Anlaşmaya varıldıktan sonra hepimizi ne yapacağız diye üçe bölmüşlerdi ve bana ormanda karşılaştığımız o taş kız gelmişti. Adını şahsen öğrenmesemde resmi olarak öğrendiģim kadarıyla Cassandra'ydı. Şahsen tanışsak iyi olacak gibi çünkü kız bana sürekli 'robot' diye seslenip duruyor.
"Demek adın Cassandra." Diye bir sohbet başlatma çabasına girdim. Cassandra bana bakıp tebessüm etti. "Evet,sen peki?" Konu açabilmenin verdiği rahatlık ve güven ile rahatça konuya devam ettim. "Bonnie." Cassandra başı ile onaylayıp kafasını önüne çevirdi. Aklına bir şey gelmiş gibi bir an duraksayıp kafasını bana geri çevirdi.
"Dağılırken bir iki oğlan vardı. Onlar hakkında ne düşündün?" Cassandra'nın bakışları ciddileşmiş,gözlerini biraz kısmıştı. Demek ki burada vereceğim cevap önemli. "Siyah saçlı ve gri saçlı oģlanı mı kast ediyorsun?" Başı ile beni aynı şekilde onayladı. "Normallerdi. Bildiğin sıradan oğlan." Bana geri hafif tebessüm edip önüne döndü. Bir süre sonra Cassandra ile bulunduģumuz yerden ormana çıkmıştık. Arkama baktığımda ne giriş ne küçük bir ipucu falan hiç bir şey görünmüyor ve hissedilmiyordu .
Önüme geri dönünce dört adet siluet gördüm. Gözüm odaklanınca bunların siyah saçlı,lacivert gözlü bir oğlan;gri saçlı,koyu kırmızı gözlü iblis kılıklı bir oğlan;Sharwyn ve Jacob olduğunu gördüm. Sharwyn bizi fark edince suratına salak bir gülümseme yerleştirmişti. Gözlerimi başka tarafa -Cassandra'ya doğru- çevirdim. Nedenini bilmiyorum.
"Ekip buradaysa gidelim."Gözlerimi konuşan iblis kılıklı oğlana çevirdim. "Doğru iş var." Bu sefer konuşan Cassandra'ydı. Şu adını bilmediğim iki oģlanı yanında daha çok gülümseyen,rahat bir hal almıştı. "Ne işi?" Derken Sharwyn ile aynı anda konuştuğumu fark ettim. Sharwyn ile bakışıp önüme dönünce gözlerin bize döndüğünü gördüm. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Bu sefer diğer siyah saçlı söze başladı.
"Sizi buraya getiren kapsülden malzeme varsa alacağız ve kapsüldeki bazı önemli gözüken parçaları buraya getirip incelemeleri için sorumlu kişilere vereceğiz." Anladığımı belirtecek şekilde kafamı salladım. İblis tipli olan bizi izlemeyi bırakıp öne bir adım attı. "Bu arada bu siyah saçlı Casper,yanındaki Cassandra belki tanışmışsınızdır ve son olarak ben Jonathan." derken sonlara doğru tebessümü gülümseye döndü. Bizde kendimizi tanıttıktan sonra Jonathan ilerlemeye başladı. Arkasından ise yan yana halde Casper ve Cassandra ve onların arkasından da biz üçümüz ilerlemeye başladık.
★★
Alana yaklaşırken Cassandra birden durunca beklemediğimden ona tosladım. O ise zerre kıpırdamadı. Tam sızlanacakken ifadesini görünce sustum. Az önceki cici hali gitmiş ciddileşmişti. Jonathan bunu fark etmiş şekilde bize döndü. "Ne oldu Cassandra?" Cassandra yan gözle bakıp ses çıkarmadan önüne döndü. O ayağındaki ayakkabıları çıkarırken ben,Sharwyn ve Jacob sadece öylece izliyorduk. Cassandra çıkardıktan sonra derin bir nefes alıp ayağını hafif sertçe yere vurdu. Vururken gözlerini kapamıştı.
