Bölüm: 12♠Özlem

66.7K 1.9K 519
                                    

🌙

Kafamdaki sesleri durdurmak için herşeyi yapabilirdim. Ayaz' a olan hislerim adeta çığlık çığlığa bağırıyordu. Ona zarar gelme olasılığı dahi beni bu hale getiriyorsa ona birşey olursa ne hale geleceğimi kestiremiyordum. Ve bunun sebebi bendim.

"Can bırak kızı bu mevzu ikimizin arasında."

Can kulağıma yaklaştığında kendimi geri çekmeye çalıştım ama nafileydi.

"İnandırıcı olması gerekiyor. Üzgünüm."

Ne dediğini idrak dahi edemeden saçımın kuvvetle çekildiğini hissettiğimde acı bir inleme kaçtı dudaklarımdan.

N'pıyordu bu gerizekâlı. Saçımı kökünden koparma niyetindeydi herhalde.

"Bırak lan kızı or**** çocuğu!"

Ayaz, silahının düşünmeden tetiğine basarak Can'ı omzundan vurduğunda istemeyerek de olsa kolumu bırakmak zorunda kalmıştı.

Tüm korumaların Can'ı hedef almasıyla ufak çaplı bir şaşkınlık geçirsemde toparlanarak ne yapacağımı düşünmeye başladım.

Biz plan yaparken Ayaz bizden önce davranmıştı.

Şuan tek istediğim buradan uzaklaşmaktı ama Ayaz gerçeği anlarsa buradan ölümün çıkacağını biliyordum.

Ayaz' doğru koşarak boynuna sarıldım. (yeleği hissetmeyeceği şekilde)

'N'olur gidelim buradan."

Elleri saçlarıma deydiğinde ürperdim. Yavaşça dokundu saçlarıma, tadını çıkarmak istiyorcasına dokundu.

O kadar saçma bir andı ki herkes birbirini öldürmek istiyor ama biz hasret gideriyorduk.

Kendimi geriye çektiğimde yüzüne baktım. Gözlerinde özlem vardı, bu beni ne kadar mutlu etse de ona oynadığım oyunun yükü halâ omuzlarımdaydı.

Kalbim yanıyordu onu her görüşümde vicdanım sızlıyordu. Ama onu görmediğim her an ise bana zulüm gibi geliyordu.

Bu olayda anlamıştım ona ne kadar alıştığımı, kendini bana ne kadar alıştırdığını.

"Akın sen Bahar'ı arabaya götür."

Yüzüme bakarak konuştuğunda itiraz edecek gücü arıyordum kendimde. Eğer burada kalırsa Can'ı öldüreceğinin farkındaydım, öldürülmesine izin veremezdim.

"Ayaz, Can bana birşey yapmadı ona zarar gelmesini istemiyorum."

Gözlerini bana çevirdiğinde irislerindeki o ateşi gördüm. Ayaz'ı hiç bu kadar sinirli görmemiştim.

"Ne diyorsun sen Bahar? Adam seni kaçırdı. Daha kim bilir ne işkenceler yaptı. Ve sen iki günlük tanıdığın adamı banamı savunuyorsun?"

Derin bir nefes aldım. Ne diyebilirdim ki sonuna kadar haklıydı.

İki gündür tanıdığım bir adamla anlaşma yapacak kadar nasıl salaklaşmıştım!

"Lütfen deme böyle, birilerine benim yüzümden zarar gelmesini istemiyorum. Anla beni. Sonra ne yapıyorsan yapabilirsin ama şuan da yapma. Azıcık hatırım varsa."

Ellerini sertçe saçlarından geçirerek bağırdığında hafif bir titreme sardı bedenimi.

"Yürü" diyerek ilerlemeye başladığında mutluluktan bayılabilirdim.

İlk defa benim duygularıma önem vermişti.

"Seninle işimiz burada bitmedi Can iti. Seni bulacağım ve kendi ellerimle o kafanı koparacağım."

Korkuyla gözlerim büyürken yapabilme ihtimalini düşündüm.

Yapardı.

Depodan çıkarak arabaya bindiğimizde aklıma gelen şeyle yüzümü buruşturdum.

Gömleğimin altında kurşun geçirmez yelek vardı.

"Ayaz ben birşey yaptım."

Kaşlarını çatarak bana baktığında yutkundum.

"Ne yaptın?"

Derin bir nefes alarak söyleyeceğim kelimeleri doğru sıraya koymaya çalıştım.

"Can'ın evindeyken odasına girerek kurşun geçirmez yelek giydim. Biliyorum yaptığım çok aptalcaydı ama ölmek istemiyorum."

Ağlamaya başladığımda kollarını bana sararak kokusunu hissetmemi sağladı.

Saçlarımı okşadığını hissettiğimde, kokusunu son bir kez daha soluyarak geriye doğru çekildim.

Ona karşı birşeyler hissediyordum ama bu yaptığımın bir telâfisi yoktu. Ona daha fazla bağlanmak bana sadece acı verirdi.

Kafamı cam tarafına doğru çevirerek sessizce ağlamamı sürdürdüm. Ayaz ise birkaç dakika beni izledikten sonra arabayı sürmeye başlamıştı.

Sessiz geçen bir araba yolculuğundan sonra ise arkama bakmadan kaçtığım eve yeniden girdim.

"Ayaz üzgünüm ben..."

"Üzgün olmanı gerektirecek bir durum yok Bahar. Bu olanların hiçbiri senin suçun değildi. Evde yeterince güvenlik sağlayamadım, senin kaçırılman benim suçumdu."

Dediklerini anlayamıyordum. Sanki beynim durmuş gibiydi. Evden kaçtığıma dahi inanmamıştı.

Gözlerime öyle derin bakıyordu ki kalbim patlayacak gibi hissediyordum.

Böyle hissetmemeliydim.

"Ben yukarı çıkayım, görüşürüz."

Odaya girerek kapıyı kapattığımda herşeyin bıraktığım yerde olduğunu gördüm. Hafif bir tebessüm sardı dudaklarımı.

Son zamanlarda sıkça yaptığım bir şeyi yapmaya başladım. Ayaz'ı düşünmeye...

Yaptıklarımı öğrendiğinde yaşayacağı hayâl kırıklığını düşünemiyordum. Tek amacım öğrenmemesini sağlamaktı bundan sonra.

Ne pahasına olursa olsun.

Merhaba umarım bölümü beğenmişsinizdir, sizleri çok seviyorum oylarak yorum yapmayı unutmayın.♥

KORKUSUZ MAFYA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin