Dead End

Dürüst Ol

  Toplanan grup büyük adımlarla alana girdi. Ama ortamda yerde kurumaya başlamış kan damlaları ve alınıp bi kenara atılmış çiçeklerden başka hiç bir şey veya hiç kimse yoktu. Herkes el birliği ile Chumana'yı gizlenme yerinde kalmaya -zorda olsa- ikna etmişti. Ortama bakılacak olursa da elleri boş döneceklerdi.

"Anlamıyorum. Buradalardı. Biz mi çok oyalandık?" derken Stephanie hayal kırıklığına uğramış gözlerle yanındaki kızlara baktı.

"Hayır,oyalanmadık. Yaklaşık on beş dakika içinde geldik. Abim on beş dakika içinde yenilecek kadar zayıf değildir." diye mırıldandı Nita. Diğerlerinin arasından geçip ortama çömdü. Gözleri bazıları atılan çiçeklerde ve kandaydı.

"Nita,bana soracak olursan,sende Chumana ile kalmalıydın." diyen siyah siyah saçlı Alexandra onayladı. "Fiziksel olarak pek tereddütlerim var ama psikolojikolarak pek güçlü durmuyorsun." Alexandra cümlesini bitirirken karnına dirsek yemesiyle afallayıp Stephanie'ye baktı. Stephanie ise ona kızmış  gibi bakıyordu.

"...da gelmiş." Nita o kadar sessiz mırıldanmıştı ki sadece son kısmı biraz anlaşılmıştı. Bonnie gözünü kısıp etrafa bakındı. Normal kalan tek -deneyle oynanmış robotik- gözüyle etrafa bakındı.

"Şu başlayan hırlama sesini bir tek ben duymuyorum,değil mi?" Stephanie'nin demesi ile herkes bakınmaya başlarken tertipte duruyordu. Kurt mu? Hayır,saat daha erken ve buralarda pek gezmezler gibi. Ayı o zaman. Böyle düşününcede buralarda bir ayının kalabileceği bir yer,bir mağra yok.

"Ondan geliyor." siyah saçlı oğlanın sözleriyle herkes onun baktığı kişiye baktı. Nita gerilmiş,her zaman pofuduk olan o minik kuyruğundaki tüyler bile diken diken olmuştu. Neden birden bu kadar gerilmişti? Alexandra'yı mı kızmıştı?

"Onun içinde ayı geni de var. Yani-"

"Bizden iyi koku alıyor. Burdan başka biri de geçmiş ve sanırım onun kokusunu aldı." siyah saçlı  çocuk lafı yarıda kesilince bozulsada  belli etmeyip sadece başı ile onayladı. Yeşil saçlı kız diğerlerinin yanından ayrılıp Nita'nın yanına çöküp Nita'nın suratına baktı. Kaşları normalden normalde kızdığı zaman çattığından- daha fazla çatıktı. Yinede gözlerinde hafif bir doluluk vardı.

"Athena bence-" kız eliyle Eric'e beklemesini işaret etti. Ardından Nita'ya geri döndü. "Nita sorun nedir? Anlatır mısın bana?" Benden gizlediğiniz bir şeylerde var zaten...

"Eskiden bildiğim bir koku aldım. Abimin ve o saldıran kızın dışında  bir koku." derken Nita'nın hem sesi titriyor bi yandan da hâlâ gerdindi. 'Abimin'?

"Nita...abimin derken? Almaya geldiğimiz kişi...Harry miydi?" Athena ankarada içinden yanılmış olmak için yanlış duymuş olmak için dua ediyordu. Stephanie yavaşça yutkundu. Yandık.

"Alexandra,Ares,Bonnie ve Sharwyn siz iz arayın bulmaya çalışın. " Bonnie,adı geçen ismi gereksiz,baş harfi Sharwyn olan kişinin ismini duyunca sessiz bir iç çekti. Yine mi bu teneke kafayla uğraşacağım?

Athena o esnada sakinleştirdiği Nita ayağa kalkıp yanımıza geldi. Nita cevap vermemişti sorusuna. Bu demekti ki tahmini doğruydu. "Bizde dönüyoruz o zaman?" Stephanie göz kırpıştırıp anlamaya çalıştı. Şu an bekledigim gibi bize kızmadı. Döndüğümüzde mi haşlayacak acaba?

"Yani...evet?" kısa sürede biz dönmüş,Bonnie,Alexandra,Ares denen çocuk ve Sharwyn de aramaya gitmişti. Athena da hâlâ bir tepki vermiyordu. Athena yavaşça Nita'yı Stephanie'ye yaslayıp büyük adımlarla ilerlemeye başladı. Jeton dört köşeli. Herkese yeni düştü. Athena Chumana'ya kızacaktı.