gidiyorum

616 19 18
                                    

Zoruma giden şu ki;
"HAYALLERİM BU KADAR BÜYÜK İKEN,hayatımın küçük olması..."
                                               Siyah inci☆
***
Üşümek ,
Soğuk olduğu için değil ,aksine gözlerinden akan sıcak yakıcı göz yaşlarına  rağmen üşümek.

"KADERRRR!!! "

"KADEERRRR!!!"

sesiyle ıssız otoparkı inleten çicek, kaderi arıyordu, dışarıda beklerken serdarın arabasını görmüş ,içinde kader yoktu.
Dışarıyada çıkmayınca ,onu merak edip otoparka indi.
Nerdeyse, otoparkın hertaragına bakmıştı, onu bulamayınca dahada meraklanmış ve şuan endişe ile onu arıyordu.
Heryer kararmaya başlamış ve eve geç kalmak üzereydi, tekrar bağırdı.

"Kaderrr!!!"

Yine ses gelmedi ,bağırmayı bırakıp etrafa kulak kesildi.
Duyabildiği tek şey eski ,paslanmış, boruların sızdırdığı su sesiydi.
Artık burda olmadığına kanaat getitip dönmek üzereyken ,ilerideki köşeyi dönmediğini fark etti , hızla ileriden dönüp şuana kadar ilerlediği en karanlık bölgeyi döndüğünde köşedeki karanlığı fark etti, temkimli adımlarla ilerleyip kısık sesle,

"Kader, kaderr!" Diye seslenip o tarafa baktı.
Karşısındaki karaltı başını yukatı kaldırınca kıpkırmızıya boyanmış maviliklerle karşılaştı.
Kaşlarını çatıp, açele ile onun yanına koştu,  dizlerinin üzerine çöküp, onu sarstı.
"Kader senin neyin var? Ne oldu sana,? Anlat, konuş  benimle..."
Karşısında titreyen ve ardı ardına akıttığı sürekli akan göz yaşlarına devamı eklenirken, çiçek çileden çıkmak üzereydi.
" bana bak,  benimle konuş? Birimi saldırdı sana ?canınımı yaktılar?"

Son kelimesiyle, başını tekrar kaldırdı sardığı kollarından,

Canınımı yaktılar?"

Kader, titreyen kollarını çiceğe sardı, sıkı sıkı sarıldı, çicek onun bu hareketiy bir şey demeden ona sarıldı, hiç olmayan  küçük kardeşini bağrına basmak gibiydi.
Biraz sonra üzerindeki montu çıkarıp, kaderin titreyen bedenine sardı, onu yavaşca kollarından tutup,  otoparktan çıkardı.

On beş dakikadır eski bir parkın, bankında oturuyorlardı, çiçek elindekş su ile koşarak geldi, su şişesin kapağını açıp kadere yavaşca içirdi.
Sarı saçlarını yüzünden çekip,
"İyimisin sarıcığım? Hadi anlat canım bana güveneblirsin her ne kadar dengesiz görünsemde iyi sır tutarım ve bu sen olunca kimse konuşturamaz beni.. hadii"

Kader, birilerine güvennenin ona nasıl geri döndüğünü tecrübesiyle sabitleşmişti,  ve en büyük hayalkırıklığını az önce kocasının başka bir kadının arzu dolu öpücüğüne karşılık vermesinde yaşamıştı.

"Beklide haketmişimdir çicek,,"

Çicek kaşlarını çatıp,
"Anlattt! ,yoksa benim dayağımı hakedeçeksin sarıııı!" Öfkelenmişti, karşısında şu ana kadar tanıdığı kadın bu duruma gelmeyi haketmiyordu.

Kader demirin ona karşı olan hislerini, serdarın durumu öğrenip onu suçlamasını hatta Boşanma eşşiğine gelipte serdarın vazgeçip onu geri getirmesi , otoparkta olanlar, dahil herşeyi ayrıntılarıyla anlattı.

Şimdi kader serdar gibi onu şuçlamasını"sen yüz vermessen böyle olmazdı" demesini bekledi.
İnsanoğlu görmediği olaylara kendince bir senaryo uydurmaya bayılır, oysaki herduyduğuna inanamak ve görmediğin halde yorum yapmak, giybet ve giybeti yapan insanin aptallığıdır.

"Nasıl yaa?nasıl?"
Kader başını eğip ellrine baktı ,
" sana bunu nasıl yapar yaa,?insan bir sorar , bir anlar ne demek anlamadan dinlemeden ,suçşayıp dövmek. Haksızlık ya bu. Kötülük resmen kötülük . Ya o demir bozuntusuna ne demeli, sen kimsin ya!!!?  kimsinn!!!?"

 Küçük kırmızı kurdaleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin