12.Bölüm

275 36 5
                                    

Evet arkadaşlar bu bölüm biraz duygusal oldu. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum lütfeen düşüncelerinizi yazınınz yorum voteden daha önemli benim için ama ikiside olursa iyi olur .İYİ OKUMALAR :))

Evanescence - My ımmortal (biterse başa sarın )ile okuyun lütfen 

Kolumun sızlaması gittikçe azalırken Kaan'ın yumruğuyla Can'ın üzerine serildiğimi daha yeni fark ediyordum. Okulda sağlıkla ilgilenen tarih hocamız kolumu sıkıp sıkıp duruyordu. Bu durum beni her ne kadar rahatsız etsede sesimi çıkarmıyordum. Kolumun iyi olduğundan emin olduktan sonra ''bu nasıl oldu ?'' diye sordu. Can ''Benim ha...'' sözünü bitirmeden ben devreye girdim. '' Can'ın ayağına takılıp kolumun üstüne düştüm hocam önemli birşey yok '' dedim. Kaan bişey demeden uzaklaştı. Can ise mahcup bir şekilde bana bakıyordu. Tarih hocası önce bana sonra Can'a bakarak cevabımdan tatmin olmamış bir şekilde yanımızdan ayrıldı. Tuğçe şaşkın şaşkın bana bakıyordu. ''Bak Tuğçe bişeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Ben seni kırmak istiycek hiç birşey yapmadım yapmam da lü..'' sözümü bitiremeden omzuma kolunu attı ve '' biliyorum Mira '' diye gülümsedi. Herşeyin yola girmiş olmasına çok sevinmiştim. Can bana bakarak sırıtıyordu. 'Ne bakıyon değişik?' bakışlarımı attım.Fakat daha çok gülmeye başladı ve sonra ''Sen benim için yumruk mu yedim bakıyım '' diye şirinlikler yapmaya çalıştı. Başarılıda olmuştu çok şirindi. Ben kıpkırmızı olmuş yanaklarımla birlikte kafamı ''hıh '' diyerek çevirdim. Tuğçe '' Mira sen kaykay kaymayı biliyunmu?'' dedi. ''Hayır ne oldu ki ? '' diye sorduğumda büyük çantasından hediye paketi çıkarıp bana uzattı. ''Artık öğrenirsin o zaman diye gülümsedi. '' Be.Ben kabul edemem .Tuğçe ne gerek vardı ki. Neden '' diye sordum ve Tuğçe de '' Bir özür hediyesi olarak kabul et ''dedi ve tatlıca göz kırptı. Hediye paketini açtığımda yedek silikon lastikleri yere düştü. Tam yere almak için eğildiğim sırada Can'da aynısını yapmıştı.kafa kafaya çarpışmıştık. ''Aggghh'' diye ses çıkardım ve hepberaber gülmeye başladık. Can '' Benim kaykayım var istersen öğretebilirim okul çıkışı?'' diye sordu. Ben de hemen atlıyıp '' evet çok isterim'' dedim. Tuğçe'yi adeta unutmuştum yanımda bizi izliyordu. biz ise Can'la konuşmanın en derinlerine dalmıştık. Şaşırtıcı derecede iyi anlaşıyo olmamız beni çok mutlu ediyordu. Tuğçe '' Heey bende burdayım diyerek araya girdi. 

