🍁Jeongguk içindeki ses ve arzuları içinde kaybolmuştu. Kadını bileklerinden yakalayıp yatağa çivilemek, dudaklarını değdirmediği yer kalmayana kadar öpmek istiyordu ama içindeki ses ona, yapmaması gerektiğini hiddetle haykırıyordu. Kadın avcunun içindeydi ama merak ettiği sadece bedeni değildi. Kadının dudakları değildi tatmak istediği, ruhuydu. Ama neden?
Jeongguk kadını tutup yatağına fırlattı. Üzerine bir çırpıda çıkıp kadının ona yaptığı gibi sadece yüzüne baktığında, kadın konuşmak üzere dudaklarını araladı ki Jeongguk sözüne başlatmadı.
"Bu fotoğraftaki mi? Ardından acı çektiğin ve muhtemelen çektiğin acıdan dolayı sürtüklüğü hayatına sokmaya karar verdiğin?"
Kadının yüz ifadesini bürüyen kızgınlık, yüzünü çirkinleştirdi. Şakaklarına düşen kahkülleri ardındaki kaşları çatıldı.
"Neden sadece şu sikik saati boynumu morartarak ve duvarlarımı ezerek geçirmek yerine aptal saptal sorularla harcamayı tercih ediyorsun? Başla artık, canımı sıkıyorsun."
Jeongguk, altındakinin kızgın yüzüne burnunun ucuyla bakarak harcadığı tereddüt dolu saniyelerin sonunda kadının göğüslerini avuçladı. Kadın ani acıyla inledi. Kızgındı, Jeongguk ise ısrarcı. "Bunu yaparsam cevap verecek misin?"
Kadının saçlarını tutup başını geriye ittirecek kadar bastırdığında ve çektiğinde kadının elleri, saçlarını çeken adamın eline gitti ancak adamın diğer eli boynunu çevrelediğinde, bardaki telaşı canlandı. "Hayır düzelteyim, bunları yaparsam mutlu olacak mısın gerçekten?"
Kadın zevk dışında her şeyi içeren inlemesini boğazından geçirebildiğinde, kesik kesik konuştu. Cevabından eksiltmiyordu.
"Bu seni ilgilendirmez."
Jeongguk, gözlerinden okunan duygu değişimleri ile altında çırpınanın saçlarından ve boynundan ellerini çekip ağırlığını serbest bırakarak kadının üzerine oturdu. Kadın öksürdü, boğazını temizleyerek adama öfkeyle döndü ki adam, parmaklarını kuş tüyüne dokunuyormuş gibi kaburgalarının arasından, göğüslerinden yukarıya, köprücük kemiklerine kadar çıkardı. Boynunu okşarken sanki iki saniye önce onun tehditkar hareketlerle nefesini kesen kendi değildi.
Kadının yanağına elini koydu. Adam üzerinde doğrulup kadının yüzüne yaklaştığında gözleri izniyle dudaklarına indi lakin Jeongguk sadece kadının burnuna ufak bir öpücük kondurduktan sonra boynuna da aynı minik buselerini bıraktı. Öylesine narindi ki öpücükleri, sadece dudaklarını bastırıp çekiyor ve gürültüsüz öpücük seslerini duyuruyordu. Kadının parmaklarına kendi parmaklarını geçirdi.
"İlgilendirir çünkü ben, bir de ben bu ruha, pisliğimi bırakıp gitmek istemiyorum."
🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iki dilhun | lalisa manoban x jeon jeongguk
Fanfiction"Yüreği kavrulan bir erkek ve bir kadın, o gece, ilanihaye unutulamayacak hisleri birbirlerine tattırdı. İki dilhun; birbirlerinin ardından, aylar geçse bile edecekleri figanların hissikablelvukusundan başka bir şey bırakmadılar." Tüm hakları saklıd...