Gözlerimi sersemce açtığımda gece uyuyamadığım için üzerimde kırık bir yorgunluk vardı. Lavaboya geçerek rutin işlerimi hâllettikten sonra odama girip formamı giyinmeye başladım.
İşimi hallederek aynanın karşısına geçtiğimde belime kadar gelen siyah saçlarımın birbirine girmiş olduğunu görerek saçlarımı taramaya başladım.
Mutfağa geçtiğimde annemin ocakta birşeylerle uğraştığını gördüm. Arkası dönük olduğu için arkadan sarılarak yanağına bir öpücük kondurdum.
"Günaydın güzel kızım"
"Günaydın annecim geç kalıyorum hemen çıkmam gerek babama selam söylersin"
"Bir kahvaltı yapsaydın bari aç karnına gitmen hiç içime sinmiyor" diyerek yüzünü astığında masanın üzerindeki meyve dolu tabaktan bir elma aldım.
"Oldu mu?" diyerek gülümsediğimde kafa sallayarak onayladı. Üzerime uzun kabanımı geçirerek evden çıktığımda hafif bir üşüme sardı bedenimi.
Arkamda bir kıpırtı hissederek arkama baktığımda kimsenin olmadığını görerek derin bir nefes çektim ciğerlerime.
Evimizin olduğu sokak tenha olduğu için içimi bir huzursuzluk kapladı.
Biraz müzik dinlememin iyi olacağına karar vererek taktığım sırt çantamdan telefonumu aldım. Kulaklığımı takarak rastgele bir müzik açtığımda sesini son seviyeye getirerek okula doğru yürümeye başladım.
Biraz yürümenin ardından okulun bahçesine ulaştığımda telefonumu çantama attım.
Üşümekten dişlerimin birbirine çarpmaya başladığını hissetmemle aceleyle okula girdim.
Sırama oturduğumda sıra arkadaşım Ezgi sınıfa girmişti. Yanıma oturduğunu belli eden bir ses duyduğumda huzursuzca kıpırdandım. Sesini duyduğumda kafamı kaldırarak yüzüne bakmaya başladım.
"Bugün kızlarla dışarıya çıkmayı düşünüyoruz gelirsen çok sevinirim yani gelmeni çok isterim" dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Normalde böyle yerlere davet etmezdi hatta arada bir konuşurduk.
"Gelmeye çalışırım"
"Adresi sana mesaj olarak atarım gelmeye çalış ama lütfen" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
👻
Dersler bittiğinde eve giderek duşa aldım. Anneme dışarı çıkıp çıkamayacağımı sormak için oturma odasına girerek oturduğu koltuğun yan tarafına oturdum. Normalde anneme sormadan gelmeyeceğimi bildirirdim ama içimdeki bir yanım gitmek istiyordu.
"Anne bir şey sormak istiyorum sana"
"Tabi kızım sor dinliyorum" diyerek elindeki örgüyü masanın üzerine bıraktı.
"Bugün arkadaşlarım dışarıya çıkıcak bende onlara katılmak istiyorum onun için izin almak istedim"
"Tabiki çıkabilirsin her zaman evdesin zaten değişiklik olur" dediğinde gülümseyerek yanağından öptüm.
"Teşekkür ederim"
"Önemli değil canım kızım"
Odama girerek telefonun mesaj bölümüne girdim.
Kime: Ezgi
"Geliyorum bana adresi gönderir misin?"Yazarak gönderdiğimde cevabı beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra mesaj sesim odayı doldurduğunda telefonumu alarak mesaj bölümüne girdim.
Kimden: Ezgi
Çok mutlu oldum. Adres:......"Mesajı okuyarak kıyafet dolabıma doğru yürümeye başladığımda kapağını açarak kıyafetlerime göz gezdirdim.
Mini, omuzları açıkta kalan, uzun kollu dar olan siyah elbisemi üzerime geçirerek aynaya baktım. Beyaz tenim siyah elbisenin üzerinde kendini belli ederken saçlarımı düzleştirmeye başladım. Aynaya baktığımda yüzümün soluk durduğuna karar vererek kırmızı rujumu sürdüğümde memnuniyetle kendimi süzdüm. Gözlerime maskaramıda sürerek parfümümü sıktığımda annemi öperek evden çıktım.
