KASATURA | Yarası Keskin +18

↾ 18- tutulma +18 ⇃

İyi okumalar dilerim alkoliklerim bol bol yorum bekliyorum. ❤️

〢 ╹ ╻ ╷

Gözleri, gözlerime bakıyor çenesi sinirden kasılmış bir şekilde arada silaha bakış atsa da göz temasını kesinlikle bozmuyordu.

"O silahı kullanmayı düşünmüyorsundur umarım?" diye imalıca konuşmaya başladığında ses etmedim sadece ağzından dökülecekleri dinledim. "12 aileden birisini hiçbir şey yokken öldürürsen olacakları tahmin edersin herhalde?"

"Seni şurada öldürsem emin ol Kılıç, bu olayın üstünü gayet profesyonelce kapatacaktır. " diye alay edercesine sırıttım. Tabi bu söylediğime kendim bile inanamıyordum çünkü Kılıç gibi birisinin benim suç ortağım olacağını hayal etmek dahi sadece hayalde olurmuş gibi geliyordu.

Güldü hatta öyle bir gür kahkaha attı ki kaşlarım istemsiz çatılmıştı. Benden uzaklaşıp mağara duvarına sırtını yasladığında parmağım tetiğin üstünde her an silahın patlaması konumunda hazır bekliyordum.

"Kocana güvenin beni etkilemedi değil fakat Kılıç'ı senden daha iyi tanıyan biri olarak söylemeliyim ki o asla kurallarının dışına çıkana merhamet gösterecek bir adam değil. Ve bunun başlı başına kanıtı olarak kız kardeşim Melek'i örnek verebilirim." der demez kesik kesik gülüşlerine son vermek adına derin bir nefes aldı. Ardından yüzüme bakıp "Evdeki hizmetçilerden birisi benim ajanımdı ve kız kardeşim bunu fark etmesine rağmen hizmetçiyi gambazlamadı. Tabi hizmetçinin önemli bir iş dosyasını çalmasını sağlayıp ele geçirene kadar... Olayın aslı astarı ortaya çıkınca çok güvendiğin kocan, Melek'i evin ön avlusunda yağmurun altında gece vakti sabaha kadar tam 8 saat boyunca dizlerinin üstüne çökmesini emretti. Aşık olduğu kadına bunu yapan adam sana neler yapmaz hiç düşündün mü?"

Bu olayı bilmiyordum... Hiçbir hizmetçinin bunu bildiğine de emin değildim içimden inanmak gelmese de Kılıç'ın nasıl biri olduğunu çok iyi biliyordum. Kindar olduğu kadar kuralcı bir adam... Yoluna taş atana acımayacağının bilhassa ben de farkındaydım lakin Batur'un yalan söylediğini de düşünmüyordum çünkü yanlış hatırlamıyorsam 19 yaşlarımdayken Melek Hanım'ın hastalık geçirdiğini ve 1 hafta boyunca yataktan kalkamadığını çok net hatırlıyordum. O aralar yeni yeni hizmetçiliğe alıştığımdan daha çok ev içinde değil de ev dışında görevlendirilirdim.

Elbette bana tolerans göstereceğini düşünmüyordum ama Batur'a bunu yansıtmaya da hiç niyetli olmadığımdan içimde süre gelen olumsuz düşünceleri bir köşeye attım. "Ve ben de bunu bile bile evlenmeyi göze aldım. Senden kurtulduktan sonra paşa paşa cezamı çekerim hiç sorun değil." derken sesim kendinden çok emin ve netti.

Sanki hoşuna gitmiş gibi yüzüme bakıyordu. "ilgi çekicisin sadece bedenen değil kişilik olarakta. Çoğu ak kemik kadın, erkeklerinin yanında bulunan süs eşyalarından farksızdır. İlk kez bir kara kemik kadın tarafından tehdit edilmek hoşuma gitmedi desem yalan olur."

"Bu klişe kadın tavlama sözcükleri maalesef benim üzerimde çalışmaz."

"Yazık oldu. Benimle iş birliği içinde olsaydın sana mükemmel bir konum hatta yeni bağımsız bir soy isim bile sağlayabilirdim." deyip omuz silkti. Resmen beni mal mülk ile kandırmaya ihanet ettirmeye çalışıyor gibiydi.

"İstemez kalsın. Senden gelecek hiçbir şeye güvencem yok." diye kestirip attığımda asıl konunun iş birliği olduğunu anlamam uzun sürmedi. Yeni müttefik toplamak için ilk önce Kılıç'a yakın insanları cezbetmeye çalışıyordu.

"Öyle olsun ama bir gün bana kendi isteğinle gelmek zorunda kalacaksın."

"Hiç sanmıyorum."

Bir şey demedi ama yüzündeki ifade o raddeye geleceğim konusunda o kadar emindi ki bu beni aşırı derecede tedirgin ediyordu. Ayağa kalktı ve bana bakıp "Biraz yürüyüşe ne dersin?"