sevilmek

1.1K 40 3
                                    

beklemek,
uzun yada kıssa .
bir ömür gibi gelir insana, sonunu bilmediğin ,bilemediğin  bekleyişler.
simdi ise bir canın akıbetini bekliyor kader.
tıpkı kendi kaderinin sonunu bekledigi gibi.
zoraki bir evlilik, eziyet, zulüm, sevgisizlik...

Bekliyor, birgün kocasının kendisini sevmesini , kendisine aci cektiren insanlarin gerçekten ailesi olmasını bekliyor...

ama şimdi, bir canın bir nefesin bekleyişi.

iki gündür, yoğun bakımda yatan haznedar babaannenin kaldigi odanın kapısında bekliyor.
kendisi için çabalayan,  kendisini koruyan iylik meleğini kaybetme korkusuyla küçük kalbi çırpınıyor. lakin elinden gelen tek şey  beklemek ve onu yanliz birakmayan rabbine dua etmek.
biliyordu, rabbi onu imtihan ediyordu. sabirli olursa geçecek bitecek bu kabus .

alışmıştı artık, evli bir kadin olmaya.
yaşıyla değilde, kimliğle yaşamaya alıştı artık , yaşına göre değil,  yaşadıklarına göre davranıyordu.

erken büyümüştü,  her şeye erken başlamıştı ama alışıyordu.  küçük kadın olmaya alışıyordu.
serdarı ilk kez böyle perişan ve sessiz görüyordu.
bilmiyordu acı çekiyordu.
acı cekmek...
kaderin su ana kadar bildigi en iyi şey.

yogun bakımın kapısı açıldı.  hizlica yerinden kalkıp kapıdan çıkan doktorun yanina geldi kader.
doktor maskesini çıkarıp
"haznedar hanımın yakınları  siz misiniz? dediginde serdar biziz diye cevap verdi.
"durumu nasil acaba bir gelişme var mı? kader telaşlı bir sekilde "lutfen doktor bey babaannem iyimi ? onu göre bilirmiyiz? diye ağlayarak yalvarıyordu.

doktor "sakin olun . hasta hayatı tehlikeyi atlattı.  ama yürüyemeyecek, beyin kanamasi  yüzünden omur ilik felci geçirmiş,  bu yüzden    hareket fonksiyonlarını  kaybetmiş.
iyi bir bakimla belki iyileşir. allahtan ümit kesilmez . onu nomal odaya alacağız kendisini o zaman göre bilirsiniz iyi günler ." deyip gitti.
kader derin bir nefes almıştı.  ölmemişti,  koruyucu meleği,  onu terk etmemişti .
simdi oda onu terk etmeyecekti.

asansöre binip babaannenin kaldığı odaya çıktılar.
ikisininde ağzını bıçak açmıyordu.
ne konuşacaklardıki, bu zaman birlikteler konuşacakları hiç bir şeyleri yok.

odaya girdiklerinde yatakta öylece yatan kadina baktılar.
kader göz yaşlarını salı verdi.  tutamazdı da zaten, heleki küçük bir cocuk gibi yatan yaşlı kadını  bu halde görünce  asla ,asla tutamazdı.
yanina gelip elini ellerinin içine alıp öptü.
saçlarını okşadı, ona uyanmasını ona cok ihtiyaci olduğunu söyledi.
serdar kaderi öyle görünce kendinden utandı.  sonucta o onun babaannesiydi, ama bir kez bile ağlayamamıştı.
kader elini sıkıldığını görünce  heycanla"elimi tuttu ,tuttu.diye bağırdı.

serdar ayağa kalkip "babaanne iyimisin ?dedi.
yasli kadin sayıklar bir şekilde " kader,  kader nerdesin kızım ?diye sordu.
serdarin hoşuna gitmemişti, kendisi torunu ama o kederi sayıklıyor istiyordu.

kader nerden girmişti,  hayatına...

kader hem ağlayıp,  hemde konuşmaya çalışıyordu. sonuçta söyleyecekleri hep boğazına diziliyordu.

" söyle babaannem. ben burdayım  şöyle.."gerisi hıçkırıklar göz yaşları.
hazneder hanım  gözlerini  araladı, kaderi yaninda görünce gülümsedi "tatlım  sana ağlamak yakışmıyor canım. yapma bak iyiyim. benden kurtulamazsın. seni yaramaz kız. " diyerek oda kaderi teselli ediyordu.
serdar kenardan babaannesine bakıyordu.
serdarı fark eden babaannesi "serdar beni özlemedinmi ? '
serdar yanina gelip elini öptü babaannesinin.
"canim evladım benim,  seni cok seviyorum torum, oğlum. " serdar babaannesinin söyledikleriyle yüreği sızlamıştı.
"ben bir doktora haber vereyim deyip çıktı.

 Küçük kırmızı kurdaleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin