Multimedya : Akay'ın kardeşi; Echer17 saat sonra biten bol uykulu bir uçak macerası sonrası nihayet evime gelebilmiştim. Arabadan inip evin kapısını çaldım. Tabi olası her önlem için çantamı kenara koydum, ne olur ne olmaz yuvarlanıp düşmeye meraklı değilim. Bir kaç saniye sonra kapıyı biricik meleğim açmıştı. Beni görmesiyle birlikte üstüme atlaması bir oldu;
"Abiiğğğ. Neden haber vermedin? Çok özledim seni."
'Ben de meleğim ama üstümden insen de daha rahat konuşsak hani?'
İnmesine yardım ettikten sonra tam içeri geçiyorum ki bu bağırış seslerini duyan annem ve paşam kapıya gelmişlerdi. Tabi hepsi kısa bir şok yaşadıktan sonra üstüme gelmeye başladılar. Benim bücürü anlıyorum da anneme mesaj atmıştım. Galiba görmedi.
Ben bi' yandan anneme sarılırken bi' yandan paşamla uğraşıyordum, ayrıca bizim çatlak kız hem cıyaklıyor hem de heyecandan yerinde duramıyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştım;
'Bir sakin olur musunuz lütfen? Kızım sen de zıplayıp durma millet bakıyordur, içeri geç. Anne tamam içeride devam ederiz ama çocuk elimde ezilecek .'
Bunu dedikten sonra yanaklarımdan öpüp geri çekildi, Echer ile eve girdiler. Kucağımdaki paşamı hızlıca öptüm, sonra ben de çantamı alıp içeri geçtim. Evin kokusunu özlemişim be. Tabi bayağıdır gelemiyorum buralara. Yukarı merdivenleri çıkarken de bağırdım,
'Ben odama eşyalarımı koyuyorum,5 dakikaya gelirim.'
"Tamam oğluşum"
Ben bu kadını yerim. 'Oğluşum' demesini bile özledim ulan. Evimiz 3 katlıydı en üst katta 2 tane oda vardı biri benim diğeri ise Echer'imindi. Normalde onun odası alt katta olacaktı ama biraz inatçı olduğu için yan yanaydık. Odamın kapısını açıp içeri girdim.Hafif aralık olan camımı kapattım, havalar soğuyor. Annem sanki ben evdeymişim gibi her gün odamı havalandırır ve temizler. Kadının içi bile mükemmel.
Faruqcuğumu arayıp geldiğimi söyledim. Az bir işi kalmış onları da halledip gelecekmiş. Ben de kısa bir duş alıp rahat bir şeyler giyindim ve çantamdan önemli eşyaları çıkardım. Odadan çıkıp oturma odasına girdim. Bir kaç saat sonra önemli bir toplantı vardı. Bu toplatı neden böyle denk gelmişti ki..
İçeri girdiğimde Echer Merih'le birlikte fotoğraf çekilmeye çalışıyordu.
"Merih lütfen bak 1 kerecik çekinelim söz bir daha çekinmeyeceğiz lütfen ya. Seninle 1 gün boyunca oyunlar oynarım istediğin kadar, hadi çekinelim"
Tabi oyun lafını duyunca bir anda yumuşayan Merih kameraya sırıtmaya başlamıştı. Kocaman sırıttım. Bu çocuk normalde çok kolay ikna edilemezdi ama oyun için her şeyi yapardı. Ezher ona yalvarmaya devam ederken benim aklıma ise çok haince bir şey gelmişti. Echer'i biraz sinir etmekten zarar gelmezdi. Hem en fazla ne olabilir ki?
"Merih paşam gel buraya bakalım"
Merih beni görünce hemen kucağıma atlamıştı bile. Onu kocaman öptükten sonra Echer'in homurdanışı kulağıma gelmeye başlamıştı
"Hemen de satış zaten biz burada 10 dakikadır yalvaralım, abimi görünce hemen yanına git. Biz zaten neyiz burada? Hediye alacağım, oyun oynayacağım diyorum ikna edemiyorum beyefendiyi. Abisini görünce direk satış zaten. Bak bir de öpüyor nerede adalet? Nerede sevgi? Nerede özlem? Tabi yoook Echer'i kimse özlemiyor zaten. Ben evlatlık alındım kesin, ondan böyle davranıyorsunuz bana. Bunun başka bir açıklaması olamaz çünkü. Cık, cık, cık..." Homurdanmasını bitirdikten sonra kafasını yavaş bir şekilde yukarı kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kusur Sorunsalı
HumorGözlerindeki maviler gittikçe içine çekiyor. Korktuğunda sığanılabilecek liman gibiler. Hiç hissetmediğin kadar güven veriyorlar.Sanki sana hiç zarar gelemez onun yanındayken. Ellerini daldırmak istediğin pamuk gibi yumuşak görünen o saçlara ne deme...