Yaşadığım Dünya tam olarak güçlü olanların kurallarının geçtiği bir yerdi. Ben ise bu güçlü olanların yanında barınabilmek için entrikalara başvuran bir kızdım. Benim ayağıma batacak tek bir taş tökezletmez aksine beni yere asla kalkamayacağım şekilde çivilerdi. Şu an olduğum durum, Müge'nin bizi görmesi o taşı ayağımın altında hissettirmişti ve düşmem için an kolluyor diyebilirdim.
Bana arzu ve sabırsızlıkla bakan iki çift gözü şimdilik reddedip Yücel'in kucağından kalktım. Bana anlamadığını gösteren nitelikte baktığından renk vermemeye çalışarak gülümsedim. "Geç kaldım, Melek Hanım yokluğumu fark etmeden gitmeliyim."
"Bir daha ki sefere ne zaman görüşebileceğiz? biliyorsun Kılıç Bey ortağımızda olsa sürekli buraya gelmem bir süreden sonra göze batmaya başlayacaktır."
Gerisin geri birkaç adım atıp üstümü başımı düzelttim ve her zaman ki gülüşlerimden birini takınıp "Beni özle." dedim. Hiçbir zaman onunla açık açık konuşmamıştım cümlelerim hep sır perdesi gibiydi.
Gözden kaybolana, beni görmeyene kadar yüzümdeki gülümsemeyi silmedim fakat evin içine geri girdiğim an gülümsemem yüzümde solmuş yerini bir ciddiyete bırakmıştı.
Müge'yi bulmalıydım. Bu işi sıcağı sıcağına halletmezsem zarar görecek kişi Yücel olurdu. Büyük ihtimal Melek Hanım'ın misafirlerini ağırladığı yerde olmalıydı.
Kendi adıma hiçbir korku hissetmiyordum keza kaybedecek bir onurumda malım mülkümde yoktu. Lakin Yücel öyle değil ak kemikler, kara kemiklerle sadece gönül eğlendirmek için ilişki içine girerlerdi. Olur da bizim ciddiyetimiz gün yüzüne çıkarsa Yücel'i yargılayacak tonca göz biliyordum ve bu gözlerin başını çekecek ilk kişi Yücel'in annesi olacağına emindim. Kadın ezelden beri kara kemik düşmanı bizi insan olarak dahi görmüyordu.
Sonunda Melek hanımların yanına vardığımda daha demin yaşanılan gerilim hala ortamda sürmekte olduğunu fark ettim. İçeri girer girmez Yasmin Hanım'la göz göze gelmem kaçınılmaz oldu. Yüzünde saklamaya gerek görmediği nefretiyle bana bakıp;
"Utanmadan yüzüme bakabildiğine göre ar damarın çatlayalı çok olsa gerek."
Eğer şu an teke tek bir ortamda olsaydık ağzının ortasına yapıştıracağım tokat niyetine cümleler söyleye bilirdim fakat dua etsin ki Melek Hanım buradaydı.
Sadece sessizce onu dinledim. Melek Hanım bir bana bir de Yasmin Hanım'a baktı. Çağla evden kovulmuş olacak ki ortalıkta gözükmüyordu. Bu da Yasmin Hanım'ın öfkesinin nedenini belli ediyordu.
"Yasmin bugün bu kadar gerilim yeter. Eğer uzatırsan Kılıç'ı durduramam." diye ortaya atılan Melek Hanım bakışlarını tekrar bana çevirdi. "Ne için geldin Zergül?"
Konuyu uzatmadan bana gözlerini dikmiş Müge'ye yandan bakış attım ve "Hayat Hanım, Müge Hanım'ı eve çağırmamı istedi. Önemli bir konu varmış." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASATURA | Yarası Keskin +18
Novela JuvenilZergül, doğuştan topal bir kızdır. Hizmetçilik yaptığı evin lideri Kılıç Şahbazoğlu ile çocuk doğurmaya dayalı anlaşmalı bir evlilik yapar. Birbirlerinden nefret eden iki kalp fakat bir o kadar tutkuyla sarmalanan iki bedenin hikayesi.