"Doğum günümden bir gün sonra tanışacağım insanın tüm hayatım olacağını nereden bilebilirdim ki? Onun kadar dostuna sadık kalacak biri daha yok bu dünyada. Ciddiyim. Yani, kim bir arkadaşı için kendi hayatını tehlikeye atar ki? Bill... Seni seviyorum! Ama hala kızgınım. Ne yapacağımı bilmiyorum, beni korumak için yaptıkların sadece... Çok fazlaydı. Ve ben..."
"Ne yazıyorsun?" diye sordu Dale mutfaktan çıkarken. Ellie hemen elindeki kağıdı saklayarak "Hiç." diye yanıt verdi. Dale gülümseyerek "Her neyse" dedi ve masayı hazırladı. "Yiyecek misin?"
"Hayır." dedi Ellie, ardından yazmaya devam etti. Ama kağıda dokunmamıştı. Hatta Dale'in o kağıttan haberi bile yoktu. Sehpanın üzerinde duruyordu. Ona fark ettirmeden kağıdı aldı ve cebine soktu. Yazmaya devam etti.
...
Bill paraları kağıda doldurmaya devam ederken Marty "Daha ne kadar sürecek?" diye bağırdı. Bill kafasını çıkarıp "Bitmek üzere!" diye seslendi. Ardından tüm çantayı doldurarak kasadan çıktı. Patronun yanına gelerek "Şimdi nasıl gideceğiz buradan?" diye sordu. Ardından siren sesleri duydular. Bill iç geçirip silahını eline aldı tekrardan, kasayı açan çalışana doğrulttu. "Siz çalışanlar ve sizin deli cesaretiniz..." dedi, ardından tereddüt bile etmeden tetiği çekerek kadını tam alnının ortasından vurdu. Kanlar duvara sıçradı, hepsi çığlık atarak korku içinde titremeye başladı. Bill "Kapayın çenenizi!" diye bağırdı.
Rick "Arka taraf boş." dedi fısıltıyla. "Arka taraftan kaçabiliriz. Ama hızlı ve ayrı olmamız gerekiyor. İkiye ayrılacağız."
Marty "Ben onunla giderim." dedi Bill'i işaret ederek. Ardından Rick başıyla onayladı. "Hadi!" diye bağırıp koşmaya başladı. Arka kapıdan koşarak çıktılar. Ardından ikiye ayrıldılar.
Marty koşarken Bill'e "Bizim kiliseye gidelim, buraya çok yakın!" dedi. Bill "Tamam." diyebildi ancak. Arkalarına baka baka koşmaya devam ettiler. En sonunda tıkandılar ve durmak zorunda kaldılar. Kilise sokağın tam sonunda gözüküyordu. Marty "Hadi Bill." dedi. "Biraz daha dayan."
Ardından ikisi de koşmaya devam etti. Bill'in başı dönmeye başladı ama hızını daha da arttırdı. Marty koştuğu sırada anahtarlarını çıkartarak kapının önüne geldiği gibi anahtarı kapıya soktu ve çevirdi. Kapıyı açıp girdi, Bill de girince kapıyı kapattı.
"Kimse bizi görmedi." dedi Bill sırtını duvara vererek. Marty ise garip bir ifadeyle Bill'e bakıyordu. "Senin sorunun ne?" diye sordu.
"Ne yaptım ben?" diye bağırdı Bill hala soluk soluğayken.
"Öldürmemek zorunda olduğun kişileri öldürdün." dedi Marty. "Belki birkaç gündür tanıyor olabilirim. Ama seni iyi tanıyorum, bu eski Bill değil. Neden onları öldürdün? Ayağından falan vuramaz mıydın yani?"
"Kendimde değilim Marty." dedi Bill ellerini göstererek. "Bunları kavgada falan mı yaptım sanıyorsun? Öfkemi kontrol edemedim işte. Ve öfkemi kontrol edebilmenin en iyi yolu da umursamaz olmak. Umursamazlığı da abartınca... Sonuçlarını gördün. O an benim için o çalışanların canları bir sineğinkinden farksızdı. Ama yine de..." sözünü tamamlayamadan telefon çaldı. Arayan Rick'ti.
"Çeteye hoşgeldin." dedi Rick gülerek.
"Anlamadım?" dedi garip bir ses tonuyla Bill. "Bir dakika... Parayı getireceğim ve tüm olay çözülecek değil mi?"
"Senin gibi soğuk kanlıları bulmak zor oluyor Bill." dedi Rick iç geçirerek. "Her neyse parayı getir bunları konuşuruz."
"Parayı getireceğim ve sonra sizi tanımıyormuş gibi davranacağım." dedi Bill. "Sizinle hiç konuşmadık, benim için siz yoksunuz ve sizin için ben yokum. Anlaştık mı?"
"Dediğim gibi, çeteye hoşgeldin Bill." dedi ve telefonu kapattı Rick. Bill iç geçirerek boş duvara bakıp düşünmeye başladı. Ardından Marty'ye dönüp "Benim için son bir şey yapmanı istiyorum, son bir iyilik." dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Gülümse (Smile For Me)
Novela JuvenilBirbirini abi-kardeş gibi gören iki genç. İkisinin de hayatında başlayan o ani U dönüşü, ardından gelişen aksiyonlar. Yapılması gereken fedakarlıklar... Sen öz kardeşin olmayan, ama kız kardeşin gibi gördüğün biri için hayatını tehlikeye atar mıydın...