*  *  *

Okul çıkışında  Can'la buluşucaktık. Nedense içimde tuhaf bir heyecan vardı. Hemen eve gittim. Anneme sarılarak izin aldım. ''Çok geç kalma'' diyerek izin verdikten sonra kısa şortumu giyip. kaykayımla birlikte Can'la buluşmak üzere parka gittim.Beni beklerken kaykayında hareketler yapıyordu. İlk başta hızlanıyor sonra zıplayıp kaykayını ters çevirip tekrar sürmeye devam ediyordu. Çok havalıydı. Yanına gitmek üzere caddeden geçtim ve çimlerin üzerinden yürüyerek Can'a doğru gittim. etrafta çok fazla insan vardı. Rezil olmak için doğmuş birine bu ortamda kaykay öğretmekmi ? Hayır hiç sanmıyorum. Can'ın yanına gittim ve havalı olmaya çalışarak '' Naber bro'' diye laf attım. Bana baktı ve benim yapamadığım şekilde tek kaşını kaldırarak uzun uzun beni süzdü. ''peki o zaman'' diyip kaykayı yere koydum. Can tepkisiz olarak beni izliyordu. En sonunda ağzında iki kelime çıktı. ''Ona hemen binmiyceksin dimi ?'' diye sordu. Bende tek kaşımı kaldırmaya çalışarak (ama sadece çalıştım sonuç yok ) ''Hah ne sandın '' diye bilmiş bir yüz ifadesiyle ayağımı kaykayın üzerine koydum. Diğer ayağımı kaldırmamla kaykay ileri fırladı ve bugün ikinci kez Can'ın üzerine düştüm. Can kahkaha atarak bütün dikkatleri üzerine çakmeyi başardı. Bende karnına sert bir dirsek atarak susturmaya çalışıyordum. Etrafımıza toplanan insanların yardımıyla ayağa kalktık ve tekrar dene mek üzere iki metre uzağa fırlayan kaykayı almaya gittik. Can kendi kaykayı üsünde hareketler yaparak bana hava atıyordu. Bende onu düşürmeye çelışıyordum. Can ''Neyse bu kadar şamata yeter gel bakalım'' dedi ve beni belimden tutarak kaykaya bindirdi. Çok heyecanlanmıştım. Ben önde titanik mod : on yaparken can beni sürüyordu. Bırakmaması için dua ediyordum ki birden bire hıphızlı gitmeye başladık. Can ayağının tekini hemn kaykayın arkasına basarak kontrolü ele almaya çalıştı. Kaykayı döndüre döndüre yavaşlatıyordu. Bazense ayağını yere sürtüyordu. Uzun süre hiç konuşmadan böyle devam ettikten sonra parka geri döndük ve Can ''hadi biraz oturalım ben çok yoruldum'' dedi. Bense daha doyamamıştım bu işe '' yaa bir tur daha ''diye çocukça söylenerek yavru kedi taklidiyle yüzüne baktım. Gözlerini kapatarak bana bakmamaya çalıştı. Ellerini yüzünden çekmek için ne kadar uğraşsamda beceremeyince yanına oturdum ve kollarımı birleştirerek dudak büzdüm. Yavaş yavaş tek gözünü açtı ve bana baktı. ''tam bir şebeksin Mira '' diye yamuk ağızla sırıttı. Ben de otuziki diş sırıtarak cevap verdim.uzunca bir sessizlikten sonra sessizliği bozan yine ben oldum. ''Hey ne düşünüyorsun Can ?'' diye sordum. Can bir iki dakika cevap vermeyerek bekledikten sonra bana baktı. ''Seni düşünüyorum Mira '' dedi. Şaşkın şaşkın yüzüne baktım ve ağzından çıkıcak sözleri duymak istediğimden emin değildim. Bu tuhaf havayı bozmak için ayağa kalktım ve ''Hadi bidaha kaykayı deniyelim'' dedim. Bişey demeden ayağa kalktı ve ''Bu sefer bir kere göstericem sonra tek başına deniyceksin'' dedi. ''Tamam'' diye yanıtladım. Kaykayın üstüne çıktı ve hafif eğilerek durmam gerektiğini söyledi. Ben ise yine derin düşüncelere dalmış etraftaki sesler kısılmıştı Can'ı duyamıyor sadece yaptıklarını görüyordum. En son gözümün önüne gelerek elini gözümün üstüne sağa sola salladı '' Miraaaa '' diye seslendi . ''Efendim'' diyince Hafif sinirli bir ifadeye büründü. ''Anladınmı nasıl bineceğini ?'' dedi. Ben ise sadece üstünde nasıl duracağımı anlamama rağmen evet hepsini anladım '' dedim. Can tekrar belimden tutarak beni kaykaya bindirdi. Dengede durmamı sağladıktan sonra nazikçe bıraktı. ve evet Mira eğik dur dedi. Hafifçe arkamdan iteledi. Yavaş yavaş giderken birden yokuş aşağı gittiğimi ve hızlandığımı fark ettim. Can arkamdan koşarak bana yetişmeye çalışıyordu. Ben ise denge de durmaya çalışarak gözlerimi kapattım. Çok korkuyordum. Can'ın arkamdan bağıran sesi duyulmuyordu artık. Gözlerimi sıkmaktan ve havanın çarpmasından acıyan gözlerimi iki yana uzatmış olduğum kollarımla yüzüme siper ettim. Kaykay sağ sol yapa yapa ilerliyordu. Gözlerimi tekrar kapattığım sırada ayağımda feci bir acı hissettim. Bir şeyin üzerinden yuvarlanmıştım. Yere uzanarak gözümü açmaya çalıştım. herkesin bağırış sesi kulaklarımı doldururken ağzımı dolduran kanla birlikte sesler duyulmadı ve görüntü Can'ın ağlayışını görmemle birden bire kesildi...

HayalperestHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin