↾ 17- Kumpas ⇃

9.9K 908 687
                                    

Yorum sınırı; 500

(Random kabul etmiyorum yorumlarda.)

Artık kitabı detaylandıracağım. Çünkü eksik ve sahnelerin kısa sürmesini istemiyorum daha göz doyurucu olması için konu yavaş ilerlicek lakin sahneler daha detaylı ve uzun olacak. ;)

Bu arada çok yakın arkadaşım olan hazalaba nın kitabına bakmanızı ve bir şans vermenizi rica edeceğim. Kalemi çok keskin ve kurgu konu bakımından asla sizi sıkmayacak bir kitap. Şahsen ben kendim kitabı okuduğum için öneriyorum. Lütfen yazarınızı kırmayıp arkadaşımın kitabına göz atmayı unutmayın. :)

İyi okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerim.

〢 ╹ ╻ ╷

Diken üstünde olduğum bir zaman diliminde daha olmanın verdiği lanet bir ruh halindeydim. Otelin en tepesinde bulunan bir ofisteydim ve tekte sayılmazdım. Burnundan soluyan her an şeytan boynuzlarını karşısında duran ikiliye geçirmek için an kollayan bir Kılıç ve iki büklüm olmuş vaziyette Kılıç'a bakmakta zorlanan Müge ve Sefa ikilisinin yanında bir de sırtını duvara yaslayıp kollarını önünde birleştirmiş yüzünde her zaman peydah olan soğuk bakışları ile Erdem vardı.

"Doğru anladım değil mi?" der demez parmağı ile ikisini işaret edip "Siz iki yarım akıllı Haluk'un oğlu ile kavgaya tutuştunuz?"

Şu an gözümde çocuklarına azar çeken bir babayı anımsatsa da bunun azarla son bulmayacağını bildiğimden bu düşünceden gerisin geri kaçtım.

"Kılıç Bey, tüm hata bana ait. Ben ileri gitmiş olmasaydım olaylar bu kadar alevlenmeyecekti." diyerek tüm yükü sırtlanan Sefa ile ağzım bir karış açılsa da asıl ağzımı geri kapatan şey Müge'nin Sefa'ya olan ölümcül bakışlarıydı. Sanki her an üstüne atlayıp gırtlağını kesebilirmiş gibi bakıyordu.

"Doğru, sen gelmeseydin paşa paşa iki tokat yiyip o itin donuna kadar alabilirdim." diye çıkışan Müge'ye baktım. Sanki geçen seferkinden daha kinle daha öldürme güdüsüyle bakıyordu Sefa'ya. Ne kadar zorlasamda söylememeye meyilli olacağından aralarında geçeni onun anlatmasını beklemekten başka çarem yoktu.

Sefa ağzını açacak gibi olsa da son dakika da kapatıp ses etmedi. Tabi o ara Kılıç'ın delici bakışları da ikisinin arasında geçen soğuk savaşa beyaz bayrak sallatmaya yetti de artmıştı diyebilirdim. Kılıç önünde birleştirdiği ellerinin her parmağını tek tek kütürdetmeye başladığında çıkan ses odadaki tek ses olmuştu. Şu an kimsenin o kütlemelerden sonra ağzını açmaya cesareti yoktu eminim.

Deri koltuktan geriye yaslanıp duvara yaslanmış ikiliye bakan Erdem'e döndü. "Sanırım başka çarem yok." diyerek kendi kendine mırıldanmasıyla tüm ilgi alaka ona kaymıştı. "Erdem ve Müge." diyerek başladığı cümlesiyle ikili esas duruşa geçer gibi dikleşmişti. Kılıç bir Erdem'e bir de Müge'ye bakıp en son rotasını tekrar Müge'ye döndürdü. "Uzun zamandır seninle alakalı anlaşmalı bir evlilik düşünmekteyim." diyerek başladığı cümleyle Müge'nin kirpikleri anlamsızca titredi. Yine de sesini çıkarmayıp sadece Kılıç'ın lafının sonlanmasını bekledi.

KASATURA | Yarası Keskin +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin