Çamurlu yolda duran taksiden inen küçük gelin ayak kabılarına bulaşan çamurları önemsemeden ,bir zamanlar çocukça koşup oynadığı eve şimdi çocuğu için gelmişti..
Aabahın soğu yyzüne vuruyordu kış yaklaşıyor sonbahar geeide kalıyordu, artık sarı ve turuncu solmuş yapraklarda yoktu ,ağaçların dallarında.
Babaannesi öleli dört ay olmuştu ama o hep özlüyordu. Mezarına dahi gidemiyordu, acaba kendileri öld0ğündede kimsesiz kalacakmıydı?İki katli evin diş kapısını acıp içeriye girdi, her adımında karşılaşacağı tepkiyi ölçmeye ve kormaya başlıyordu.
İlk defa cesaretini toplamıi o exiyetlerden kaçmış.
Şu an bile varlığını derinden hissettiği karnındaki bebeği için.
Onu bu karanlığın içinde dünyaya getirmek istemiyordu, onuda aşşalamalarını ezmelerini istemiyordu.
Kapıyı çaldı açan yoktu, sonra tekrar ve hızlı vurdu tahta kapıya, kapının kilit sesini duyunca heycan ve korku bütün korku kapladı vücudunu.
Kapı yavaş yavaş açılınca annesi açmıştı kapıyı kızını karşısında görünce şaşkınlık ve sevinç ile boynuna sarıldı.
"Kim gelmiş Zümrüttt "diye bağıran babası kapıda kaderi görünce şasırmış bir ifade ile dona kalmıştı.
Annesi kızına sarılmış ve içwriye alacakken salih bey öfke ile bağırdı.
"Dur !!!sen ne yaptığını zannediyorsun be kadın durr" ..
Zümrüt hanım ,hem korkmuş hemde çekinmişti.
O kaçasından korkar ve çekinirdi.
Kader tahmin bile edemesiği bu kaşılaşmadan Tüyleri diken diken olmuştu.
"Baba ,ben geld.."
Babası kapıta gelip ,kızına baktı. Yüzündeki morluk onun dayak yediğini gösteriyordu, halsiz ,zayıf ve bitmişti.
"Kader koçanla her kavga ettiğinde buraya gelemessin anlaşıldımı şimdi tekrar kocanın yanına gidiyorsun haydiii"
Kader babasına kırgın gözlerle bakıp,
"Baba ben kavga etmedim, haksız yere dayak yedim ölebilirdik"
Salih bey kaşlarını kaldırıp ,kızının "ölebilirdik " kelimesine takılmıştı.
"Ölebilirdik! De ne demek . Kiminle ölebilirdin?"
Zümrüt hanim ağlamaya başlamıştı bile,kızının mavi gözlerine bakıyordu.
"Benn sey.. ben hamleyim baba ,bebeğime zarar verirler, diye geldim ilk defa kendi rızamla sana ,kapına geldim baba , evladım için . Lütfen baba beni bırakma."
Zümrüt hanim sevinçle kızına sarıldı,ama salih bey kızının baba evine birde gebe olarak gelmesini büyük bir utanç olarak görüyordu.
Zümrüt hanımın kolundan ,tutup geri çekti.
"Sen safmısın kadın, gebe kıxı eve alarak daha yeni kapanan dedikoduları yenidenmi açaçaksın. hemde hamileyken.." öfke ile bağırdı."Hamile mi?!!!"
Edanın sesini duyan salih bey kızının inadını bildiği için bu duruma sevinmemişti.
Eda koşarak ablasının yanına ,gelecekken babası onun kolundan tutmasıyla yerinde kalakaldı.
Öfke ile bakıyordu, edaya .
Eda bunu umursamayıp kolunu bıraktırıp, ablasına koştu ve sarıldı.
Kader o kadar sıkı sarıldıki kardeşine ondan başkasına ihtiyacı yokmuş gibi.
" ablam ,canım çok sevindim. Ben şimdi güzel bir teyze olacağım .allahım sana geliyorum , Çok mutluyum."
Çekilip ablasına baktı, yüzündeki morluklarda elini değdirip ,kaşlarını öfke ile baktı.
"O yaptı değilmi?serdar. " babasına bakıp,
" sen kızını ,hamile kızını döven adamın ağzını kırıp ,kızını koruyacağina ,el alemin ağzına bakıyorsun'" babası öfke ile celallenip yanına geldi ,edayı tartaklayacağını anlayan Zümrüt hanim, kocasının önüne geçti,"Yapma salih o daha çok küçük , kader bizle kalsa ne olur ki.?"
Salih bey öfkesi karısına yönlendirdi.
"Cahil kadın! !!sen anlamıyorsun değilmi ? Karnında nir çocukla burata geliyor sende ne oluki diye soruyorsun. Kız kardeşimin neler yaşafığını biliyorsun, benim babam bu yüzden öldü.
Kalp krizi geçirdi,hep söylenenler yüzünden ,yapamam şerefime söz getiremem olmaz ,anlan mı?"Kader duyduklarının altında ezilmişti. Eda ateş saçan gözlerle babasına bakıp,
", ama dedem senin gibi kızını sokağa atmamış ,belkide halam şu an mutlu ise onun sayesinde, o yüzden gel abla içeri.." Kader terettüyle adıöını atacakken, arkafan ani fren sesiyle arkasını döndü.
Sedar arabanın içinde öfke ile kadere bakıyordu, arabadan sert bir şekilde indi.
Kader korkudan gözleri açılmıştı, babasının ellerine kapandı.
"Baba yalvarırım beni verme ,baba lütfen allah rızası için, babaa" kader salih beyin dizlerine kapanmış ağlıyordu.
Ama babasının gözlerinde kararsızlık ,ve zavallık vardı. Serdar indikten sonra neslihan hanımda arka koltuktan inmişti.
Serdar hızla gelip yerdeki kaderi kolun dan tutup hızla yerde kaldırırken, eda serdarın elinden ablasının kolunu kurtarıp arkadına aldı.
"Sen nasıl bir adamsın be, hamile kadına elmi kaldırıyorsun, hiçmi vijdan yok sende ,neden ona eziyet ediyorsun ?suçu ne?"
Serdar karşısında bacak kadar boyu ile kendidine bakan siyah saçlı ve kaderin gözleyle aynı renkte olan kıza baktı.
" çok sevdiğin ablan hırsızlık yaptı,eda hanım peki buna ne diyeceksiniz acaba ,hadi cevap ver. Senin masum ablan annemin altınlarını calmış, hadi cevap ver"
Eda şaşkınlıkla ablasına baktı, ablası hayır diyerek ağlıyordu, eda öfkeyle bakıp neslihan hanıma baktı.
"Senin annen altınlarını kendi çalmıştır, baksa şu kadındaki gözlere . Kimse bundan günahını bile çalamaz , bunun gibi yalanlara ancak senin gibi kafadan zoru olanlar inanır ,benim gibi birisi değil
Serdar öfkeyle bağırıp kaderin kolundan tuttu araba ya doğru sürüklemeye başladı.
Kader serdarın elinden kurtulup, annesi Zümrüt hanımın yanına geldi ,annesinin ellerinden tutup ,gözyaşlarını akıtarak ,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük kırmızı kurdaleler
Novela Juvenilküçük ķızlar ķırmızı kurdale severler. ama bazıları giyerler.... Tıpkı kader gibi, O ,14 yaşında küçük gelin. Çocukluğunun en güzel zamanıni , hayatin acı ve adaletsiz yanlarını öğrenmeye mahkum edildi. Hiç tanimadigi kocası, onu sevmeyen insanlar...