Ay sonunda bölümü yazıp bitirebildim. Bayram gününe denk gelmesinin kötü yanı çok fazla bölüm yazacak vaktimin olamamasından ötürüydü.
Neyse ki bölüm hazır.
YORUM SINIRI; 800 yorum
Sınır ne kadar erken geçilirse o kadar erken bölüm gelir. :)
İyi okumalar dilerim alkollülerim.
╵ 〡 〢 ╹ ╻
Yüzüme bir avuç daha su döktüm. Islak ellerimle saçlarımı ve ensemi ısladım. Lavabonun aynasında kendime bakarken bedenimin korkudan hala titrediğini fark ettim. Ne yaparsam yapayım titremem bir türlü durmak bilmiyordu. Daha yarım saat evvelsinden şahit olduğum o görüntü aklımda asla küflenmeyecek kabuslarımın başı olacaktı. Yücel, gözümün önünde o kadar acımasız şekilde ölmüştü ki bu olayı yaşlansam dahi unutamayacaktım.
Kılıç Bey'in her zaman sadist bir adam olduğunun farkındaydım. Lakin ilk kez o sadistliğin bu derece seviyesine şahit olmuştum. Karısının ölümünün onu ne denli sarstığını Yücel'e hem psikolojik hem de bedensel olarak acı çektirişinden anlamıştım.
Lavabonun kapısı açıldığında dikkatimi aynadan yansıyan kapıya verdim. Müge usulca sızdığı lavaboya adımlayıp aynadan yansıyan yüzüme baktı. Yüzüme bakar bakmaz suratı ciddileşti.
"Bu halin ne?" ilk sorduğu soru buydu. Ne vardı halimde hiç bilmiyorum. Ama konuşmam gerektiğini biliyordum daha fazla kendi kendime konuşup delirmek istemiyordum.
"Kılıç Bey, gözümün önünde Yücel'in boğazından aşağı hidroflorik asit döktü. O anları izlediğimde çığlığımı bile yutmak zorunda kaldım. Yücel'in gözleri açık bir şekilde nefesinin kesildiği o görüntü her aklıma düştüğünde ise-" elimi ona doğru kaldırdım. "Ellerim titriyor ve durduramıyorum."
Bunları anlatmak dahi o anları tekrar tekrar yaşamama sebep olmuştu. Büyük ihtimal Müge olan biteni öğrenmişti Yücel'in hain oluşu ile ilgili.
Elinde tuttuğu poşeti lavabonun üstüne koyup yüzüme baktı. "Buna alışmak zorundasın Zergül. Madem Kılıç Şahbazoğlu'nun karısı olacaksın, Kılıç Bey'i kanlar içinde görsen dahi tepkisiz kalmak zorundasın."
Kaşlarım gerildi. "Sen nerden bi-" diyordum ki Müge benden hızlı çıktı.
"Beni buraya Kılıç Bey yolladı. Sana kıyafet getirmemi istedi ve seni eve götürmemi söyledi."
"Yani Kılıç Bey evleneceğimizi sana söyledi."
Olumsuzca kafa salladı. "O söylemedi ben anladım. Çünkü şu an evin içi ak kemik aile dolu ve hepsi aç bir kurt gibi ya kız kardeşini ya da kızını getirmiş bir vaziyette Kılıç Bey'in içlerinden bir tanesini kendisine karısı olarak alması için kadınlarını övüyorlar sanki mal satıyormuş gibi."
Yüzü buruştu ve bir süre konuşmadı ardından kaşları çatıldı. Bir şeyi hatırlamış gibiydi.
"Babam... O da beni Kılıç Bey'e yamamaya çalıştı. Bugün gelmiş bana rahibe gibi giyinmememi ve Kılıç Bey'in gözünün önünden ayrılmamamı tembihledi."
Baba olarak görmediğim o adam. Diğerlerinden hiçbir farkı yoktu. Bana asla kızı gibi davranmamış bu evin hizmetçisi gibi davranmıştı. Bu yüzden onunla ilgili hiçbir hissiyate sahip değildim hatta karşımda ölse tepkisiz kalırdım. Hiçbir şey söyleyemedim o adamla ilgili. Zaten yüzümden de tahminen bir şeyler anladığını düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASATURA | Yarası Keskin +18
Novela JuvenilZergül, doğuştan topal bir kızdır. Hizmetçilik yaptığı evin lideri Kılıç Şahbazoğlu ile çocuk doğurmaya dayalı anlaşmalı bir evlilik yapar. Birbirlerinden nefret eden iki kalp fakat bir o kadar tutkuyla sarmalanan iki bedenin hikayesi.