mutluluk....
ne tuaf bir his bu mutlluk, cok üzgünken ,hersey ters giderken küçücük bir şey ile gelir insanin yüzünü güldürür.
♡♡♡
kader elindeki kutuyu masaya birakti.edaya doğru baktı "teşekkür ederim kardeşim "dedi .edaya sarıldı.
ne güzel şeymiş sevdiklerine sarılmak, eskiden olsa siradan gelirdi ,her gün aynı sey diye düşünürdük de önemsemezdik.
öyle değilmiş işte, insan elindekinin kiymetini kay bedince anlıyormuş.eda ablasina bakti onu bu hâle getirenler,o güler yüzünü solduranlar,onu bu hayata zorluyanlar ,simdi ise bu hayata katlanmasini ,istiyorlar.
kendine bir soz verdi eda asla ablasi gibi olmayacaktı.
zaten olamazdıda, o ablasi gibi sabirli ,anlayışlı değildi.yemekler hazırlandı, sofralar kuruldu.
serdar daraldikca daralıyordu, bu kiza katlandığı yetmiyormuş gibi simdide ailesine katlanıyordu.
kayınbabası durmadan damat beri,damat öte sanki bakkal çırağına çağırıyordu.
kizini para icin ,zenginlik icin küçük yaşta evlendiren ,adamdan ne beklenirdiki zaten.kayinvalide ise ona hizmet etmekten bir hal olmuştu.
kader ise kız kardesleriyle ilgileniyordu.
onlari cok seviyordu, belliydi.zaten kaderin güldüğünü ilk defa görüyordu.
bahcedekardesleriyle sari saclarini savurarak kosuyordu.
etrafına bakıp "ben bi lavaboya gideyim"dedi.lavaboya gidip elini yüzünü yıkadi. disari çıktığında eda elinde havlu onu bekliyordu.havluyu alip yüzünü sildi iceri gidecektiki
eda"eniste disarida konuşa bilirmiyiz acaba "dedi. sesinde öfke vardi. serdar bunu fark etti ama bir sey demedi.disariya ciktilar.
eda "eniste ablami sevmiyormusun sen? diye sordu .
serdar saçını kaşımaya ,düşünmeye başladı "buda nerden cikti simdi. ne saçmalıyorsun eda. "eda anlamisti artik enistesinin karsisinda dimdik durdu. ablasi degildi o. " eniste ablami sana emanet ettik sen emanete böylemi bakıyorsun?.
serdar sinirlenmis sakalini sivazliyordu. "eda benimle düzgün konuş yoksa.."eda dibine kadar geldi .
"yoksa !. ne yaparsin yoksa benimi döversin hah.. ablam gibi. bana bak eniste , ben salak degilim.babamada annemede benzemem. ablam saklamış bize birsey demiyor diye ablamin morluklarini görmüyor değilim. ".dedi ciddi ve sert.serdar tam gidiyorduki...
"bana bak lann. adam dedik. kucuk kiza el kaldırıyorsun. seninde kardeşin var. allahtan kork be.
serdar edanin kolundan tuttu olabildigince sıktı.
eda aci icinde kolunu kurtardi"anlasildi enişte seninle insanca konusulmaz. ama ablama bir sey olursa ... isterse yillar gecsin sorarim bunun hesabini."dedi. ve iceriye gitti.serdar iceriye geldiginde dahada sinirliydi .kim oluyordu sümüklü ,ona karsi konusur.tabii yaa,kader anlatti ona kim bilir nasıl anlattı .
yemek yenindi.
serdar "kalkalım hadi dedi. ezgi"haydu biz gidelum artuk hayde kalun salucakla."
dedi.
kaderin annesi mutfağa çağırdı. kader gelincede,elinde tuttuğu keseyi eline tutusturdu.
gözlerine yaş dolmuş sesititriyordu.
"ben, bunlari babandan gizli biriktirdim. senin icin, kendine bir sey ler alirsin diye.
kader elindeki keseyi açtı ,içinde bir tane altin kolye ,3 tane bilezik vardi.
kader keseyi annesine verdi " hayir anne olmaz . ben nunlari alamam. "dedi tereddüt ederek.
annesi kaderin eline keseyi vererek "neden kizim dedi. aslinda oda biliyordu kizinin kocasinin ailesinden çekindiğini ama belli etmiyordu.kader annesinin isrrarina dayanamayarak keseyi aldi.
dışarıya çıktılar.
arabaya binmeden önce kiz kardeslerini öptü.babasinin elini öpüp, annesine sarildi. cok zordu ayrılık cok ,hasret duymak, özlemek cok acı.
ezgi yengesi seslendi, o karadeniz aksaniyla" uy kader agaç olduk da haydi uşagim haydi.
kader son kez edaya sarildi.
eda"abla kendini ezdirme,bak senin bir evin var ailen var. korkma ben hep yanındayım canım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük kırmızı kurdaleler
Novela Juvenilküçük ķızlar ķırmızı kurdale severler. ama bazıları giyerler.... Tıpkı kader gibi, O ,14 yaşında küçük gelin. Çocukluğunun en güzel zamanıni , hayatin acı ve adaletsiz yanlarını öğrenmeye mahkum edildi. Hiç tanimadigi kocası, onu sevmeyen insanlar...