"O ne yapıyor?" Diyerek Casper denen oğlana ve Jonathan'a baktı,Sharwyn. "Yerde titreşim dalgaları yayarak etrafı bakmadan tarıyor. Köstebekler gibi." Sharwyn o ikisine sormuştu ama Jacop onlardan önce cevap vermişti. Cassandra ayakkabılarını geri giyerken Jacob'a baktı. "Sende de toprak var,değil mi?" diyip kendi ile aynı birini bulduğuna sevinmiş gibi tebessüm etti. Jacop kollarını bağdaştırmış şekilde tebessüm ederek kafasını sallayınca Cassandra bunu bekliyormuş gibi yerinde zıpladı. "Konuya dönelim. Cassandra ne buldun?" Cassandra gülümseyerek sesin sahibine baktı ardından ciddileşti.
"O alanda yeni iki-üç kişi daha var. Tehlikeli değil gibi ama yinede önlemde yarar var." Kafamı salladım. Kısa süre sonra herkes belli bir noktadan dağılarak gizlice oraya geldik. Ben ile Sharwyn vardı. Ortama göz gezdirdim. Şimdilik bir şey yoktu. Aniden ortamda bir toz bulutu oluştu. Küçük bir gürültüden sonra Sharwyn ile durduğumuz dal kırılıp yere yapıştık. Doğrulduğum zaman Cassandra bizim diğer Anna tarafından tutulmuş,tetikteydi. "Bir kez soruyorum Anna nerde?" Dedi sert sekilde. Beni,Sharwyn ve Jacob'u fark etmemişti sanırım. O sırada Casper ve yanındaki Jonathan pozisyon almış diğer Anna'ya karşı tetikte duruyordu. "Benim daha bir sorum var. Anna kim?" Diye bu sefer Jonathan çıkıştı. "Benimki sizinkinden daha iyi olacak. Neden Anna?" Diye çok bağırmadan çıkıştı Sharwyn. Sharywn'e dik bakışlar atıp kafasına geçirdim.
"Ne yaşıyorsunuz siz?" Diye Jacob'un yanından sızladı David. İç çekip saçlarımı karıştırdım. Bunları yaşamak için ne yaptım? "Ne diyorsunuz siz tanrı aşkına?" Diye ağzımdakı lafı aldı Jacop. "Anna nerde diyorum? Üstelik Bonnie siz bu yabancılar ile ne yapıyorsunuz?!" Diye çıkıştı diğer Anna. Artık sıkıldığımdan bende çıkıştım. "Asıl siz ne yapıyorsunuz ya?!" Cassandra Anna'yı umursamayarak dayanamayıp çırpınarak çıkıştı. "DÜzgünce konuşarak anlaşın! Adamı hasta etmeyin!" Derken ayağını sertçe yere vurunca yer baya şekil değiştirip düzeldi. Aynı zamanda Anna'nın ayaklarının altındaki zeminde aniden yükselerek diğer Anna'yı yere düşürdü. Biz yeni,çömezler Cassandra'ya öylece bakarken Jonathan falan bekliyormuş gibi bakıyordu.
"Lan siz ne yaşıyorsunuz,tekmeleyerek aya yolladıklarımın kahrolasıcıları?!" Diye aniden kulak tınlayan şekilde bir bağırış duyuldu. Hepimiz o tarafa dönünce elinde yakmalık dallarla bizim agresif Anna duruyordu. "Nerdesin sen ya?!" Diye sitem etti diğer Anna. "Not bıraktım ya baş belası!" Diye yine çıkıştı. David iç çekerek elini yüzüne kapatarak mırıldandı. "Diğer Anna'ya sabahtan beri bunu anlatmaya çalışıyordum." Tanrım cidden bunları yaşayacak ne yaptım? Herkes sıradan hayattan sıkılır heyecana ister. Ben yalvarıyorum normal hayatım olsun diye.
