AKAY'IN AĞZINDAN
Cumartesi günü:
Sabah her zamanki gibi erkenden uyandım. Yatakta biraz durduktan sonra üstümdeki pikeyi atarak kısa bir duş aldım. Odamda ki küçük komodinden telefonumu alıp saate baktım, 6'ya geliyordu. Bayağı da erkenmiş..
Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra dolabımdan spor kıyafetlerimi çıkardım. Dolabımda spor kıyafetlerim hiç eksik olmazdı. Spor yapmayı seviyordum. Özellikle Dubai'de bir başka oluyordu. Eskiden Echer'le kavga ederdik, hatta baya fazla ederdik. Kedi köpekten bir farkımız yoktu ama her zaman da çoğu şeyi birlikte yapardık. Onunla aynı odalarda olduğum zamanlarda sırf erkenden kalkıp spor yapalım deyip onu kızdırırdım ama hanım efendi tatil uykusundan asla vazgeçmezdi. Bugün de her zaman yaptığım gibi onu sinirlendirecektim. Peki bunun neden yapıyorum? Çünkü neden yapmayayım?
Yattığım yatağımı hızlıca toparladıktan sonra camları tamamen açtım. Odayı son bi' kez kontrol ettikten sonra Echer'in odasına doğru yavaş adımlarla yürüyordum. Annemlerin bu saatte uyanmasını istemiyorum çünkü onlar da Echer gibi tatil uykularını çok seviyorlardı. Annem yine gün içinde yoruluyor ama Echer hep böyle. Annem de onu kaldırmasa kış uykusuna yatacak. Ailemde bir ben farklıyım aq, benden başka erken kalkan yok.
Echer'in kapısını yavaşça açtım. O narin bedenini pikenin dışına atmıştı ve çok deli yatıyordu. Gerizekalı sabahları da 'Her yerim ağrıyor.' diyordu. Ben de öyle yatsam benim de her yerim ağrır.
İlk önce öptüm ve sonra masasındaki tüylü kalemi elime aldım. Bu gibi şeyleri nereden buluyor bu kız? Aslında şaşırmamalıyım. Echer her zaman ki 5 yaşında olan o küçük kızdı. Onu sadece sinirlendiğinde ciddi görürdüm ama bu basit bir sinirlenme değil, baya baya büyük bir şey olması gerekiyordu. Çünkü kolay kolay sinirlenen bir yapısı yoktu. Ama sinirlendiği zaman olan olayları unutamıyorum. En iyisi hiç hatırlamamak..
Kalemin tüyüyle oynamayı bırakıp burun deliğine değdirdim. Tüyden rahatsızlanarak kaşlarını çattı. Bu sefer kulağına yapmaya başladım. Yine aynı tepkiyi gösterdi ve kulağını kaşıdı. Cebimden telefonumu çıkarıp fotoğrafını çektim. En azından güzel bir anı olarak kalacaktı. Kalemin tüyünü yüzünde dolaştırırken gözlerini kırpıştırdı. Yavaşça yataktan kalktıktan sonra yüzüne nefesimi üfledim. Bu kadar şey yaptım, bundan sonra da uyanmazsa başka yöntemlere başvuracağım ama. Gözlerini yavaşça açmaya başladığında başka şeye gerek kalmamıştı. Şimdi kopma zamanı..
"Ya abi napıyorsun sabah sabah? Daha kargalar bokunu yememişken neden ben ya neden? "
Dedikten sonra tekrardan gözlerini kapattı ve bana kıçını döndü. Şu deliye bak sen. Vay be, bugünleri de mi görecektim?
'Çünkü seninle uğraşıyorum ve bugün spora gidiyoruz. Hiçbir itiraz kabul etmiyorum çünkü bugün erkenden gitmem gerekiyor biraz vakit geçirelim. Ben senin gibi akşama kadar yatmıyorum. Hadi bakalım, kalk.'
Biraz mırıldanma sonrasında yataktan kalkıp banyosunun olduğu tarafa doğru gitti. Ben de ona aşağıda beklediğimi söyledikten sonra merdivenlerden inmeye başladım. Aşağıdan sesler geliyordu. Biraz daha yavaşlayarak temkinli adımlarla ilerledim, sesler oturma odasından geliyordu. Duvara yaslanıp odaya baktım. Bu saatte bu çocuğun burada ne işi vardı? Aldığım nefesimi dışarı bıraktım ve Merih'e seslendim:
'Merih ne yapıyorsun burada bu saatte paşam?'
Beni görünce biraz korksa da hemen bacağıma sarılmıştı bile.
"Hiiiç, şadece oyun oynuyoyduuum."
'Uykun yok mu peki senin? '
"Vay ama uyuyamıyoyum. Sen benimle yatay mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kusur Sorunsalı
HumorGözlerindeki maviler gittikçe içine çekiyor. Korktuğunda sığanılabilecek liman gibiler. Hiç hissetmediğin kadar güven veriyorlar.Sanki sana hiç zarar gelemez onun yanındayken. Ellerini daldırmak istediğin pamuk gibi yumuşak görünen o saçlara ne deme...