Cumartesi Günü:
PAPATYA'NIN AĞZINDAN:
Hellöööö. Nasılsınız gençler??
'Ne diyor bu ya? ' dediğinizi duyar gibiyim. Şuan Dubai' deyim. Zaten bahsetmiştim aq. Evim öğrenci evi olduğu için pek bir şeyim yoktu zaten, bavulumu topladım o kadar.Allah'ın uyuyun diye verdiği saatlerde yani sabah saatlerinde bu müthiş otele geldim. Tabii ki de bavulumu yerleştirmeyip hunharca etrafa saçtım. Kim uğraşacak ya?!
Neyse konumuza gelelim, 2 saat odada pinekledikten sonra nolet midemin seslerine kulak verip kahvaltı yaptım. Her türlü açım ya. Yemesem açım, yesem yine açım. Bugünlük mottom
'Açken ben, ben değilim. Hadi yemek yiyelim. 'Sıkıntıdan odayı incelemeye başlarken gözüm odadaki saate takıldı.
'Hassiktir! ' Geç kaldım. Allaaaah¡
Odanın kapısını açıp kendimi dışarıya attım. Yanımdan geçen şeyh'imsi adamın garip bakışlarıyla üstüme baktım. 'Hay ben senin.. ' Üstümde kot şort-tişört ikilisiyle bakkala giden kız modundayım resmen. Odaya kartımla geri girip 10 dakikada nasıl 'mütüş' oluyorsam oldum. Olan makyajım da idare ederdi zaten.Koşa koşa asansörün yanına geldim. Anlamsız bir asansör yolculuğu geçirdim. Ne sandınız?? Ruh öküzümle asansörde karşılaşacağımı mı?? Çoh beklersiiz.. Otelin sahile bakan kafesine yöneldim. Depar attım desem daha doğru olur. Fransız iş adamlarının simalarını seçtiğimde yanlarına gittim.
Fransızca'mı konuşturarak;'Çok özür dilerim, yaptığım hata çok büyük.Pardon.. ' dedim ellerimi çenemin altında birleştirirken.
Panda yavrusuna benzemem gerekirken resmen orangutan oldum ama olsun asbsjndmxmx.
'Bu ufak bir pürüz sadece. Önemi yok güzel hanımefendi. '
dedi o sırıtışından da yavşak olduğu belli olan Yavşak Be- aman Malik Bey. Yalancı bir tebessüm atıp Arap İş Adamlarına baktım.Gözlerimi her birinin üzerinde gezdirirken günlerce aklımdan çıkmayan mavilerle beynimden vurulmuşa döndüm. Gayet ciddi bir tavırla bakışlarını üzerime dikti. Kısa bir bakışmanın ardından diğerlerine baktım ve onlardan da özürümü diledim. Mavi gözlerinde boğulduğum adamında yakınımda olduğu düşüncesiyle kalbim fırlayacaktı. Oturdukları masaya baktığımda iki şirket karşılıklı oturuyordu. Ben de çevirilerde bulunurken göz teması kurmam gerektiği için masanın baş tarafına oturdum.
Merhabalaşma faslı bittiğinde, adını bilmediğim Arap daşım konuşmaya başladı. Arapça aksanı kendisi gibi kusursuzdu. Açıkçası o kadar dalmışım ki başta söylediği cümleleri kaçırmışım.Gözlerimi kırpıştırarak kendime geldim. 'Ah be güzelim, be müthiş bakıyorsun öyle' Ihım ıhım lütfen yani. Az insaf!
"Konuyu uzatmak istemiyorum. Burada olan mimarlık ofisimizi büyüterek dünyaya açılmak istiyoruz. " Cümlesini bitirip bana baktı. Galiba bu 'Hadi çevir. ' demek. Ben de çevirdim.