★★
İşi halletmiş bizim Annaları ve David'i de bizimle getirmiştik. Bende kendi halimde açıklık bir alanda ayaklarımı sallayarak oturuyordum. "Hey,selam." Kafamı sesin sahibine çevirdim. Çevirdiğinde Sharwyn çoktan yanıma yerleşmişti. Mırıldanarak, "Sana da selam teneke kafa." dedim. Ardından önüme döndüm. Uzun süre sessiz kaldık. Ne o konu açmıştı ne de ben. Bir ara gözümü hafif kaydırarak ona baktım. O esnada o da bana bakıp sırıtarak ileriyi gösterdi. "Jacob'un hâline baksana." Kafamı gösterdiği tarafa çevirdim. Casper ve Jonathan dik bakışlar atarken Cassandra kıkırdayarak Jacob'a sorular soruyor, konuşuyor gibiydi. Jacob bakışlardan dolayı tedirgin gibi soruları cevaplıyor,konuşuyordu. Cassandra ise bilerek yapıyor gibi halinden memnun bir halde devam ediyordu. Hafif gülerek ağzımı kapadım. Sharwyn bana baktığından beri üstümdeki bana bakılma hissi gitmemişti. Yavaşça Shadwyn'e baktığımda hala bana bakıyordu. Bir süre öyle bakıştık. Tam önüme dönecekken:
"Bonnie." Diyince Shadwyn'e geri döndüm. Ona soran gözle baktım. Ne demeyi planlıyor merak ettim. "Sana bir şey demek istiyorum." gözlerimi kısıp ona bir fiske attım. "Onu bende fark ettim. Söyle şunu. Meraklandırma." diye hafif yanak şişirirken homurdandım. Sharwyn kıkırdayıp hafif gülümsedi. Söyleyeceği şey için ağzını araladı. Hevesli ve hafif çocuk gibi bir sesle; "Hadi evlenelim!" dedi sesini yükseltmeden. Ben başta duraksayıp dediğini idrak etmeye çalıştım. Bana. Hadi. Evlenelim. Mi. Dedi. O? Birden duraksayıp kıpkırmızı kesilirken aynı anda fark etmesin diye kafamı çevirdim. Saçlarım biraz yanaklarımı kapatıyordu. Manyak. Birden öyle denir mi?
Sharwyn bana bakmaya devam ederken gülerek saçlarını karıştırdı. "Dalga geçiyordum. Evlenir miyiz biz hiç? Sen direk reddedersin zaten." derken hala hafif kıkırdıyordu. Yanaklarımdaki kırmızılık anında giderken sert şekilde Sharwyn'e bakıverdim. Aniden sertçe bakınca ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir hal almıştı. Hışımla ayağa kalkıp hiç bir işe yaramasada öylesine giydiğim ceketimi aynı hışımla silktim. Sharwyn hala bana bakıyordu. Sertçe ona geri baktım. "Salak!" derken hışımla önüme geri döndüm. Aniden dönünce hafif parlayan saçlarım biraz savrulurken sert şekilde ilerledim. İlerlerken Sharwyn arkamdan bağırdı. "Ne dedim ki?!" öyle demesi ile ona geri dönüp iyice bağırdım. "Hakiki salak! Teneke kafa!" yine hışımla dönüp ayaklarımı vura vura iyice uzaklaştım. Salak...
Hello minnaXD bu bölüm de sakin geçti. Hatta biraz ship temalı olduX3 galp galp shipX3 her ne kadar cryborg olsada bu Sharwyn ve Bonnie'yi evlendirecem arasını da yapacam sonra çocuk diye tutturcamXD
Bonnie:*kenardan ingiliz anahtarını atarken*Mine!!
Ben tüyer:D*ayaklarını kıçına vura vura kaçar*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead End
AdventureYine mi aynı yalanlar? Cidden sıkıldım... Benim küçükken içtiğim anda ne oldu? Kim onu söküp kökünü kazıdı? Bir karar? Bir kişi? Bir olay? Bir gerçeklik? Ya da sadece söylediğim yalanlardan biri? Hayal kurmayı bıraktım ki hayal kırıklığına uğramayım...