"Sen görüyor musun kar tanelerini? "
Başını göğe kaldırıp,
"Hayır, kartaneleri yok kader" deyi verdi.
Ellerini yukarıya uzattı,
"Kalbinde özlem olmayanlar, bu kar tanelerini göremez serdar. Hem bunlar kan kızmızısı kar taneleri..."İlk bölüm sayfalarını, *( yaprak camlıca ile Yüce insanla)*
okuyun,son kısımları ise
(Kazım koyuncadan, işte gidiyorum)ile dinleyin , özellikle en son kısmı,
Pişman olmazsınız..***
Arabayı hastanenin bahçesine park edip, arka kapısını açtı.
Elini uzatıp kaderin kolundan tutarak arabadan yavaşca indirdi.
Neslihan hanımda ön koltuktan inmişti.
Dün bütün gün söylenen kadın şimdi hiçbir şey demiyordu.
Hastaneye girip beklemeye başladılar, neslihan hanım etrafına bakınıyor aradığı bir şey varmışcasına aranıyordu.
Herşey normal bir hastanede olması gereken gibiydi, neslihan hanım nerzaman iyi bir gözlemciydi ve hep bu yüzden kazanırdı, doktorun biri elinde telefon hararetli hararetli konuşuyordu.
Önlüğün yakasındaki kartta,psikolog olduğu yazıyordu.
Doktor onların olduğu taraftaki camın yanına gelip,
"Ben uğraşmıyormuyum? Elimden geleni yapıyorum ama yok herleyimi sattım, herşeyimi ortaya koydum lakin yok..yok..yokk.
Sadece senin değil benimde kızım, bulamıyorum. Çok zor.. " diyerek telefonu kapattı.
Gözlüğünü çıkararıp ,göz yaşlarını silerken birinin mendil uzatmasıyla kafasını kaldırdı.
Neslihan hanım tüm iylik meleği sıfatını bürünmüş ,karşısındaki herkezi tuzağına geçen şeytan gibiydi."Teşekkür ederim hanım efendi."
Neslihan hanım çantasını düzeltip
" önemli değil , bir sıkıntınızmı var. Yardımcı olabilirim belki?" Dediğinde doktor başını hayır anlamında salladı, "hayır siz bana yardımcı olamazsınız. Kimse bana yardımcı olamaz. Kızım ölecek.." neslihan hanım konu anlamaya çalışıyordu. Daha açık konuşşada işine yarıyor mu yaramıyormu anlasa, size başkalrının dertlerini dinlemeyi seven biri değildi.
"Kızınız hasta mı?"
"Hasta, bir haftası kaldı ameliyat için paranın çoğunu topladım lakin 1milyon açığım var, herşeyimi sattım, evimi, arabamı, bankadaki para ,eş dosttan borç ama yetmedi."
Neslihan hanım eliyle koymuş gibi bir altın madeni bulmuştu.
O kusursuz planı için bu doktor biçilmiş kaftantı.
"Kendinizi hiç üzmeyin ,inanın bu dünyada istemediğimiz şeyler olurken bazen istediklerimizde hiç beklemediğimiz anda oluverir."ayağa kalkıp ordan uzaklaştı.
Serdar ,kaderle birlikte bekleme yerinde oturuyolardı.
Serdar telefonla oynuyor kader ise öylece ellerine bakıyordu.
"Kader karadağ"
Serdar kaderi kolundan tutup yürümesine yardımcı oldu, içeri girince doktor serdarın, dışarıda beklemesi gerektiğini söyleyince. Onu içeride bırakıp dışarıya çıktı.
Annesinin etrafta olmadığını görünce yine ne işler karıştırdığını merak etmeye başlamıştı.Neslihan hanım, elinde telefon hem kızoyor ,hemde çabuk olmasını gerektiren konuşmalar yapıyordu.
Serdarın geldiğini görünce,
"Tamam ben seni ararım. Sen benim dediklerimi yap."deyip telefonu kapattı.
Serdar onun yanına gelip,
"Bir sorun mu var?"diye sorunca neslihan hanım, gayet sakin bir şekilde,
"Tabikide , hayır sadece alışveriş için para gerekli bende bizim avukatı arıyordum hazırlasın diye." Serdar üzerinde durmadı, çünkü para annesinin konuştuğu en önemli konuydu.Doktor ,
"Kader hanım görüyorumki yaşadıklarınız çok kötü şeyler ,eşiniz yakın zamanda kızınıI kaybettiğinizi söyledi. Sizi çok iyi anlıyorum biliyormusunuz? Benim kızımda hasta eğer bir hafta içinde ameliyat olmassa ölecek." Akan yaşları arkasını dönerek sakladı, hastasının karşısında zayıf düşmemeliydi lakin dayanamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük kırmızı kurdaleler
Novela Juvenilküçük ķızlar ķırmızı kurdale severler. ama bazıları giyerler.... Tıpkı kader gibi, O ,14 yaşında küçük gelin. Çocukluğunun en güzel zamanıni , hayatin acı ve adaletsiz yanlarını öğrenmeye mahkum edildi. Hiç tanimadigi kocası, onu sevmeyen insanlar...