↾6 - İlk Tanışma ⇃

15.2K 1K 441
                                    

Bu bölüm KILIÇ'IN AĞZINDAN yazılmıştır. 10 yıl öncesini Zergül ve Kılıç'ın ilk tanışma zamanını anlatmaktadır. Kılıç'ın 27 yaşında olduğu Zergül'ün ise 16 yaşında olduğu o zamanlar. 7.bölüm, 5.bölümde nerede kaldıysak oradan devam edecek. O yüzden bu bölümü özel bölüm olarak görün.

Ve bir şey daha diyeceğim. Yorumlar ne kadar az olursa bölümü o kadar geç atacağımı bilmenizi isterim.

İyi okumalar dilerim. :)

〡 〢 ╹ ╻

Elimdeki dosya yığınını ve fotoğrafları sertçe çalışma masamın üstüne atıp, sinir ve stresten şişmiş şah damarımı elimle ovmaya başladım.

Kapının 2 kere tıklanma sesini duyar duymaz "Gir." diyerek komut verdim ve ardından yüzümü kapıya dönüp çalışma masasına yaslandım. İçeri temkinli adımlarla giren amcam, timsahın sularına girmiş gibi geriliyordu. Her an kaçmaya hazır akşam yemeği edasıyla gözlerini bana dikti.

"Beni çağırmışsın yeğenim."

Sesi diken üstünde gibiydi kulağa sanki bir sırrını öğrenmemden korkuyormuş gibi geliyordu.

"Öyle seni çağırdım."

Kısa süre tepkisini gözlemlemek için sustum. Ben sustukça o gözlerini kaçırdı ve ardından "Kötü bir şey yoktur umarım?" dedi.

Elimin tekini arkamda duran çalışma masasına koyup rahatsız edici derece de yüksek ama yavaşça masaya parmağımla vurarak ritim tuttum. Bu hareketim onun ellerini nereye koyacağını şaşırmasına neden oldu. Bir süre havada sallanan ellerini ceplerine attı.

"Batının hakimiyeti kimde amca?"

Klasik bir sorudan doğru ilerleyecektim.

"12 aile ve liderleri."

Onaylarcasına kafa sallayıp, masanın üstünde duran dosya ve fotoğrafları kavrar kavramaz amcamın önüne attım.

Önce irkildi. Yaşlılıktan içe çökmüş gözleri bir bana bir de yerdeki dosyaya kaydı.

"Bakmayacak mısın?"

Olumsuzca kafa salladı. "Ne olduklarını tahmin edebiliyorum."

Sırıttım. Nedense sırıtışım onun bir adım geri kaçmasına sebebiyet oldu. "Ha biliyorsun yediğin boku?"

Ellerini kendine siper etmek ister gibi "Kılıç yeğenim, yemin ederim onu öldürecektim faka-"

"Öldürmek için 16 yaşına girmesini mi bekledin?"

Sinirliydim çünkü amcamın uçkuruna sahip olamaması yüzünden gayri meşru bir kız çocuğu Dünya'ya gelmişti. İşin kötü kısmı bu olay basına sıçramıştı.

"Bak, halledebiliriz. Gerekirse gider şimdi öldürürüm onu. Sen uğraşmak zorunda bile kalmazsın."

Sorunun kızın ölüp yaşaması olduğunu sanacak kadar aptal bir amcam vardı. Sorun basındı, basını susturmak bana pahalıya patlayacaktı peki ne için?

"Yeterince Şahbazoğul'larını rezil ettin. Tenhalarda altına kimi alıyorsun bilmem ama o dölüne sahip çıkacaksın amca. Ben bu işi halledene kadar ortalarda dolanma."

Aileden, soyadımızdan atmalıydım ama babam buna karşı olduğundan dişlerimi sıkmak zorunda kalıyordum. Kara kemik, bir kimliğe dahi sahip olmayan bir kadından çocuk peydahlamak soyumuzu lekelemek demekti. Hele ki doğu kısmında bu kadar düşmana sahipken amcamın bütün okları üstümüze çevirmesi gelecek hakkındaki planlarımı ertelememe sebebiyet olmuştu.

KASATURA | Yarası Keskin +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin