Dreamer 10 bin olduğundan dolayı size bir hediye olarak her hikayeme bir bölüm koymaya karar verdim bugün. Lafı uzatmadan, iyi okumalar diliyorum! ^^
...
Bill korku içinde yıkık dökük kilisenin içersinde beklerken ateş sesleri kesilmeden devam ediyordu. Kim ölüyor, kim öldürüyor diye merak etti ama bakmaya korktu. Bir mermi isabet edebilirdi sonuçta. En sonunda sesler kesildi. Rick'in sesini duydu. "Bill!" diye bağırıyordu.
Rick silahının şarjörünü değiştirip ilk olarak kilisenin içine baktı, ama Bill orada değildi. Ardından "Hey!" diye bir ses duydu. "Çantanı mı istiyorsun?"
Kiliseden çıkıp arabanın önünde duran Bill'e baktı. Elinde bir çakmakla duruyordu. Sinsi bir biçimde gülümseyerek konuşmaya devam etti. "Arabanın anahtarlarını ver, ama önce silahını bırak! Yoksa çantayı yakarım ve tek bir kuruş bile kurtaramazsın."
"Tamam tamam sakinleş!" diye bağırdı Rick, ardından silahını yavaşça yere bıraktı. Elini cebine götürerek anahtarları gösterdi. Onu da yere koyarak birkaç adım geri çekildi. "Arabayı al ve git, çantayı bana ver." dedi.
Bill eğilip anahtarları aldı ve çantayı Rick'e fırlattı. Rick çantayı aldığı gibi yere attığı silahını da aldı. Silahı Bill'e doğrultup gülmeye başladı. "Hala bu kadar aptal olmana inanamıyorum!" dedi. "Her neyse bunu sormak zorundayım - ölmeden önce söylemek istediğin bir şey var mı? Son sözün nedir? Bla bla bla... Acele et."
Bill de sinsice gülerek "Son sözüm mü?" diye sordu. Rick başıyla onayladı. Bill biraz düşünüp "Hangisi olsa acaba..." dedi. "Hah buldum tamam."
"Neden bahsediyorsun sen?" diye sordu Rick anlamsız bir ifadeyle.
"Cehennemde görüşmek üzere, serseri!" diye bağırıp sürekli cebinde elini dolaştırdığı o düğmeye bastı en sonunda. Vee...
BOM!
Rick yüzlerce parçaya ayrıldı...
"Ölü birisinin arkasından konuşmak istemem." dedi Bill kendi kendine. "Ama aptal insan da kendini herkesten zeki zanneder. Peki senin çantayı bir kere bile açıp parayı kontrol etmemene ne demeli?"
Marty'nin babasının kilisesi, kilise miydi yoksa cephane mi orası tartışılır. Bill aradığı her şeyi bulabilirdi orada. Marty aceleyle kiliseden çıktıktan sonra Bill de etrafı araştırıp bir bomba bulabilmişti. Onu çantanın içine yerleştirmişti. Aslında ilk planı çantayı Rick'e attığı gibi düğmeye basmaktı, ama buna cesaret edemedi. Çünkü ona çok yakındı ilk sırada. Ardından olaya düşmanların silahlı saldırısı dahil olunca da bir plan yapma fırsatı olmuştu.
Öncelikle arabanın yanına gidip çakmağı eline almış ve Rick'e yutturduğu "içi para dolu olan çantayı" yakmakla tehdit etmişti. Rick'in de ne kadar paragöz olduğunu biliyordu bu arada. Ayrıca Rick de Bill'in iradesine değil, saflığına güveniyordu. Böyle bir şeyi yapabileceği aklına getiremezdi bile.
Kurşunlardan delik deşik olmuş arabayı çalıştırıp derin bir nefes aldı ve yola çıktı. Artık huzurluydu, sanki dünyadan büyük bir pisliği temizlemiş gibi... Ki aslında yaptığı da oydu. Ama yine de güvende değildi. Sadece patron ölmüştü, çete hala duruyordu.
Ardından yan koltukta bir polis sireni gördü ve "Bu neden burada ki?" diye düşündü. Ardından 'bazen poliste karşı kamuflaj oluşturmanın en iyi yanı bir polis gibi görünmektir' dedi kendi kendine. Arada bir polislerden kurtulmak için polis gibi görünmek çok yarayışlı oluyordu herhalde, dedi kendi kendine.
Ama aklına harika bir şaka geldi, sinsice gülümseyip Ellie'nin evine sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Gülümse (Smile For Me)
Novela JuvenilBirbirini abi-kardeş gibi gören iki genç. İkisinin de hayatında başlayan o ani U dönüşü, ardından gelişen aksiyonlar. Yapılması gereken fedakarlıklar... Sen öz kardeşin olmayan, ama kız kardeşin gibi gördüğün biri için hayatını tehlikeye atar mıydın...