Taksiye binerek adresi verdim. Uzun süren bir yolculuğun ardından ağaçlarla kaplı ormanlığa benzer bir yerde durdu. Gerekli miktarda parayı vererek dışarı çıktığımda rüzgârın bedenimi sarmasıyla titremeye başladım.
Etrafımı inceleyerek yürümeye başladığımda çantama elimi sokarak telefonumu çıkardım. Ezgi'yi aradığımda çekmediğini görmemle gözlerim dolmaya başlamıştı.
İleriden bir ses duyduğumda ayaklarım benden bağımsız o tarafa doğru yürümeye başlamıştı bile.
Sesin geldiği yönü bulduğumda gördüklerimle olduğum yere mıhlandım sanki. Arkası dönük olan adamın yerde yüzü tanınmayacak hale gelen adama doğrulttuğu silahı ateşlendirdiğinde boğuk bir çığlık kaçtı dudaklarımdan.
Silahı ateşleyen adamın hızla bana dönmesiyle bütün bedenim titremeye başladı.
Yutkunarak koşmaya başladığımda aklımdan binbir türlü şeyler geçiyordu.
Nereye gideceğimi bilmeden uzaklaşıyordum buradan ve tek istediğim evime gitmekti.
Bir adım dahi atacak halim kalmayana kadar koşmuştum. Kimsenin peşimde olmadığından emin olmak için arkama baktığımda gördüğüm sadece agaçlardı. Bulunduğum yerdeki ağacın altına oturarak gözlerimi kapattım. Nasıl böyle bir şeye şahit olmuştum ben? Orada can veren adama yardım edemediğim için içimi bir suçluluk duygusu kemirdi.
Ağzımda bir baskı hissetmemle gözlerimi açmaya çalıştım ama yakıcı koku bunu engelledi.
🕸
Beklediğimin aksine yumşacık bir yatakta açtım gözlerimi. Üzerime baktığımda dünkü kıyafetlerimin üstümde olduğunu gördüm. Zaten kısa olan elbisemin kalçalarıma kadar yukarıya sıyrıldığını görmemle hızlı bir şekilde aşağıya doğru indirdim.
Ayağa kalkarak etrafıma bakınmaya başladığımda, odanın kapısı dikkatimi çekti.
Kapıya yönelerek açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu anlamam uzun sürmedi. Ne kadar zorlasamda sonuç aynıydı. Kapı açılmıyordu. En sonunda pes ederek kapının önüne doğru oturdum.
Gözlerimden yaşların aktığını hissettiğimde silmedim. Sanki akan yaşlar içimdeki umut kırıntısını alıp götürüyordu benden.
Kapı kilidinin açılmasyla yerimden fırladım. Yanağımdaki yaşları elimin yüzeyine sertçe silerek karşımdaki kişiye baktığımda beklediğimin aksine elinde tepsiyle içeriye giren orta yaşlı bir kadın gördüm. Tepsiyi yatağın yanındaki komidine bıraktığında "afiyet olsun efendim" diyerek odadan çıktı.
Canım birşeyler istemiyordu istese bile buradaki yemeklerin hiçbirine dokunmazdım.
Kapının kilitlenme sesini duymadığımı farketmemle koşarak kapı kolunu indirdim. Kapının açılmasıyla şaşkınca etrafıma baktım. Sakince odadan çıktığımda sağa ve sola doğru ayrılan merdivenlerin sağ tarafından aşağıya doğru inerek salona girdim.
Odanın yan tarafındaki mutfağı farketmemle o tarafa doğru ilerledim. Arkası dönük olan takım elbiseli bir adam gördüğümde kalbim korkuyla çarpmaya başladı.
Katilin o olduğu düşüncesi adeta beynimi istila etmişti.
Hızla geriye doğru gittiğimde bacağımı sehpaya çarparak dengemi kaybetmiştim. Yalpalanarak arkaya doğru düştüm.
Onun gözleri anında beni bulurken yoğun kahverengi olan gözleriyle buluşturdum gözlerimi. Kalbim hızla çarpmaya başladığında sesli bir şekilde yutkundum.
Beklemediğim bir his sarmıştı ruhumu ama bu his kesinlikle korku değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ MAFYA (+18)
ChickLitOlmaması gereken bir yerde, görmemesi gereken şeyleri gören masum bir kız. BAHAR ÖZTÜRK Hayatında kimseye merhamet etmemiş kalbi buz tutmuş karanlık bir adam. AYAZ KESKİN. ♣