Bölüm 2

367 25 2
                                    

Bill metrelerce koşmaya devam etti. Sonunda köşeyi döndü ve Harrison parkını gördü. Biraz nefes almak için durakladı. Elini alnına koyarak ileriye baktı. Ellie'yi göremiyordu. Yürümeye devam etti. "Her zaman buluştuğumuz yer burasıydı." dedi parktaki en uzun boylu ağacın yanında durarak. "Başka bir yer olması imkansız. Onu aramalı mıyım acaba?"

Etrafına bakındı. Hala Ellie'den hiçbir iz yoktu. Sırtını ağaca dayayarak biraz daha soluklandı. İçi içini yiyordu meraktan. Ama ne yapabilirdi ki? Beklemekten başka çaresi yoktu. Eğer oradan ayrılıp onu arayacak olsaydı, onu kaybedebilirdi. Çünkü onların dilinde "Her zamanki yer" o ağacın yanıydı. 

"Başını bile oynatma." dedi bir ses, Bill bunun Ellie'nin sesi olduğunu anladı. Ses ağacın arka tarafından geliyordu. Gözlerini yere sabitledi. 

Ellie konuşmaya devam etti. "Şimdi..." dedi. "Daha güvenli bir yere gitmeliyiz. Ama birlikte görünmememiz gerekiyor. Ne açıklayacak zamanım var, ne de burada duracak kadar güvendeyiz. Bunu anlamanı beklemiyorum. Şimdi düz, ileriye yürü. Ben de zıttına. Seni aradığımda geri kalanını konuşacağız."

Bill onun dediğini yaparak düz yürümeye başladı. Ellie de zıttına gidiyordu. Bill, Ellie'den habersiz düz yürümeye devam ederken parktan çıktığını fark etti. Etrafına bakındı, tehlikeli sayılacak kimse yoktu. Banklardan birine oturdu ve beklemeye başladı. Telefonu titredi, ama gelen şey bir arama değildi. Bir mesajdı. Ekrana baktı, mesajda şöyle yazıyordu:

"Aramak için vaktim olmadı üzgünüm. Tamam, nerede buluşabiliriz? Neresi uygun? Kusura bakma, o parkta şüphelendiğim birkaç kişi vardı. Güvenlik önemli o yüzden. Her neyse, bana buluşacağımız yeri mesaj olarak at. Fazla konuştum."

Bill, kısa ve öz "Charinson mahallesinin sokak arasında benimle buluş. Hem zaten oraya da gitmem gerekiyordu. Bekliyorum."

Mesajı gönderdi ve ayağa kalkıp yine geldiği yere koşmaya başladı, yani sokak arasına. 

Bill Ellie'den önce gelmişti sokak arasına. Geldiği gibi çantasını koyduğu çöpün kapağını kaldırdı ve çantasını çıkartıp yere koydu. Ardından "Hey!" diye bir ses koydu. Bill sağına baktı, Ellie'yi gördü. Koşarak ona geliyordu. Bir an ne olduğunu anlamadan ona sarıldı. Ardından ağlamaya başladı. Bill ona kızgın bir surat ifadesiyle bakarak "Gülümseme işine ne oldu, çok mu zorlanıyorsun yoksa?" dedi. "Peki tamam. Önce ağlamayı kesmelisin. Tamam mı? Sonra da bana ne olduğunu anlat. Anlaştık mı?"

Ellie hiçbir şey söylemeden Bill'e daha da sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti. Bill ise "Şşş... Tamam, her şey geçti. Ben yanındayım" diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı. "Bu sefer ağla belki rahatlarsın. Ama bir dahakine affetmem, bozuşuruz. Tamam mı?"

Ellie gülerek "Tamam." ded ve göz yaşlarını sildi. Bill de gülümsedi ve "Neler olduğunu bugün anlatacak mısın?" dedi. "Benim vaktim var. İstediğin zaman anlatabilirsin."

Benim İçin Gülümse (Smile For Me)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin