Bölüm 26

107 13 2
                                    

Birkaç sokak, birkaç cadde geçtikten sonra gündüz vakti bile ıssız olan bir mahalleye geldiler. Marty eliyle bir evi işaret etti. "Arka bahçesinde olacaklar." dedi. Yürümeye devam ettiler. Bill önden giderek cebindeki paketi çıkardı. 

Eski model bir araba duruyordu, 90'lardan kalma bir şey gibi duruyordu. Önünde iri, takım elbiseli bir adam duruyordu. Bill neredeyse adamı Godfather'dan fırlamış bir karakter zannedecekti. Nasıl davranacağını bilemiyordu. Neyse ki Marty öne atılarak adama elini uzattı. Tokalaşarak başını biraz öne eğdi ve "İyi günler, efendim." dedi. Marty'nin bu kadar resmi bir dil kullanması Bill'e garip gelmişti. Ama o da aynısını yaptı.

Adam purosunu yere atarak ayağıyla söndürdü ve "Kaç paket demiştiniz?" diye sordu.

"Efendim..." dedi Bill. "Öncelikle şunu söylemek istiyorum, bazı sorunlar çıktı... O yüzden elimde sadece yarım paket kaldı. Ama sizi ekmektense en azından elimde kalanı verip teslimatı tamamlamak daha iyi olur diye düşündüm."

Adam soğukkanlılığını koruyarak "Yarım paket için 50 dolar değil mi?" diye sordu. "Bu benim gibi bir adam için marketten sakız almak gibi bir şey. Ben büyük oynarım, Carl. Ya da adın her neyse."

"Evet adım Carl efendim." dedi Bill, Marty'nin bunu akıl etmesi iyi olmuştu diye düşündü. "Eğer teslimatı iptal etmek isterseniz bu bana uyar. Ama elimde başka paket yok."

"Marty bana en az 9-10 paket olacağını söyledi." dedi adam. "Ama her neyse. Arada böyle şeyler olması güzel. Daha çok paraya ihtiyacın var mı peki, ııı... Carl?"

"Evet efendim, 500-600 dolar kadar paraya ihtiyacım var." dedi Bill.

"Tamam, bu iyi oldu." dedi adam Bill'in elindeki paketi alarak. Ardından cebinden 50 dolar kadar çıkartarak Bill'e verdi. "Zar oyunu oynamak istiyorum. 50 dolarla başlayacağız. Kurallar şöyle, ikimiz de ortaya 50 dolar koyacağız. Diyelim sen çift dedin ve çift sayı geldi, o zaman 50 doların 100 dolara dönecek. Anlaştık mı?"

"A... Aslında bu çok iyi olur. Nasıl olsa 50 dolar bir işime yaramayacak. O paraya da acil ihtiyacım vardı." dedi Bill. Marty onun kulağına eğlilerek "Emin misin?" diye sordu. Bill cevap vermeden adamın ona verdiği 50 dolar arabanın üstüne koydu, adam da aynı miktarı koydu. 

Adam, yanındakilere de sordu ama hiçbirinde zar yoktu. Cebinden bir çeyreklik çıkartarak "Yazı-tura da aynı işi görür, kabul?" diye sordu. Bill başını sallayarak onayladı. Ardından "Yazı." dedi.

Adam çeyrekliği attı, yere düşmesini bekledi. Yazı gelmişti. "Birinci el, kazanan Carl." dedi adam. 

Bill bu sefer bahsi arttırarak elindeki tüm parayı koydu. 100 dolar. Bu sefer tura dedi. Ve şansına da tura geldi. "Tanrım..." dedi. "İki el daha, lütfen."

200 doları olmuştu. Bir el daha oynamaması için Marty ona itiraz etti, ama Bill ona yanıt vermedi. 

Bill 200 doları da arabanın üstüne koydu ve tekrardan "Tura" dedi. Adam parayı havaya fırlattı ve yere düşmesini bekledi.

Bill çeyrekliğe baktı, bu sefer yazı gelmişti... "Nedeen!?" diye haykırdı. "Şimdi ne halt yiyeceğim ben?"

"Oyun oyundur Carl..." dedi adam gülerek. "Seninle oynamak zevkti. Bu da sana ders olsun. Bak iyi bir insana benziyorsun, sanırım bir borçtan dolayı bu işe girdin. O yüzden... Borcunu kapa. Sonra da bu işten çık."

"Tavsiyen için sağol." dedi Bill surat asarak. Adamlar da arabalarına binerek oradan uzaklaştı. Marty "Demiştim." dedi. "Olan paranı da kaybettin. Şimdi ne söyleyeceksin patrona?"

"Her şeyi anlatacağım." dedi Bill. "Ama benim borcumu kapatabilmek için yaptırabileceği ufak tefek işler olmalı değil mi? Mesela onun koruması olab..."

Marty kahkahalarla güldü. "Sen daha kendini koruyamıyorsun." dedi. "Ama başka işleri olur mu bilemem. Ona sorarsın. Ben onun yanına gelemem, şuan yalnızsın Bill. İyi şanslar dostum."

Bill de her zamanki gibi bir şey söylemeden yürümeye başladı. Nereye gideceğini düşündü. Tekrardan kiliseye dönemezdi. En iyisi Dale'i aramak diye düşündü. Ama... O nereye gitmiş olabilirdi?

En iyi ihtimal otele yönelmek diye düşündü. Ve öyle de yaptı.

Benim İçin Gülümse (Smile For Me)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin