Bölüm müziği,,,
(Sen hiçmi bahar görmedin/ şahrud, seyduna..)
İyi okumalar...5 ay sonra...
Salondaki büyük yemek masasının üzerindeki telefon çalmaya başladı, bir kaç kez çalmaya devam edince inatçı birinin aradığını düşündü neslihan hanım.
Oturduğu koltuktan yavaşca kalkıp, telefonu eline alıp açtı.
"Alo kimsiniz ?" Diye sert bir şekilde açınca karşıda kişi kekeleyerek,
" neslihan hanım ,ben Muzaffer kasabadan," deyince.
Neslihan hanım ,burnunu kıvırdı.
"Ne istiyorsun ,dediğinde"
Karşı telefondaki adam köylü şivesi ile ,
" portakal hasadı başladıda geçiyor neslihan hanım. Her sene haznedar hanım ilgileniyordu bu işlerle, ama malum rahmetli olunca kaldı, sizdende ses çıkmayınca mevsimlik işçiler karadenize çay hasadına gidecek haber vereyim dedim. Yazık portakallar, dalında çürüyecek. Ne dersiniz gelecek misiniz?"Neslihan hanım kocasının ölümünden bunları akıl edememişti.
Belkide haznedar hanımdan eksikleri gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.
Birde berrak'ın inadı ve anlaşılmaz davranışları vardı.
Onun yüzünden görüçüleri iptal etmiş ertelemişti, bu durumdan en memnun olmayan kişi şaikaydı,
Zira komüsyon elden gitmişti.
"Tamam muzafer, sen işçilerle konuş,paralarını ayarla ,hasada başlayın, biz bu hafta ordayız." Telefonu kapatıp diğer odaya geçdiğinde, kaderin koltukların kralentlerin düzeltiyordu.
Neslihanımı görünce , elindeki yastığıda yerleştirdikten sanra belini tutarak doğruldu.
Artık karnı o kadar büyümüştüki yürümekte zorluk çekiyordu.Neslihan hanım koltuğuna oturduktan sonra neler yapacağonı planlıyordu, hasat için para gerekiyordu ,gözlerini kadere dikti,
" işin bitti mi? " sordu, elini koltuğun kenarında ritim tutarak.
Kader vitrinin tozunu alırken yavaşça döndü,
"Hayır. Daha camaşırlar yıkanıp asılacak ,ve birkaç iş var "diye yanıt verdi.
Neslihan hanım aldığı cevaptan memnun olmamış bir şekilde yüzünü buruşturup,
"Zaten bitse şaşardım, uyuşuk "
Yine herzaman yaptığı gibi siniri kaderden çıkarıyordu,
Bençil insanlar ve egoist insanlar kendi egolarını tatmin etmek için hep başkalarını aşşalarlar.
Çünkü onlar ançak bu şekilde , kendilerini üstün görürler ."Hemen bitir iilerinide hazırlan imza atmaya gideceğiz. Oülumun senin yüzünden ceza almasını istemem değil mi?"
Kader başını sallamakla yetindi.
Neslihan hanım akıllı bir kadındı, planlarının bozulmaması için bu gerekli bir yalandı.
Her daim söylecek de değildi bir iki sene sonra herşey bitecek hem mirasın tamamına kavuşacak, hemde bu salak sümsükyen oğlunu sonsuza kadar kurtaracaktı.
Bunu yapması gitgide zorlaşıyordu zira serdar kaderi seviyordu, bu görmemwk körlük sayılordı herhalde. Şimdi birde hamile olması ona dahada yakın davranıyor onu tanomasıno sağlıyordu.
Bir iftira yaada bir plan yapmaya kalksa serdar" anne kader yapmaz deyip çıkıyordu. "İçeriye gidip yatağının üzerine oturdu, yapması gerekenler vardı lakin durmadan engeller çıkıyordu, buda canını sıkmıştı artık.
Önce haznedar hanım şimdi ise kader ve berrak.
Haznedardan kurtulduğu için derin bir nefes almıştı lakin ,onun saçma vasiyeti herşeyi mahvetmişti, tam düzeldi derken kaderin başına kalması daha dayanılmaz bir hal almıştı.
Şimdide berrak Hayallerindeki damat ayağına gelmişti lakin berrak buna yanaşmıyordu.
Kafayı yemeye az kalmıştı.
Ayağa kalkıp güzelce hazırlandı, o asla kötü ve eaki giymezdi, hep bakımlı ve güzeldi.
Zaten hiçte yaşlı durmuyordu, hiç kimse onu bakımsız ve düşkün görmemiş herdaim ayaklarının üzerinde ve kibirli bir kadındı.
Doğuştan sahip olamadığı asil kişiliği sonradan sahip olmuş, ve bunu herdaim kullanıyordu.
Kölelikten zalim bir sultan yaratmıştı kendince.
Salona tekrar gelince bağırarak,
"Kader umarım işin bitniştir yoksa senin işin biyecek ona göre hadii seni mi bekliyeceğim akşama kadar..."
Kader yalpanarak yürüp yanına gelmişti sarı saçlarını örüp açtığından kıvır kıvır olmuşlar ve uzamışlardı.
Beline dökülen saçlarını gören neslihan hanım, babasının kendi saçlarını zorla kestiğini hatırladı.
Hiddetle," şu saçları kes biraz sonra bitleneceksin , bizede bulaşacak."
Kader elini saçlarona götürüp,
"Merak etmeyin iyi bakıyorum ben bitlenmez" dedi kırgın bir şekilde.
Neslihan hanım dururmu ,bu cevabo beğenmediğinden,
" tabi bakarsın kimin cebinden gidiyorsa o şampuannın ,suyun parası bakarson tabi hiçaloşmışlığınmı var sanki anca yer yatarsın. Nasılsa çalışan var."
Belkide hergün bunları söylüyordu, kaderin kendini muhtaç hissetmesi ve belki daha fazla para kazannak için kaderin çalışmasını istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük kırmızı kurdaleler
Roman pour Adolescentsküçük ķızlar ķırmızı kurdale severler. ama bazıları giyerler.... Tıpkı kader gibi, O ,14 yaşında küçük gelin. Çocukluğunun en güzel zamanıni , hayatin acı ve adaletsiz yanlarını öğrenmeye mahkum edildi. Hiç tanimadigi kocası, onu sevmeyen insanlar...