Cenetin çicekleri vardır ,rengarenk. Kırmızı, sarı ,yeşil ,mor ,turuncu...
Cennetin masumları vardır ,hiç günah yüzü görmemiş, şeytanın bile kandıramadığı masum insanoğlulları.
Hayatın kirinin bulaşmadığı, kötülüğün ulaşmadığı masumlar....
Cennetin bebekleri vardır ,sarıp sarmaladığı...
***
Gel ey !sevgili...
Istersen yar ol gel, istersen yara,
NE gönlümün derdini sor bana,
Ne sararan yüzümü sor.Ey! gölümün sol yarısı..
Aklıma koydum seni, aklım almadı.
Kalbime koydum seni sana doymadım.
Arşımın aşkı yar,,,
Aşk sandığın kadar değil,
YANDIĞIN KADARDIR....
can demiryel
***
Bu bölümü ( aşk sandığın kadar değil yandığın kadar ) şiirli müzikle okuyun,,Sabahın ışşıkları kaldığı küçük odanın eski penceresinden yatağının üzerine süzülürken , küçük gelin hızla yerinden kalktı.
Eliyle ağzına kapatıp lavoboya koştu, mide bulantıları başlamış hatta dahada artmıştı.
Yemek yaparken zorlanıyor,ve yemek yiyemiyordu.
Hamileliğinin bu kadar zor geçmesi onu üzmüyordu.
Hamileliğinin üçüncü ayına girmişti,karnı büyümeye ve belirgin olmaya başlamıştı.
Neslihan hanım bazen onun karnına öyle bir bakıyorduki,kader daha bol şeyler giymek zoruda kalıyordu.
Ama her şeye değerdi, bebeğini kuçağına alcağı gün herşeyi unutacaktı. Ve belki serdarda onu affedecek,ve suçsuz olduğunu anlayaçaktı.Bazı geceler gelip üzerini örttüğünü hissediyor ama gözlerini açmıyordu. Eğer açarsa bir daha gelmezdi.
Serdarın kendisini sevdiğini biliyordu,lakin gururunu bir kenara bıraka bilseydi herşey daha iyi olacaktı emindi.
Zaten artık gidecek yeride yoktu,ailesinin kendisinden vazgeçtiğini bilmek içini açıtıyordu. Kader onlar için rahmetli Babaannesinin vasiyetini,sözü çiğnemişti.
Onlar ise tek düşündükleri kendileriydi.
Onu anlayan ve yanlız bırakmayan tek kişi edaydı, herhafta ziyarete geliyordu.
Neslihan hanımın sözlerine karşılık kahkahalar atarak sohbet ediyordu,kendisiyle. Tabii o gittikten sonra cerebesini kader çeksede o bundan şikayetçi değil di.
Birtane dostu kardeşi vardı, onuda kaybederse hepten yanlız kalırdı.
Neslihan hanımı dinliyor, sonra bıkınca konuşmaktan susuyordu zaten kaderde haftayı düşünüp unutuyordu söylediği sözleri.Lavoboda yüzünü yıkayıp, gülümsedi. Bebeği saçlı olacaktı kesin annesi kardeşlerine hamile iken öyle derdi.
O zaman saçları olacaktı.
Acaba hangi reng olacaktı?
Kendisi gibi sarısın mı? Yoksa babası gibi kahve yada kumral mı? Ya gözleri mavi mi? kahve rengi mi?Herne olursa olsun çok güzel bir bebek olacaktı buna emindi.
Çirkinde olsa fark etmezdi onu hep çok sevecekti çanından daha çok..
Odasına tekrar gelip yatağını düzenledi, yatağın üzerine oturup karşıdaki kırık aynadan kendi yansımasına baktı. Elini karnının üzerine bırakıp gülümsedi.
"Sen bana iyi geliyorsun tatlım "dedi
Ayağa kalkıp ,kayınpederinin kaldığı odaya geldi.
Kapı yavaşça vurup içeriye girdi,yaşlı adam uyanıktı.
Kader odaya gelip perdeleri açtı. Yatağın kenarına gelip
"Baba müsadenle dedi "yatağın kenarını kaldırıp lavımlığı aldı ,ve midesi bulanıyor olsasa temizledi .Tekrar yatağın altına yerleştirdi, günlük bakımını kader ,banyo işlerinide serdar yapıyordu.
Neslihan hanım sadece onun yanında oluyor yanlız bırakmamaya çalışıyordu.Kahvaltıyı hazırlayıp, mahmut beyin tepsisinide ayrı hazırladı.odaya geçip kahvaltısını yedirmeye başladı, yaşlı adam dualar ederken ,kader babaannesini hatırladı.
"Annenizde hep böyle dua ederdi, o çok iyi bir kadındı."dedi
Mahmut bey'in gözlerinden yaşlar süzülürken kader hemen telaşla,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük kırmızı kurdaleler
Teen Fictionküçük ķızlar ķırmızı kurdale severler. ama bazıları giyerler.... Tıpkı kader gibi, O ,14 yaşında küçük gelin. Çocukluğunun en güzel zamanıni , hayatin acı ve adaletsiz yanlarını öğrenmeye mahkum edildi. Hiç tanimadigi kocası, onu sevmeyen insanlar...