《28》

18.9K 879 175
                                    

(Medya, Zendya - Replay)

Yorumlarınızı bekliyorum ❤️

❤️ İyi okumalar ❤️

Bazen birden fazla işe, birden fazla kişiye ya da birden fazla yere yetişmeye çalışırken yoruluyorduk. Yorulmak kaçınılmazdı çünkü içinde sadece yirmi dört saati barındıran güne yirmi dört saatti aşacak yapılacaklar listesi hazırlıyorduk. Ben de yakın zamanda yapılacak listeme birden fazla madde koymuş ve gün içine sığdıramaz olmuştum.

Son sınıf olmanın verdiği sıkışık okul hayatım vize döneminde iyice sıkışmıştı, üstüne şirketin yöneticisi olma vaktim yaklaştıkça ordaki sorumluluklarımda eklenmişti. Ben kendime vakit ayıramazken hayatımdaki insanlara vakit ayırmaya çalışmıştım, uyku düzenimi bozmuş, yirmi dört saatlik döngünün içinde kendimi kaybetmiştim.

Bugün ise uzun zaman sonra hayata dönen depresyondaki insanlar gibi hissediyordum. Sanki kapandığım odamdan sonunda çıkmış ve hayata karışmıştım. Oysaki olan tek şey vizelerimin bitmesiydi. Finallerime kadar ders çalışmayı bırakacak ve kendime zaman ayıracaktım. Kendimi yenilemem ve üzerimdeki monotonluktan doğan karanlık havadan kurtulmam gerekiyordu. Ders çalışmak, işleri öğrenmek, sınava girmek ve Martin ile zaman gerçirmek şeklinde ilerleyen günlerim her seferine kendimi yatağa atmam ile sonlanmıştı.

Benim içinden kurtulduğum bu döngüye ise yakın zamanda Martin girmişti. Girdiği üniversitede vize haftası gelmiş ve örgün olarak okuduğu bölümünden dolayı okul, ev arası mekik dokumaya başlamıştı.

Telefonumun çalan hatırlatması ile yürüdüğüm kampüsün içerisinde otoparka varmak üzereydim. Hatırlatıcıyı ne için kurduğum aklıma geldiğinde derin bir nefes almış ve yanına geldiğim arabamı açarak sürücü koltuğuna geçmiştim. Bugün yine Andrew amcanın yanına gitmem ve yakın zamanda düzenlenecek olan organizasyon ile ilgilenmem gerecekti. Yaptığım bir şey yoktu aslında, sadece onları izliyor ve fikir ediniyordum. İlk elden öğrenmek ve gözlem yapmam öğrenmek için gerekliydi.

Ben ne kadar işleri ertelemeye, kendimi geri çekmeye çalışıyorsam Andrew amca bir o kadar sabırsızdı. Bir an önce işleyişi öğrenmem ve ona yardım etmem konusundan acele ediyor ve hatta Martin'in bile şirkete gelip gitmeye başlaması gerektiğini düşünüyordu.

Okul ile şirket arası kırk beş dakika sürüyordu. Kırk beş dakikanın sonunda binanın otoparkına girmiş ve park ederek en üst kata çıkmıştım. Andrew amca eskiden babam ile birlikte kullandıkları odayı artık tek başına kullanıyor ve şirketin bir nevi ceosu sayılıyordu. Sadece aylar sonra benim ismimin yazacağı odanın karşısına geldiğimde sekretere selam vermiş ve beni fark etmesini sağlamıştım.

"Hoş geldiniz Bayan Stark. Bay Lape odasında. Geleceğinizden haberi var mı? "

"Evet. Bu arada içeriye iki kahve gönderirseniz misiniz?"

"Tabi hemen gönderiyorum."

"Teşekkürler."

Kapıya tıklayıp içeriye girdiğimde Andrew amca bütün ciddiyeti ile önündeki sunum dosyasını inceliyordu. Beni fark edip kafasını kaldırdığında önündeki dosyayı biraz ileriye ittirmiş ve derin bir nefes vermişti.

"Ah, Jenny iyi ki geldin. Gel de bir şu dosyaya göz at. Yeni organizasyonun yapılabileceği mekanlar var içerisinde ve ben işin içinden çıkamadım."

Onun bu haline gülerek yanına ilerlediğimde masanın önünde, iki taraftaki koltuklardan birine oturmuştum. Andrew amca hep böyleydi. Anlaşma ya da ortaklık kısmını, bazen hesap işlerini, çıkan sorunları halletmekte üstüne yoktu ama iş organizasyon ya da ufak dokunuşlara geldiğinde geriliyor ve üstesinden gelemiyordu. Eskiden bu işlerle babam ilgilendiği için elini sürmemiş ve ikisi aralarında sözsüz bir anlaşma yapmışlardı. Kağıt işleri Andrew amcamda, organizasyon ve dekorasyon işleri babamdaydı. Bu şekilde küçükten başlayarak büyümüş ve şu anki hallerine gelmişlerdi.

Domestic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin