《10》

26.2K 1.3K 361
                                        

Medya: BTS-Spring day

Beklediğim şey kesinlikle bu değildi. Şu an karşımda en kalitelisinden biftekleri götüren iki adam mazisi çok eskiymişçesine birbiri ile muhabbet ediyordu.

-Çok güzel bu biftek ama ben doymadım. Stark bir porsiyon daha istiyorum. Sende ister misin?

Martin ona sorulan soru karşısında dişlerini gösterdiğinde bir kaç saniye güzelliğine daldım. Jakson sanki hesabı o ödeyecekmiş gibi rahatken ben karşılarında bir bardak su ile onları izliyordum.

Restorana ilk geldiğimizde Martin Jakson a o kadar kaba davranmıştı ki ben bile şaşırmıştım. Ama atladığım bir detay vardı  Jakson onun tersine giden insanlara bayılırdı. Martin e selam verdiğinde ve selamı karşılıksız kaldığında ki gülümsemesi onu sevdiğini göstermişti. Biz konuşurken muhabbete dahil etmeye çalışmış başaramayınca benim rezil olduğum  anıları anlatmaya başlamıştı. Bir süre sonra ben muhabbetten devre dışı bırakılmıştım. Onlar ise benim burada olduğumu unutmuş gibilerdi.

Yeni tabaklar önlerine koyulduğunda sanki ilk tabaklarıymışcasına yiyen ikiliye hayretle bakıyordum. Yanımda kartımın olduğuna şükretmeye başlamıştım çünkü birazdan gelen hesaba bir telefon parası yatırabilirdim.

-Kimya dersinde tahtaya çıktığın anı hatırlıyor musun Stark?

Aklıma gelen anı ile ellerimi yüzüme kapattım.

-Jakson hayır!

-Hadi ama ondan mı untanıyorsun?

Martin in melez olduğunu ilk gördüğünde bir kaç saniye ona bakmış daha sonra bu detayı umursamamıştı bile çünkü Jakson böyleydi asla dış görünüşe göre arkadaş seçmez veya muhabbet kurmazdı. Onun dış görünüş kriteri kızlar için geçerliydi.

-Jenn?

Dudaklarımı kemirmeye başladığımda ikiside bana bakıyordu.

-Sen anlatmazsen ben anlatırım.

Omuz silktiğinde sıkıntıyla söze girdim.

-Bayan Kroun kimya derslerimize giren yaşlı bir öğretmendi ve gözünde ileri dereceye sahip gözlükleri vardı.

Bir durup nefes aldığımda Jakson alayla bana bakıyordu.

-O gün derse geldiğinde gözünde gözlüğü yoktu, sandalyeyi bile eliyle yoklayarak bulmuştu. Şansa bak ki gözlük takmayı unuttuğu gün benimde projemi sunma günümdü.

Gerisini anlatmak istemediğim için sustum ve yalvaran bakışlarla Jakson a baktım. Halinden gayet memnun bir şekilde çatalını ağzına götürüp bana göz kırpmıştı.

-Sonra?

Martin saf merakla sorduğunda sinirle güldüm.

-Sunumu yapmak için tahtaya çıktım, o gün bana yardım etmediğini hala unutmadım Jakson.

Kötü bakışlarımı üzerinde gezdirip konuşmaya devam ettim.

-Küçük bir tüp deneyiydi. Tek yapmam gereken üç tüpteki sıvıyı birbirine karıştırmaktı. Bir tanesini büyük tüpe boşaltıp diğerini elime aldığımda Bayan Kroun sıranın yanlış olduğunu söyledi. Elimdeki tüpü almak için...

Hatırladığım detay utançtan kızarmamı sağlamıştı. Devam etmediğimde Martin in sesini duydum.

-Hadi ama Jenn sonra?

Derin bir nefes alıp kafamı deve kuşu misali önüme eğdim.

-Elimdeki tüpü almak için hareket ettiğinde eli elimdeki tüpü es geçti. Gözlük takmadığı için tam olarak göremedi galiba.  Sonra eli... eli göğsüme doğru ilerlemeye başladı ve tüpü alacağım derken göğsümü kavradı.

Domestic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin