Eğer hayat bana ikinci bir seçim hakkı daha vermiş olsaydı bu hakkı Kılıç Şahbazoğlu'undan boşanmak için kullanırdım.
Keza şu an o ikinci şansa çok ihtiyacım vardı. Çünkü karşımda, boynundan asılı şekilde duran çıplak bir erkek cesedi vardı. Sağ gözü oyulmuş ve göz çevresinin etrafında hareket eden kurtçuklar bulunmaktaydı.
Belki bunu birkaç kabus ve kusmadan sonra atlatabilirdim. Tabi bunu düşünürken bir an da cesedin yarık karnından dışarı taşıp yere yığılan iç organları görmemle birlikte midemde bir şeylerin yarattığı çalkalanma yüzünden öğürdüğüm gibi olduğum yere kustum.
Ağzımda iğrenç bir tadın yanında bir de burnuma dolan kan kokusu iyice midemi alt üst etmişti. Ne kadar kustuğumu bilmiyorum ama gözümde öğürmekten yaşların biriktiğini görüntümün bulanıklaştığından fark etmiştim.
Bu sebebiyetten, burnumla değil de ağzımla nefes almaya odaklandım.
"Hala alışamadın."
Arkamdan gelen Kılıç'ın sesini işitir işitmez yüzümü ona döndüm. Elleri jilet gibi ütülenmiş kumaş pantolonunun cebindeydi. Bu görüntüsüne bir kadın veyahut erkek onun centilmen biri olduğunu düşünebilirdi lakin bir insanı dışından yargılayamazdın...
"Ben, sizin gibi içimde bir katille büyümedim." derken dahi nefes almakta zorlanmıştım. Yığıldı yığılacak hale geldiğimi hissettiğimde topallığıma rağmen adımlarımı yere sağlam basarak cesede sırtımı, Kılıç'a ise önümü döndüm. Aynı aksak hareketlerle deponun kapısına omzunu dayamış ona ilerlerken gözleri topal bacağımdaydı.
Onun gibi her açıdan mükemmel bir adamın yanında, doğuştan topal bir kadın oluşunu yadırgıyor mu acaba diye düşünsem de, bu düşüncenin saçmalığına tebessüm ettim. Ben mantık kadınıydım, duygular sadece insanoğlunun ölümünü hızlandırırdı.
Yanı başından geçerken tekrar onun sesi ilişti kulağıma.
"Bu gece odama gel, sen hamile kalana kadar yatağıma girmek zorundasın."
Sadece kafa salladım. Ve oradan aksak adımlarımla uzaklaştım. Birkaç adımdan sonra kafamı arkaya çevirdim. Neden dönüp ona baktığımı bilmiyorum. Ama şu bir gerçekti ki ben tehlikeli bir akrebin kıskacındaydım.
Bu adam, yeraltı şehrini kuran ve o şehre hükümdar olan bir adamdı. Elmas madenlerinin sahibi, düşmanlarının hedef noktası olan Şahbazoğlu ailesinin başıydı.
Ve ben bu herifin karısı, onun hiç iyileşmeyen keskin yarasıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASATURA | Yarası Keskin +18
Teen FictionZergül, doğuştan topal bir kızdır. Hizmetçilik yaptığı evin lideri Kılıç Şahbazoğlu ile çocuk doğurmaya dayalı anlaşmalı bir evlilik yapar. Birbirlerinden nefret eden iki kalp fakat bir o kadar tutkuyla sarmalanan iki bedenin hikayesi.