Bonnie'nin Ağzından
Şu an içimden,beynimin hala makinesiz olan kısmından,geçen tüm olumsuz düşünceleri,olacak negatif şeyleri vb. şeyleri size sıralamak isterdim ama bunu yaparak bulunduğunuz zamanı zehir etmeyeceğim. Yinede durum ümitsiz,saçma,ölümcül,mantıksız ve sağ şekilde herkesin toplanma ihtimalinin sıfır olduğu bir hal. Yinede olumsuz şeyler diyip beyinleri negatifleştirmeyeceğim.
"Durumumuz çok saçma. Uzayda yaşam oluştaracak kadarv teknolojiyi ilerletmiş bir kuruluşun makinesi sebepsiz yere bozulmaz. Ayrıca siz niye dibimdesiniz?" derken Sharwyn ve Jacob'u üstümden bir çırpıda iterek ayağa kalktım.
"Yatmasanıza iş çok!" diye ben homurdanırken ikiside yerden bana ters bir bakış attı. Tamam belki biraz haklılar. Onlar kalkarken ben yere çivi çakılmış -evet,gerçekten çivi gibi çakılmış- kaçma kapsülünün yanına gelip parçaları incelemeye başladım.
"Şu şeyleri fazla merak etme. Bir şey olacak sonra." arkamdan gelen sesle sırıtmak istesemde sırıtamayıp aynı ifadesizlikle kafamı arkaya çevirdim. Bir yandan saçımın aksine parlamayan -en azından kaşım normal- kaşlarımdan birini havaya kaldırdım.
"Sen nesen evhamlanıyorsun? Olacak olan,bana olacak." dedikten sonra Sharwyn'in kurduğu cümle beynimde değişik bir his oluşturdu. "Benim dert ettiğim şey zaten o..." o öyle diyince bir süre bakıştık. Bir kaç saniyenin ardından kafamı önüme çevirdim
İşime döndüm. Teneke kafa...."Eşliliğinizi güzel uydurmuşlar." bu sefer tüm bedenimi döndürerek Jacob'a baktım. Jacob,üstü hafif düzlük olan bir kayaya oturmuş,bir bacağını kendine çekip kolunu dizine dayamıştı.
"Ne geveliyorsun sen?" benle aynı anda,aynı şeyi diyen baika bir ses daha duyunca kafamı ilk olarak Sharwyn'e çevirdim. Onunda aklından aynı şey geçmiş gibi bana bakıyordu. Yanaklarımı metalden dolayı şişiremediğimden gözlerimi hafif kısarak mırıldanırken önüme döndüm. "Teneke kafa..."
Bir süre sonra alnımdaki yağı silip koyu mavi rengindeki eldivenlerimi çıkardım. Birileri bu araçları bilerek bozmuş. "Beyler,çevre kontrolünü boşverin şimdilik. Bu aracı biri bilerek bozmuş." dedim ve yanıma gelen en azından ayak seslerine döndüm. İkiside şaşkın ama kaşları hafif çatık halde araca bakıyordu. Jacob bir an duraksayınca işlerin kızıştığını anlamamk için salak olmak gerekiyordu. "Biri var."
"O araçtan direk uzaklaşıp ellerinizi havaya kaldır-" Jacob başta uyardığından kişi konuşurken ben kollarımı kaldırdım,sağ işaret parmağımın içindeki ağzı o tarafa yollamıştım bile. "İstediğin gibi kaldırdım."
"Ama ıskaladın." diyen ses bu sefer başka yönden geliyordu. Çevik. O ağı saliseler içinde atmıştım,ulaştırmıştım. Sese bakılacak olursada karşı karşıya olduğumuz kişi genç bir kız.
"Kız gerçekten çok hızlı ama bunu engelleyecek kadar değil." diye mırıldanan Jacob'a baktığımda derin nefes alıp sol ayağını öne uzatarak vurup ayağını bilekten sağa çevirdi. Bir kaç saniye içinde yaptığı bu hareket eş zamanlı olarak ilerdeki zemini oynatarak yükseltip onun ayak hareketinin yaptığı gibi dönüş yaptı. Ordan bir inilti gelince kızın aniden çıkan kayalara çarpıp düşmüş olduğunu gördük.
Kızınöndeki iki tutam hariç saçları çenesini geçmiyordu. Ağzına bağladığı bezi düzeltip ayağa kalktı. Ela gözleri delici bakışlar atıyordu. "Dişli çıktınız." dedi hafif mırıltı halinde. "Kimsin sen?" diye çıkıştım. Kız ise ela gözlerini benim tek robot gözüme çevirdi. "Bilmeni gerektirmiyor." derken birden yok oldu. Hayır,yok olmadı: koştu. Anlaşmaya varamazsak ve kız bizim işimizi halletmek isterse durum kötüleşir. Kızın hızından onu analiz edecek vakit bulamıyorum. Fazla hızlı ve ayrıca hızı dışında gücünü kullanmadığından nasıl önlem alacağız bilmiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead End
AdventureYine mi aynı yalanlar? Cidden sıkıldım... Benim küçükken içtiğim anda ne oldu? Kim onu söküp kökünü kazıdı? Bir karar? Bir kişi? Bir olay? Bir gerçeklik? Ya da sadece söylediğim yalanlardan biri? Hayal kurmayı bıraktım ki hayal kırıklığına uğramayım...