24

12 1 2
                                    

Sana bir masal anlatayım içimdeki yıllanmış çocuk . Bir kadının masalını .

Bilinmeyen denizlere kıyısı olan ,  topraklarının kuzey yamacı derin vadilerle çevrili bir ülkede gecenin tam üçünde ne aristokrat ne de soylu sınıfına mensup bir ailenin kız çocuğu dünyaya gelmiş . İlk çocuk şen yüzlerle , müjdelerle karşılanmış. Bebek çok şımartılmadan hiç horlanmadan büyütülmüş . Bulûğa erme yaşı geldiğinde oranın geleneği üzerine kendisine bir şeytanın mühürlenmesi için kentin kutsal sayılan mağarasına bırakılmış . Orada bir hafta kalmış . Şeytan onun ruhunu ele geçirebilmek için ilk gün ruhuna kıskançlığı üflemiş . Kız ne kadar uğraşsa da şeytanın nefesini ciğerlerinden tam anlamıyla atamamış . Kıskançlığını kimseye zarar vermesin diye zayıflatmakla kalmış . Kıskançlık ruhunda uykuya dalmış . İkinci gün şeytan ona kin ve nefreti fısıldamış . Kız o yaşına değin kin tutacak kadar zorbalık ve haksızlığa uğramadığından şeytanın fısıltısı bir kulağından girmiş bir kulağından çıkmış . Kin ve nefret zamanı geldiğinde kendilerini hatırlatmak üzere kızın ruhunda yerini almış . Şeytan ikinci günün akşamı oturup düşünmüş , ne yapsaymış da kızın içsel gücü tükense zayıflasaymış . Üçüncü günün sabahı kızı hafızasından vurmaya karar kılmış . Kızın güçlü hafızasını kendisine yapılanları unutmama döngüsüne bağlamış . Bununla önceki gün fısıldadığı kini beslemekle kalmamış , geçmişi kızın ayaklarına dolayıp bugüne ve yarınlara olan enerjisini dağıtmayı da amaçlamış . Kız ilk defa üçüncü gün o kadar zorlanmış . Zoruna giden olayları tekrar tekrar hatırlamak onu çok bunaltmış . En sonunda nefsini kenara çekip ne zaman geçmişe takılırsa kendisine yarını ve bugünün kıymetini hatırlatmasını tembihlemiş . Zor bela dördüncü günü etmiş . Şeytan keyifle olduğu yerde gerinmiş . Önündeki ruhun kıvranmasından lezzet duymuş , haz almış . Bu sefer kızın gözüne bir büyüteç yerleştirmiş . Amacı olayları olduğundan büyük görmesini ,  böylelikle umudunu yitirmesini - düştüğünde dizlerinin üstünde kalmasını sağlamakmış . Kız içine derin nefesler çekmiş , nefsi onu desteklemiş . Ona yarınları , umutlarını , tüm bunlara sabredip buradan çıktığında çok sevdiği ailesini tekrar göreceğini hatırlatmış . Kız toparlanmış .  Şeytan dudak büküp sonraki güne kollarını sıvamış . Haftanın beşinci gününe gelindiğinde şeytan doyumsuzlukla şüpheyi aynı kapta bir etmiş , kıza içirmiş . " Artık " demiş şeytan.

"Benim gibi düşüneceksin ".

Kız şüphenin içini kemirdiğini , olaylara bakış açısının art niyete kaydığını fark etmiş . Söz gelimi birine yardım eden başka bir insan gördüğünde bunu iyilik için yaptığını değil de minnet altında bırakmak için , belki bir işi düştüğünde işini gördürebilmek için yaptığı da hatrına geliyormuş artık . Şüphe çevresindekilerin iyi niyetini ve sevgisini sorgulamasına da yol açmış . Gerçekten sevgisine değmeyecek birkaç kişiyi fark ettiğinde umutsuzluğa kapılmış , ister istemez diğerlerinin sevgisini de sorgulamış . İçindeki şüphe bastırdıkça insanlardan soğuduğunu hissetmiş , içini anlık bir yalnızlık kaplamış . Şeytan fırsatını hiç kaçırmamış , kızın kanına girmek için beş gündür yaşattıklarını tekrarlamış , üstelemiş de üstelemiş . Genç kız tam koyvercekken nefis gene onu uyarıp içinde bulunduğu durumdan kurtarmış . Altıncı günün sabahı şeytan baktı olmuyor , nefisi aradan çıkartmanın yollarını aramaya başlamış . Öğlen , ikindi derken şeytan bir bıçakla çıkagelmiş . Önce kendi kolunu yarmış kanını akıtmış ,  sonrasında genç kıza yaklaşıp onun kanını akıtmış . Kendi siyah kanını onun kırmızı kanıyla karıştırmış , bir etmiş . Lakin kendi kanının kızın vücudunda tam tur dönmesi için bir gün geçmesi gerektiğinden son günün öğle saatlerine kadar kızın kanını zehirlemekle uğraşmış . Genç kız dengesinin sarsıldığını , kollarındaki ve parmak uçlarındaki mor damarların belirginleştiğini görüyor ama mağaradaki son günü olduğundan dişini sıkmaya çalışıyormuş . Derken zihninin kıvrımlarından gelen bir ses içini tırmalamış . Kendi ruhuna dönüp baktığında nefisin şeytanın karanlığıyla savaştığını yer yer ona kapılacak gibi olup yer yer toparladığını görmüş . Mücadeleler arasında akşam vakti nihayet kendini geceye bıraktığında genç kızın yorgunluğuna diyecek yokmuş . Şakaklarından biriken soğuk ter damlaları taş zemine düşüyor , artık iradesinin son damlalarında olduğunu hissediyormuş . Güneş doğmadan hemen önceki günün en karanlık zaman diliminde zaferi tatmak isteyen şeytan eziyetlerini daha da arttırmış . Kız şuurunu korumak için azami çaba gösteriyor ,  beyin zonklamasını engellemek için parmak uçlarını iyice şakaklarına bastırıyormuş . Derken kendisi dayanabilse de nefis bu baskıya dayanamamış . Çareyi kendisinden kopan 4 benliği bilinçte tutmakta , varlığının geri kalanını bilinçaltına gömmekte bulmuş . Her benlik şeytandan bir siyahlık taşısa da her lafları şeytan etkisinde değilmiş . Hangi söylenenin şeytan fısıltısı hangi söylenenin hak söz olduğunu artık genç kız kendi aklıyla ayırt edecekmiş . Nefis kendisinden kopan parçalardan şeytanı tam ayıklayamasa da büyük bölümünü kendisiyle beraber bilinçaltına çekmeyi başarmış . Gün yavaş yavaş yüzünü gösterirken ve şeytanla olan mağara ritüeli son bulmak üzereyken şeytan mağrur bir ifadeyle konuşmaya başlamış .

Zihnimin KıvrımlarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin