15 bölüm bile zor olur dediğim hikayeye 30. bölümü ekliyorum resmen. Bknz: tutarlarsa tutarlıyım tutmazlarsa tutarsızım.
Yemediğimi etrafımdakilere çaktırmamak için tabağıma aldıklarımı çatalımla dışarıdan bakılınca takıntılı görünecek şekilde kategorilere ayırırken etrafımdaki konuşmaların hiçbirine odaklanamıyorum. Yanımdaki sandalyede oturan Mirza'nın asık suratı, içimdeki sıkıntıyı ona katlarken daraldığımı hissediyorum. Onu bu yemeğe nasıl getirdikleri hakkında en ufak bir fikrim yok. Sadece oturduğu yerden hiçbir şey yapmayarak bile bir oda dolusu memnuniyetsizlik saçıyor.
Kendi adımı duyduğumda başımı kaldırıp oldukça aptal gözüktüğüme emin olarak Utku amcamın yüzüne bakıyorum. Mavi gözlerinde seneler geçse de asla değişmeyen çocuksu bir neşeyle bana bakıyor o da. "Okul nasıl gidiyor?" dediğinde ses tonundaki bir şey bana bunu ilk defa söylemediğini fark ettiriyor.
"İyi." diyorum hızlıca. "İyi, alışmaya çalışıyorum."
Babamın gözleri kısılarak ve sessizce beni buluyor. Yalandan inşa edilmiş surlarımı korumak adına bakışlarımı asla ona değdirmiyor ve ısrarla, üstelik çirkin sayılabilecek yarım bir gülümsemeyle amcamın yüzüne bakmaya devam ediyorum. Bir saniye bile yüzümü düşürecek olsam babam anında bulduğu bu fırsatı değerlendirmek isteyecek, biliyorum. Bu yüzden keskin bakışları yüzümde dolaşırken yıkılmak için zangırdayan surlarıma sıkı sıkı tutunmaya çalışıyorum.
"Asrın," diye ikaz eden ses annemden geliyor. "Kızı tedirgin ediyorsun."
Mirza'nın gülmeye benzer bir ses çıkardığını duyuyorum ama hemen ardından öfkeyle masayı devirse şaşırmayabilirim aynı zamanda. "Tedirgin etmek değil bu," diye ekliyor annemin söyledikleri üstüne. "Bakışlarıyla insanı ortadan ikiye kesmeye çalışıyor resmen."
"Bunun da konuşacağı tuttu bugün." diye sinirle mırıldandığımda babamınkiyle yarışır bakışları hızla beni buluyor. Omuzlarımı silkerek bu gergin ortamda her şeyin mubah olduğunu açıkça belli ediyorum. Genelde kendi ölümümü bile kendim planlıyorum.
"Bir şey yapmadım." diyor babam az önce etrafımı saran aç kurtlar onun değilmişçesine. Elinden gelse beni dünyanın geri kalanından korumak için etrafıma çelik duvar öreceğini, yıkılmaz bir kale inşa edeceğini, gerekirse bu kurtların hepsini çevreme dizeceğini asla bilmiyormuşuz gibi.
Annem benimkilere çok benzeyen gözlerini kısarak babama suçlayan bakışlar atarken Utku amcam derin bir iç çekerek genişçe gülümsüyor. "Sizinkini görünce kendi ailemin ne kadar normal olduğunu daha iyi anlıyorum."
Bugün babamla beraber halletmeleri gereken bir iş olduğundan, bu işler asla bitmediğinden ve genellikle yapmaları gereken şeyleri halledip sonra saatlerce kahve sigara keyfi yaptıklarından kahvaltıyı bizde yapıyordu. Ben ise bu sabah ev durulana kadar uyuyormuş gibi yapıp herkes çıktıktan sonra Emir'in hala sürmekte olan doğum günü kutlamalarına katılmak için evden çıkmayı planlıyordum. Ne yazık ki bütün planlarım babamın ailecek kahvaltı yapma ısrarı yüzünden bozulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Şarkı
RomanceASIM KARASOY Arabanın diğer ucunda oturan kız, yağmurun altında benimle o garip bakışmayı paylaşan kızla aynı kişi. Aynı keskin yüz hatları, neredeyse huysuzluk olarak tanımlanabilecek bir ifadeyi süsleyen hafifçe pembeye boyalı kalın dudaklar, bu m...