"Sizin de bildiğiniz üzere Fransa ve İtalya'da olan ofislerimiz tamamlanmak üzere ancak Türkiye'de de bir ofis açıp diğer yerlerin yönetimini oradan yürütmek istiyoruz.Ortak kararlarla hazırladığımız sözleşme burada, isterseniz inceleyebilirsiniz.. "
Ben Fransızca'ya çevirirken bir yandan da Malik Bey'e nasıl kafa atmadan durduğuma hayret ediyordum. Masanın üstünde olan elimin üstüne kendi elini koydu şuan. Oha ama yani! Sertçe elimi çekip tepkimi şu sözlerle belirttim.
'Bu yaptığınız laubali hareketten hoşlanmadım. Sözleşmeye bakmanız daha iyi olur. '
"Sözleşmeyi ortağım en iyi şekilde inceler. Papatya Hanım, sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim? Bu güzel kadını kaçırmak istemem. "
İş konuşuyor olmasak ebeni nikahlarım ama. Sakinim. Çattık yavşağa ya. Bir git gardaş. Namusum elden gidiyeeeaah..
'Pardon, beni rahat bırakır mısınız?? Ahaaa, kurtarıcım benim ya. Rahatsız olduğumu anladığı için sandalyemi kolaylıkla yanına çekti. Oh be böyle daha iyi. Sessizce teşekkür ettim. Ortağı imzayı atıp dosyayı Malik Bey' e uzattı. O da imzaladığında tebrik dolu uğurlama merasimiyle kaldım Araplarımla absfjkvkek. Tabii azıcık geveze olabülürüm. Ne var yani? Ben mutluyum.
'Sizin patron da ne gevşekmiş, baksanıza bu toplantıya bile gelmedi. Bu arada memleketime ofis açıyormuşsunuz hayırlı olsun.-Bir kahkaha patlattım.- Patronunuz yaşlı, sevimsiz, nemrut ve bu mükemmel ötesi kıyafetlerden giyen biri mi? Gerçi banane patrondan 😂😂. Çok konuştum neyse.. '
Konuşuyordum konuşmasına da bana sempatik gelen Arap daşımın yanındaki canımcımın bana neden kaş göz işareti yaptığımı anlamıyorum. Ben de tam anlamıyla Fatih Terim gibi el kol hareketleri yapıp göz kırpıyordum. Anlamayınca içimden 'Amaaan' çekip
'Şey, acaba ofis yapılana kadar çalışacağımız yerin adresini alabilir miyim? '
dedim benden beklenmeyecek kibarlıkla. Sempatik Arap'ım bir kağıda bir şeyler karalayıp uzattı.
"Bu adres, işe Pazartesi günü başlayacaksınız. "dedi.
'Teşekkür ederim' diyerek o sonsuz derinlikteki mavilere daldım bir süre. Sonra
'Hayırlı günler'
dedim ve ayaklandım. Herkesin sesi uğultulu gelirken bir onun sesi vardı kulaklarımda. Odaya 'Ne oluyor, minnacık beynim vardı o da yandı lan. Karar verildi bundan sonra en sevdiğim renk onun göz rengi olan Maviiii. ' diye bağıra bağıra girdim. 'Yuh aq. Odama bak. Daha sabah gelmiştim oysaki. Savaş alanı mübarek. Gaççıııın. Bari toplanayım da bizimkilere mütüşmel haberi vereyim. '
Bekle beni conem Türkiye'm..
💙
Eveeeet yine ben..
Okulun ikinci günüydü bugün, cidden rahat başladım bu sene. İlerleyen zaman için korkmuyor değilim. Hayırlısı olsun bakalım.
18.09.2018
Hypnos
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kusur Sorunsalı
HumorGözlerindeki maviler gittikçe içine çekiyor. Korktuğunda sığanılabilecek liman gibiler. Hiç hissetmediğin kadar güven veriyorlar.Sanki sana hiç zarar gelemez onun yanındayken. Ellerini daldırmak istediğin pamuk gibi yumuşak görünen o saçlara ne deme...