende bebeğim.
...
Davetin yapılacağı mekana ikinci gelişim şu an yanımda bir düzine kadar görevliyle gerçekleşiyordu. Geleli üç gün olmuştu. Bay Lape ve diğer şirket çalışanlarıyla olan görüşmelerim, toplantıya gelecek insanlarla olan yazışmalarım ve daha niceleri ile geçen üç gün. Dün mekanın tasarımı hakkında fikir sahibi olmak ve nasıl bir dizayn verebileceğimi kestirmek üzere bir kere gelmiş ve şimdi ise gerçekten iş başı yapacaktım.
Konuşmaların yapılacağı kürsü en önemli detaydı ve mekanın en göze çarpan kısmına yerleştirilecekti. Davetliler için olan masalar tam kürsünün karşısına denk geliyor ve her bir açıdan net gözüküyordu. Benim işim sadece işlerin yolunda gidip gitmediğine bakmak olduğu için mekanın bir kenarına çekilmiş kendi alanlarını düzenleyen çalışanlara bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Domestic
Romance-Tamamlandı- Bu kitap ailesiz bir kız olan Jenny ve kurt melezi olan Martin'in hikayesini anlatmaktadır. Martin ilk bölümlerde 10 yaşında, Jenny ise 20 yaşındadır. (...) -...ve güzelim ben hediyemi şimdi istiyorum. Dudaklarım üzerinde hissettiğim...