Bediz'den:Uykumdan ani bir şekilde uyandığımda ağzımda iğrenç bir tat, başımda korkunç bir ağrı vardı. Gözlerimi kırpıştırıp tavandaki karanlıkta asla parlamayan ucuz yıldız çıkartmalarına baktım. Yapışkanları bile dandikti ve bazı geceler aniden suratıma düşerek beni korkuyla uyandırmaktan başka bir vasıfları yoktu.
Ahenk'i uyandırmamaya çalışarak sessizce ranzadan indim masanın üstünde kime ait olduğunu seçemediğim sudan birkaç yudum aldım ve hâlâ bavulda duran hırkamı giydim. Her ne kadar kapıyı gıcırdatmamaya çalışsam da başarısız olmuştum. Bu da kapı tarafında yatan Eftalya'nın huzursuzca dönmesine neden oldu.
Koridorun ışıkları yanıyordu. Söylenerek kapattım. Zaten jeneratöre bağlı lambalar her zaman yanıyordu boşu boşuna ışıkları açmaya ne gerek vardı? Sessizce bir alt kata indim ve belletmen öğretmenin odasını kontrol ettim.
Eh ses yok ışık yok o halde uyuyordur değil mi?
Kesinlikle!
Adımlarımı en üst kata çevirdim. Biraz gerçek yıldız görmekten zarar gelmezdi.
...
Terasın ağır kapısı şiddetle açıldığında bir kafa bana döndü. Kafanın kim olduğunu biliyordum. Teras da yemekhane ve kütüphane gibi ortaktı. Ve tabii ki en güzel yeri kapmıştı!
Yanından geçip terasın daha uzak kısmına gidecekken kenara kayıp yer açmasıyla duraksadım. Gözlerimi kısıp bir hinlik ararcasına onu süzdüm ama bana değil gökyüzüne bakıyordu. Yine de oturdum. Dediğim gibi en güzel yerdi.
"Uyku mu tutmadı?"
"Yıldızları görmek istedim."Sırıttı. Ona dikkatle bakmıyor olsaydım yakalayamayacağım kadar kısa süreliydi.
"Kutup yıldızı." dedi. Astronomi bilgim Black ailesinin isimlerinden ibaret olduğundan parmağını takip edip gösterdiği yere baktım. "Büyük cezveyi görüyor musun?" dedi parmağıyla yeni bir şekil çizerek.
Pekala bilgisiz olabilirim ama büyük cezve adında bir takımyıldızı olduğuna inanacak kadar da aptal değilim.
"Büyük Ayı," dedi yüz ifademi gördüğünde. "ama tamamıyla işimiz yok kolay akılda kalsın diye söylüyorum."
Ofladım. Umursamadan devam etti. "Son iki işaretçi yıldız da Küçük Ayının kuyruk kısmındaki Kutup Yıldızını gösteriyor."
"Gördüm!" dedim gereksiz bir heyecanla.
"Gördün." diye tekarladı.
"Ben de bulabilirim." dediğimde tek kaşı havaya kalktı. "Sirius." dedim çok parlak bir yıldızı göstererek. Kaşları çatıldı. "O muhtemelen Jüpiter." dedi çok da emin olmayarak. "Orion'un -havaya kum saatine benzer bir şey çizdi- kemeri Sirius'u gösterir."
Yüzünde saçma sapan bir gülümseme belirdi. Vitaminsiz herif yanıldığım için benimle alay ediyordu.
Ona ters ters bakıp gördüğüm ilk zar zor görülen sönük, küçücük bir yıldızı gösterdim. "Bu ne?"
Gözleri parmağımı takip etti. "Bilmiyorum ki."
"Pars Yıldızı." dedim alayla. Yüzündeki gülümseme dondu. Başını ani bir hareketle bana çevirdi.
"Ne? Sen tutturmuştun benim sönük yıldızım senin parlak yıldızını döver diye." Taklidime yüzünü buruşturdu. "Sen-" dedi ama sonra Pars Yıldızı kaydı.
Nasıl tesadüf ama değil mi?
"Dilek tut dilek!" dedim acaleyle. "Zavallıcık senin adınla anılmaktansa intiharı tercih etti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yatılı Okul
ChickLitHangi salak bir yatılı okula gitmeyi tercih eder ki ? İtiraf ediyorum: ben ve kankalarım... º•.○●º•.○●º•.○●º○.○●º•. AHENK: Bizim tayfanın çılgını. Kendisi garip ama güzel kelimeleriyle ünlüdür. İnatçı ve bir o kadar da uykucu. Yabancı şarkıdan başka...