Cumartesi Günü
PAPATYA'NIN AĞZINDAN:
En sevdiğim günden,
GÜNAYDINLAR!
Cumartesiler muhteşemdir. Cuma günü okul tatil olsa da o gün okul var. Pazar desen Pazartesiyi müjdelermiş gibi benzer isim. Demem o ki liseden beri en sevdiğim gün.
Bu Cumartesi,
Rahatlığı ve huzuru simgeliyor.
Ertesi gün okul da yok.
Cumartesi efsane..
Cumartesi gibi olun.
Bu kadar yeter asbdaskdsbj. Yatağımı tabii ki düzeltmeyeceğim. Yüzümü yıkadım. Dolabımın karşısına geçtiğimde ise çok düşünmeden kot pantolon aldım. Tişörtü Ezra'dan çalacağım. Çok bol ve rahatlar ya. Odasına dalıp dolabından beyaz yazılı siyah tişörtünü aldım. Odama geçtim. Hızlıca giyindikten sonra saçlarıma sprey sıktım. Ve ellerimle hafif şekiller veriyorken bir yandan da Bez Bebek jeneriğini söylüyordum.
'Hem sihirliyim hem gerçek.
Na na na na na..'
İçeriden bir ses geldi. Odasına girdiğimde Ezra uyanmış olmalıydı. Bağıra bağıra söylemesem de duymuş olmalı ki devam etti.
"Artık buradayım, Nana herkese yardım edecek."
Odama girdiğinde hemen yanıma geldi. Beraber söylemeye başladık. Ezra'nın masamın üzerinden tarağımı aldı. Şarkıcı edasıyla dans edip kopuyorduk.
"Gündüz insan, gece bez bebek. Bu sırrımızı kimse bilmeyecek.'
Jenerik bittiğinde birbirimizin dağılmış saçlarına bakıp güldük.
"Şu tipine bak Papatya.."
'Nasıl sen kendi haline bak?!'
Tekrar güldük, ancak bu sefer Ezra'nın bakışları tişörte indi.
"Papatyaaa."
Gözlerimi kapatmış kızmasını beklerken bir tepki gelmeyince gözlerimi açtım. Küçük tebessümü ile devam etti.
"Al bütün dolabımı sana vereyim yaw. Baksana benden daha çok kullanıyorsun."
'Oy oy benim gardaşım. Bir tanesin be.'
'Ama ne yapayım çooook rahatlar.'
Yanağımdan öptü. Odadan çıkmadan önce 'Salak' demeseydi iyiydi.
Aynanın karşına geçtim. Saçlar bildiğin apaçi saçı gibiydi. Saçlarımı tekrar yapmaya üşendiğim için bir iki düzeltip mutfağa indim. Benim gibi uyku sevdalısı gardaşım geri yattı galiba. Her neyse, açmamı yedim. Kapıdan çıkmadan önce hırkamı giyip gözlüğümü de taktım. Yavaşça kapıyı çektim.
........................
İş yerine geldiğimde daha erken olduğunu fark ettim. Çantamı bıraktım. Toplantı için halletmem gereken son işleri de hallettim.Sonra çantamın içerisinden çikolatalı sütümü, diğer bir deyişle ex aşkımı çıkardım. Hım, sen muhteşemsin. Çukulatlı süt bir sanattı. Nasıl hızlı içtiysem artık, bitti. Aga bee.. Yak yak yak.
Asansör zemin kata ulaştığında kafamı çukulatlı sütümden kaldırmadan;
'Gökçeee. Çukulatam, aşkım bitti ya. Remiz Dayı demişti ya 'Oysa herkes öldürür sevdiğini.' Ben de öldürdüm galiba. Aman canım yenisini alırım.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kusur Sorunsalı
HumorGözlerindeki maviler gittikçe içine çekiyor. Korktuğunda sığanılabilecek liman gibiler. Hiç hissetmediğin kadar güven veriyorlar.Sanki sana hiç zarar gelemez onun yanındayken. Ellerini daldırmak istediğin pamuk gibi yumuşak görünen o saçlara ne deme...