Bölüm #4/2
Genç kız Urufu ' nun patisine elinin dışıyla dostça vurdu. Hayvan yavaşça doğruldu. Hiçbir yöne bakmadan doğruca kapıya yürüdü . Mehtap da arkasından onu izledi . İki ucu farklı yerlere açılan uzun koridorda bekleştiler. Kız ani bir kararlılıkla sola yöneldi. Ormana açılan kapıya. Her bir adımını bir öncekinden daha hızlı atarak ulaştı kapısına . Açtığı kapıyı arkasından gelen prensi için kapamadı. Sonra koştu. Ciğerleri 2. dakikasında pes etse de koşmaya devam etti. Ağaçların dışarı fırlamış köklerinin üstünden atladı. Gecenin karanlığında göremediği dallar kolunu , yüzünü çizdi. Aldırmadı . Göle yöneldi. Uzaktan iskeleyi seçti yarım yamalak. Daha da hızlandı . Artık nefeslerini burnundan değil ağzından alıyordu. Altında ezilen toprak ve narin kır çiçekleri yerini iskelenin tahtalarına bıraktığında durması gerektiğini düşündü. Ama bunu harekete dönüştüremeden iskelenin sonu geldi. Kız , nefesini tuttu . Bedenini suyla kavuşmaya hazırladı zihnen. Kendini boşluğa bıraktığında gerisin geri çekildiğini hissetti. Paldır küldür iskeleye yuvarlandı . Urufu ' nun sinirli bakışlarını görünce açıklama yapma gereği hissetti.
Boğuk ses önce davrandı.- Zahmet etme . Son bir kaç aydır yeterince açıklama ve sebep sonuç ilişkisi dinledim .
Kız kafasını salladı , toparlandı. Bağdaş kurup ellerini ayak bileklerinde birleştirdi. İlk önce gökyüzüne sonra Urufu ' suna baktı.
- Urufu ?
- Evlat ?
- Yardımcı ol. Karar anlarını sevmiyorum.
- Sürekli kaçamazsın küçüğüm.
- Ya ne yapacağım ? Pişman olacağım bir karara varmak istemiyorum. Bunun içinse düşünüp duruyorum . Kıyaslıyorum , değer mi diyorum , değmez mi diyorum . Rabbime yalvarıyorum bazı bazı.
- Pişman olmak şahsınla alakalı . Bıraksan da bırakmasan da pişmanlık duyabilirsin.
Kız anlamaz bir sesle sordu .
- Nasıl ya ?
- Bıraktın diyelim. Hayat bu , karşılaştın bir yerde . Selam dedi. Selam dedin . Yanında durmaktan rahatsız olacağın için gitmem lazım görüşürüz diyip ayrıldın. Bir zamanların beraberliği artık katlanılmazdı. Yüreğin sıkıştı. Ya da yeni arkadaşlar edindin . Bir mimik , bir ses tonu , bir emoji sana onu hatırlattı . Yeni arkadaşınla onu kıyaslarken buldun birden bire kendini. Tüm kırgınlığını ve gururunu attın bir an için. Dudaklarından dökülenlere engel olamadın ; 'Aslında iyiydik biz ' sonra içini bir sızı kapladı. Devam etseydik nasıl olurdu diye düşündün ama artık çok geçti.
Urufu başını dizlerine yatırdı. Kulaklarını indirdi. Mehtap suskunca yeri izliyordu. Sessizliğini bozup hüzünle sordu.
- Peki ya bırakmasaydım , sence o zaman nasıl olurdu ?
- Anılarının ağırlığından kurtulman , ona güvenmen çok zor olurdu , uzun zaman alırdı . Eski samimiyeti yakalaman , öncekiler hiç olmamış gibi davranman kolay olmazdı. Hata mı yaptım diye düşünürdün bazen. Hak etmiyordu da salaklığımdan şans mı verdim derdin belki de. Ama her şeyi sindirip , zamanla unuttuğun ayrıntıları hatırlatan da olmadığında o hiçbir şey yapmasa da yavaşça iyileşirdin. Tekrar mutlu olurdun. Dostum derdin , kardeşim derdin. Canın sağolsun , yaptın bir hata olur öyle derdin . Kim bilir ?
Genç kız emin olmak istercesine sordu. Kurt , ondaki umudu sezmişti.
- Gerçekten yapabilir miyim ? Tüm olanları ardımda bırakıp tekrar eskisi gibi hatta daha iyi arkadaşlar olabilir miyiz ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihnimin Kıvrımlarında
SpiritüelBen zihninin kıvrımlarında yaşayan çocuk. Kendi şekillendirdiğim dünyamda yalnız kalmamak adına yansımalara hayat verdim. İçimdeki çocuk neşesi başka insanlardan beklediğim şefkatle harmanlandı. Yansımam Arco İris (gökkuşağı) doğdu. Hayat zorlaşınca...