BÖLÜM 22: ELİMDE OLSA SAKLAMAZ MIYIM SENİ KABURGALARIMIN ARASINDA?
İKİ DÜNYA, TEK GERÇEK. YOK OLUŞ YOKMUŞ. CANIN YANSA DA DEVAM ET. ÇÜNKÜ BU YOLUN SONUNDA YİNE SEN VARSIN. YANARSAN SEN, YAŞARSAN YİNE SEN. ÖLÜM VARSA DA SEN. ÖNÜNE BİR UÇURUM GELENE KADAR KOŞ! VE SENİ BİRİNİN KURTARMASINI BEKLE.
Gözlerini kapat. En olmaz dediğin şeyleri gözlerinin önüne getir. Sonra elini kalbine koy. Atıyor öyle değil mi? O halde umut var. Yapamam diye bir şey yok. Olmuyor diye bir şey yok. Sen güçlüsün. Şuan yaşadığın ne kadar kötü şey varsa, burada benimle olduğuna göre birlikte bu sorunları aşabiliriz demek. Bizim dünyamızda yok oluş yok . Şimdi sana anlattıklarımı tekrarlayacağım. Gözlerimi kapattım. En olmaz dediğim her şeyi gözümden geçiriyorum.
"Baba ekmeği uzatır mısın? Anne kahvaltıdan sonra lunaparka gidebilir miyiz?" " O tabaktakiler bitmeden hiçbir yere gitmek yok babacım." Tabağımdan birkaç çatal bir şeyler tırtıklayıp bitiremediklerimi babamın tabağına boşalttım. " Peki şimdi gidebilir miyiz?" " Hahahah ya bu kız çok zeki Gülcan. Bu seferlik seni bağışılıyorum prenses başka zaman olmaz ama. Hadi doyduysak kalkalım." "OLLEYYY!!!" bütün gün lunaparktaydık. İstemediğim hiçbir şey yok, istediklerimden çok daha fazlası... Annem , babam, ben, atlıkarıncalarda, pamuk şekerler, kağıt helvalar... Elimde yıldızlı bir asa , "Hokus pokus dönme dolap baba bamba!" dediğim an istediğim olurdu. " Hokus pokus çarpışan araba baba bamba!" Oldu. " Hokus pokus hiç ayrılmayalım baba bamba!" bu olmadı.
Evet en olmaz dediğim şey gerçekten de olmazmış. Kalp atışlarına gerek kalmadı. Yaşıyorum ama ne tiksinç. Babam bana zeki derdi hep. ' Sen sarışınsın ama aptal olmayacaksın.' Derdi. Küçükken de hep inanırdım ona. Şimdi benim elimden tutup güç verecek hiçbir şey yok. İnanmam gereken tek şey bu. Kendi kendime güç vermem lazım. " ÇOK GÜÇLÜYÜM BEN." "ÇOK ZEKİYİM BEN." "ÇOK GÜÇLÜYÜM BEN." Hazırım. Ne yazıyordu notta?
"O FOTOĞRAFA BİR AN ÖNCE BAKMAYA BAK. KALBİN BU PİŞMANLIĞI KALDIRAMAZ."
-GAMZELİ. Ders edebiyat ve ben ilk defa en sevdiğim derse katılmayıp aklımı başka şeylere yoruyorum. Gerçekten düşünmekten beynim yoruldu. Zeki olmak zormuş be. Ben bu okulda benden önce neler oldu bilmiyorum. Benimle ilgili birçok şey var bu okulda dönen, sadece bunun için uğraşacağım kimse umurumda değil.
"Sen kendini fazla büyütüyorsun. Kimsenin seni konuştuğu falan yok. Sen kimsenin umurunda falan değilsin. Sadece seni birkaç defa yanımda gördüler diye. Senlik bir durum yok yani." Kimsenin beni konuştuğu yok ama herkes beni konuşuyor. Daha dersin başında Kaan, hocanın yanına ellerini üst üste koyup karnının altında birleştirmiş , " Hocam izninizle benim ufak bir işim var da halledip gelebilir miyim?" Gamze. "Kaan yeni girdik derse, hem ne işi ya okuldasın sen dersten başka ne işin olacak." " Yapmayın hocam şimdi kızların yanında karizmayı çizdireceksiniz anlayın işte." İki tane gamze. " Tamam derse daha başlamadık yoklama almadan..." hocanın lafı bitmeden sınıftan çıkmıştı bile. İşinin hiç malum bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum ama hadi bakalım. "Balın!" " Balın Özay!" " Burada , burada Balın Özay! Öyle değil mi Balın Özay!" " Ağhh! Ne çimtirikliyorsun ya! Buradayım tabii. Ben hep buralarda takılırım zaten. Buradayım hocam." Sınıftakiler neden garip bir şey yapmışım gibi bakıyor. Altı üstü iki elimi havaya 'teslim oluyorum' vaziyetinde kaldırıp söyledim. Hem bu yoklama işi çok saçma. Şimdi ben derste uyusam, beni uyandırıp burada mıyım diye mi soracaklar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYI: UÇURUM (DÜZENLENİYOR)
FanficBİR KÖRÜN GÜNEŞİ GÖZLERİNDE HİSSETTİĞİ GÜN UYANACAĞIM