《3》

25.3K 1.4K 183
                                    

Oy ve yorum lütfeeen

İki ay sonra

Üzerime geçirdiğim mavi kot şort ve beyaz t-shirte kısa bir bakış attıktan sonra odamdan çıktım.Kahvaltıyı hazırlamış, duş almış ve üzerimi giyinmiştim. Martin' in odasına doğru ilerlerken bir yandan da telefonumdan saate bakıyordum. 09.24

Martin evime gelip hayatıma ortak olalı iki ay oluyordu.Bu iki ayda onunla birbirimize alışmakta çok zorlamıştık. Martin istediği şeyler olmadığında çabuk sinirlenen bir karaktere sahipti ve benim korumacı kişiliğim karşısında agrasif tavırlar sergileyebiliyordu.Bu yanını aşması için benim de aşmam gereken şeyler olduğunun farkına varmıştık .

Odasının kapısını açıp sessizce içeriye girdim.Kulakları çok keskindi ve bir kere hızla içeriye girdiğimde korkarak uyanmıştı. Arkamdan kapıyı kapattığımda gri duvarlı odada sakince uyuduğunu gördüm.Odasını benim zorlamamla kendisi düzenlemişti ve ortaya güzel bir sonuç çıkmıştı.

Siyah gardırobu, çalışma masası, benim seçtiğim gri ve üzerinde dolunay olan nevresimiyle tek kişilik yataklı oda onu yansıtıyordu.

Çok zeki bir çocuktu ve ailemin işini devraldığımda bana yardım edebilirdi.Bu nedenle ders çalışmasını istemiştim. İtiraz etmeden ders çalışmaya başlamıştı ve gayet de güzel gidiyordu.

Yatağının başına geldiğimde üzerine yattığı için şişkin duran yanağına kıkırdadım.Birkaç tane fotoğrafını çektikten sonra elimi saçına atıp siyah sivri kulağına doğru okşadım.Bunu seviyordu.

-Martin?

Bir kere seslenmemle gözlerini açmıştı.

-Hım?

-Kahvaltı hazır bebeğim, yüzünü yıka ve aşağıya gel.

Kafasıyla beni onayladığında ona küçük bir gülümseme gönderip odadan çıktım.Şu an onunla olan ikişkimiz normaldi.Eskiden aramızda olan soğukluk yavaş yavaş geçmiş ve o benden çekinmemeyi öğrenmişti.

Mutfağa inip portakal suyunu buzdolabından çıkarıp bardağa koyarak masaya bıraktım. Yaptığım krepleri de tabaklarımıza yerleştirdiğimde Martin masaya oturmuştu.

-Günaydın.

Gülümseyerek portakal suyunu ona uzatıp cevap verdim.

-Günaydın.

Yerime oturduğumda krebinden yemeye başlamıştı. Ben yemeden yemek yemeye başlamama alışkanlığını iki hafta önce bırakmıştı çünkü o yemeden yemek yemeyeceğimi söylemiş, gün boyu da yememiştim.

-Bugün bankaya uğrayıp halletmem gereken şeyler var. Üç ya da dört saat evde olmayacağım.Eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni ararsın tamam mı?

Gözlerini onay vererek kırptığında kuşkuyla ona baktım.

-Telefonunu nerde?

-Odamda bir yerde.

-Hadi ama Martin!

Ağzındaki lokmayı yutarak bana sıkkın bir bakış attı

-Onu kullanmaya alışamadım Jenny.

Gözlerimi devirip portalal suyumdan bir yudum aldım. Geçen ay ona güzel bir telefon almıştım ama o kullanmamakta ısrarcıydı.

-12 yaşında bir çocuğun nasıl olurda teknolojik aletleri merakı olmaz.

Dudaklarını büktüğünde yumuşamadan edemedim, çok sevimliydi.

-Onları kullanmak yerine kitap okumak daha eğlenceli.

Domestic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin