22; kezzap damlası

439 49 62
                                    


🍁

Göğe bakıldığında insanlara görüş açılarına giren her nesneyi görmelerine olanak sağlayan gün ışığının meleğin paletinden çıkan her rengi geçişli geçişli giydikten sonra ortadan kaybolarak geride bıraktığı zifiri karanlığı bir zerre dahi olsa aydınlatmak için parlayan yıldızlar boşlukta ışıklarını saçmaya başlayalı bayağı bir vakit oluyordu. Öyle ki, günün tüm ihtişamıyla doğmasına bir buçuk saat vardı. Lalisa, kulağına fısıldayan meleklerin sözlerine itiraz etmeyip kolunu yatağın bir köşesine atıp boşluğunu hissetmeden evvel huzursuzca kıpırdandı yattığı yerden. Eli, kollarını sarması için bir varlık ararken boşta kalınca, Lalisa yüzünü buruşturarak uyku halinden usulca uzaklaştı.

"Jeongguk."

Komidinin üzerine bıraktığı pet şişeden birkaç yudum aldıktan sonra karanlığa alışan gözleriyle odayı taradı. Uyuşuk uyuşuk ayaklanıp dağınık saçlarını sağ omzuna aldı kapının arkasına asılı kapşonu üzerine geçirmeden önce. Geceleri soğuk olurdu.

"Jeongguk-ah."

Aradığına bir kez defa lakin daha duyulurca seslendi ama bir ses duyamadı. Adımları mutfaktan içeri atıldığında hiçbir endişe barındırmayan kalbi (Zira Jeongguk bunu sık yapar olmuştu) bir nebze de olsa huzuru kenara bırakmıştı. Jeongguk'u balkonda, dışarıyı izlerken bulduğunda balkon kapısının kolunu çevirdi. Jeongguk sesi duyar duymaz başını çevirerek arkasını döndü. "Ah. Uyanmışsın. Rüya mı gördün?"

Lalisa soğuğa karşı korunmak için kazağıyla göğsünü güzelce örttü. Kolları çaprazlanmış ne zamandır ayakta olduğunu bilmediği genç adamın yanına yürüdü. "Neden ayaktasın?"

Jeongguk ortalarına dek küle çevirdiği sigarasından bir nefes daha aldı. Tereddütünden ve cevabı vermesinin aldığı zamandan bu soruyu yanıtlamak istemediği anlaşılıyordu.

"Hiç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hiç. Düşünüyordum öyle."

Lalisa şehir ışıklarıyla aydınlanan yüzüne baktı. "Neyi?"

Genç adamın gözleri buğuluydu. Gündüz göğü gibi parlayan, gece göğü gibi yıldız yıldız ışıldayan gözlerini şimdi sisler, kül bulutlar, kapalı havalar kaplamıştı sanki. Yaşlı değildi gözleri ancak Lalisa onun hiç ağlamamış olduğunu söyleyemezdi.

"Geçmişi."

Lalisa pür dikkat kesildi. Belki de sormasının zamanı, en sonunda, gelmişti. "Ne oldu geçmişinde, Jeongguk?"

Genç adam sigarasının izmaritine kadar çekti içine tütünü. Gözlerini silüetler saklarken yeni bir cevap vermesi yeniden zaman almıştı ve bu sessizlik Lalisa'ya ne denli zor bir soruyu ona yönelttiğini kendi içinde soruşturması için yeterli zamanı sunmuştu.

"Ben küçükken,"

Genç adam söyleyip söylememek arasında öyle hızlı gidip geliyordu ki bu kararsızlık sanki sonsuza dek sürecek bir girdabı getirip ayağının önüne koyuyordu. Zaman durdu, Jeongguk bu aslında anlamsız kararı veremedi. Genç kadın bir elini, onun elinin üzerine koydu. Jeongguk ona kaldırdığında yüzünü, o devam etmesi için hafifçe gülümseyip başını salladı bir defa. Endişe etme diyen bakışları genç adama ufak bir cesaret vermeye yetti.

"Annem. Annem beni, para almak için, insanlardan. Beni... Beni kullanmalarına izin, izin verirdi işte."

Bunları bir insana açmayalı ne kadar oldu diye düşünemiyordu ki çünkü bunu daha önce hiç kimseye anlatmamıştı. Psikoloğa bile, zira hiç doktor tedavisine gerek duymamıştı. Lalisa, onun cesaretini kırmamak için ne tepki vereceğini bilemiyor ama yine de, aşırı bir yüz ifadesiyle onu kırmamaya itina gösteriyordu.

"Çalışmak... Gibi değil. Beni alıp, birçok kadın bedenimi, beni, kontrol ettikten sonra. Sonra işte. Sonra karanlık bir odada yaşlı bir adam gelip de..."

Jeongguk titreyen sesine katılan elleriyle ve üşüyen bacaklarıyla baştan aşağı bir yıkıntıydı, harabeydi. Onu tarif eden başka birçok kelime vardı aslında.

Lakin en uygunu, dilhun idi, belki de. İçi kan ağlıyordu zira, kabullenişinden kanıyordu.

"Tüm pisliklerini içime dökmek için kullansın diye. Onlardan para alıyordu."

Lalisa tuttuğu nefesini, kendini durduramayıp zangır zangır titreyen göğsünden bölük pörçük verirken sadece, genç adamın elini daha sıkıca tuttu.

"Babam... Babama hiç söylemedim. Aylar sonra kendi öğrendi. Kendi öğrendi ve,"

Lalisa'nın yanaklarına, bir anda boşalan gözyaşları hatrı sayılmazsa olmaz denecek kadar hızlı ve fazlaydı. Jeongguk'un yumruğu, kadının eli altında kasılmayı sürdürdü.

"Annemi öldürdü."

İnsanların içlerine attıkları, duygularıyla ve yalnızlıklarıyla harmanlanır, zamanla kişinin zihin sağlığını ve mutluluğunu kemirecek kadar güçlü bir kurt haline gelir. Kişi, bu kurdu kendi besler ve büyütür. Bu kurdu içinden atmadığı müddetçe ise, yenilir. Kendi kendine olan savaşı kaybeder. Jeongguk, yaşadıklarından bu yana kimseden yardım istememişti lakin bu, onun hiç yardıma ihtiyacı olmadığı anlamına ulaştırmazdı onu. Her zaman olmuştu ama o hep, kendiyle yaptığı bu savaşı, bir tek kendinin yeneceğini düşünmüştü. Bunca yıl, içindeki bu kurdu beslediğinin farkında olmadan, sevgisiz, şefkatsiz, bir başına yaşayıp gelmişti. Şimdi ise sonunda iyileşmeye bir adım atıyordu ağzını bunları anlatmaya açarak. Aksi takdirde, hiç var olmamış gibi sevgisizlikle yok olmaya gidecekti hayatında. Bunun farkına varmadı.

Lalisa onun bu yürek parçalayan deneyimlerine daha fazla dayanamadı. Hıçkırarak Jeongguk'un boynuna sarıldı hiddetle. Öyle ki bu, onun acısının kendine nasıl çarptığının, nasıl bir etki bıraktığının deliliydi. Kadının kalbi adeta göğsünü yaracaktı. Jeongguk kalbini net hissediyordu.

"Babamı o zamandan bu yana hiç görmedim."

Lalisa konuşmuyordu, sadece saçlarına daldırdığı parmaklarıyla başını okşarken omzuna sarılan koluyla genç adamı sıkıca sarmalıyordu. Jeongguk'un gözyaşları, Lalisa'nın teninden bir kezzap damlası gibi aşağı aktı.

"Çünkü görmek istemedim. Çünkü görmekten korktum. Çünkü her şeyi bırakıp gitmek bana iyi gelir dedim. Yeni bir ben olacaksam, eski benin sahip olduğu her şey geride kalmalı diye düşündüm."

Genç adam kollarını kadının vücuduna sarınca, sesi kadının bağrında kayboldu. "Yanıldım. Ben çok yanıldım."

🍁

Benim okuyucularım nerede? El kaldırın bakayım.

iki dilhun | lalisa manoban x jeon jeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin