Merhaba arkadaşlar :) İşte yeni bölüm karşınızda bu bölümü beğenerek yazdım umarım sizinde hoşunuza gider. Oyları yükseltirseniz çok sevinirim. Ne kadar oy o kadar okuyucu . ne kadar okuucu o kadar mutlu olmam ne kadar mutlu olursamda o kadar iyi bölmler gelir ;) Teşekkürler yorumlarınızı eksik etmeyin neyse . İYİ OKUMALAR :)
'' Evet Can senden çok hoşlanıyorum. Ama arkadaş olarak. Üzgünüm arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyorum. Bu yani sen ve senin arkadaşlığın ,desteğin benim için gerçekten önemli '' Can uzun uzun düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Yere öylece bakıyor cevabımı sindirmeye çalışıyordu. Arada zoraki olarak dudağını kıvırıp gülümsemeye çalışıyor sonrada bir bana bir de yere bakıyordu. Onun bu halini görmek istemiyordum. O an ne yapıcağımı bilmiyordum. sadece bir kaç yumuşatıcı sözcük bulmalıydım. '' Bak Can ilk başta bende kararsızdım seni seviyordum ama nasıl ? Ne yönden seviyordum ? sen gerçekten de çok iyi birisin. İnan bana seni istiyebilecek bir sürü kız vardır. Ama lütfen beni seçme gerçekten seni çok seviyorum. Bu okula geldiğim andan beri bana çok iyi davrandın çok teşekkür ederim. '' Bu sözlerimin arasında başını yere çeviriyor eğilip görüş açısına giriyordum. En sonunda tam anlamıyla gülümsedi ve benimde içim rahatladı. Sonra kollarımı açıp sarıldım ve bu olayıda böylece atlatmış oldum. '' Hey sizi sevgi pıtırcıkları ne yapıyorsunuz burda '' gelen Tuğçe'ydi. Gülümseyip hiç önemli bir şey değil dedim. Can' da bana onay verircesine başını salladı.
* * *
Çok acıkmıştım. Öğle yemeğine hep on gündür bir şey yememiş gibi giriyordum. Kahvaltıdan sonra altı saat geçiyordu. Yine de az zaman değil diye kendimi tatmin ederken kantine doğru yürüyodum. Herkes açlıktan çıkmış gibi üst üste kantin sırasında beklerken (!) (Buna beklemek denirse tabi ) bende oturup elmamı yiyebileceğim bir masa arıyordum. Bazen sadece masaya oturup elmemı yiyip instagrama girmek istiyordum. Belki de biraz yalnız kalmak kim bilir. Kapıdan içeri giren Tuğçe'yi gördüm bana sinirlenmiş gibi görünyordu. ''Neden beklemiyorsun Mira ! '' diye söylene söylene karşıma oturdu. Ağzımı otuz iki diş sırıtarak açtım ve ' üzgünüm Tuğçe lütfen beni öldürme ' bakışları attım. Bana bakıp '' kes şunu Mira bende işe yaramıyor bu şirinlik hareketlerin '' dedi. Mira' da dururmu yapıştırmış cevabı moduna girip '' Ben şirinlik yapmıyorum ki beni şirin mi buluyorsun canım arkadaşım benim '' diyip tekrar sırıtarak tek kaşımı kaldırmaya çalıştım. '' Neyse sen onu bunu bırakta sen neden Can'la sarılıyordun bakıyım ? Yoksa -'' lafının nereye gittiğini anladığım için direk sözünü kesip '' Saçmalama o benim arkadaşım Tuğçe ! '' dedim. '' İyi bakalım '' dedi ve o da şeytani ggülüşünü yapıp tek kaşını kaldırdı. Gözlerim Sera'yı arıyordu. Bugün sabahtan beri neredeyse hiç karşılaşmamıştık. '' Ağhh ! napıyosun Tuğçe '' diye bağırdım. Masanın altından ayağıma vurmuştu. Gözleriyle arkamdan gelen birini gösteriyordu. Arkama baktığımda sanırım konuşmak için hazır olduğumu düşündüm. Gelen Kaan' dı aslında sabah ki sinirinin geçmiş olmasını bekliyordum ki hala biraz bozuk görünüyordu. Tam çarprazımızda Selin ve tayfası vardı. Selin Kaan'ı görünce yanındaki kızı ittirdi. Kız birden bire ayağa kalkarak sendeler gibi oldu. Sonra Selin'e bakıp somurtarak uzaklaştı. Bu kızları anlamıyordum. Neden böyle bir gıcıkla yanyana dolaşıyorlardı. Kaan tam yanımızdan geçerken '' Kaan '' diye seslendim. Bana doğru dönüp '' efendim Mira '' dedi. Sesinde ki kırgınlığın nedenini anlamamıştım. Bozuntuya vermeden devam ettim. '' Yanımız boş '' dedim. Aslında neden böyle birşey yaptığımı bilmiyordum. kalbim atıyormuydu farkında değildim. boğazımda sanki bir boşluk vardı. Ve kesinlikle bu elmanın etkisi değildi. Kaan bana bakıp '' ne güzel '' dedi ve arkasını döndü. Ağzım resmen açık kalmıştı. Tekrar '' Kaan '' dedim. Bu sefer ne diyeceğimi bilmiyordum. Ama kesinlikle etkili birşeyler olmalıydı. '' Şeyy sanırım konuşmak istediğin birşey vardı. '' dedim. Aklıma bundan etkili bir şey gelmiyordu. Yarım dönük olan yapılı vücudunu tam olarak bana çevirdi ve '' Hatırlamıyorum '' dedi ve yürümeye devam etti. Tuğçe benim halimi görmüş olucak ki hemen yanıma gelip elini omzuma koydu. '' Sanırım tekrar başa döndük '' diye fısıldadım. Kaan' ı hala izliyordum. Selin'lerin masasının yanından geçerken durdu ve bana doğru döndü. Hala ona baktığımı görünce Selin'in yanına oturdu. Tuğçe'yi yanımdan hafifçe ittirdİm. Ve kantinden bir su aldım. Gayet sakin bir şekilde yürüyerek Kaan ve Selin'in olduğu taraftan geçerek su içmeye başladım. Selin'in sandalyesinin yanından geçerken masanın köşesine çarparmış gibi yapıp bütün suyu Selin'in üstüne döktüm. Sonra Selin'e doğru döndüm ve '' aaa Selin sanırım haklıymışsın gerçektende çok sakarmışım ! '' dedim. ve sırıtarak gidişini izledim. Kaan pis pis gülmeye başlayınca kızgın kızgın baktım ve yürümeye devam ettim. Omzumun üstünden bir ses duydum ve arkamı dönmemle birlikte tanıdık bir nefesle burun buruna geldim. Kaan gözlerimin içine bakıyordu. '' sanırım biri beni kıskanmış '' diyip ağır bir şekilde kafasını geriye doğru çekti. Beni öptüğü günün hissine kapıldım bir anda hiç birşey söyleyemiyordum. Yer altımdan kayıp gitse düşmez aynı yerde ağzım açık bir şekilde dururdum. En sonunda kendime gelip '' ne '' diye soruyu tekrarlamasını istedim. Bana bakıp gülümsedi ve '' neyse '' dedi. Önemsemeden arkamı dönüp gittim.
* * *
Okul çıkışı sonunda gelmişti. Ve Sera hala ortalıklarda yoktu. Artık telaşlanmaya başlamıştım. Okulun kapısından içeri doğru bakıyordum. Sera'nın içerden gelmesini beklerken arkamdan biri dürttü. Sera'ydı. '' Sera sen dersten mi kaçtın ? '' diye şaşkın şaşkın bakıyordum. Aslında bu sorum Can'ın senle dışarıda ne işi var ? Annemin ya da annenin haberi var mı ? siz bütün gün ne yaptınız ? okulda değilmiydiniz ? '' sorularının kısaltmasıydı. Sera Can'a bakıp gülümseyip duruyordu. Can ise normal bir şekilde duruyor ve Sera ona bakınca kararsız bir gülümseme maskesi takıyordu. Sera bana bakıp tehditkar bir şekilde '' Mira bundan anneme söz edersen bende senin şey yaptığını sölerim. '' dedi. Çok sinir olmuştum. Bir kere o şey Kaan'ın beni öpmesiydi. Ben onu öpmemiştim dolayısıyla benim bir suçum yoktu. Ama yinede annemlerin öğrenmesini pek istemiyordum. '' tamam '' diye sinirli bir şekilde söylendikten sonra eve yürümek için yola koyulduk. Sera Can 'a görüşürüz dedikten sonra bende gülümseyip '' görüşürüz Can '' dedim. Yolda yürürken Sera'nın neler yaptıklarıyla ilgili herşeyi öğrenmek istiyordum. '' Evet Sera anlat bakalım '' diye söze girdim. '' Can senle konuştuktan sonra yanıma geldi. Sera bugün benimle okul dışı aktivite dersine katılırmısın dedi. Bende olur dedim biliyorum kötü bir şey yaptım. Ama çok üzgün duruyordu. Ne konuştunuz da bu kadar üzgündü. Allahtan ben vardım da çocuk normale döndü. Neyse anlatmaya devam ediyim. İlk başta anlamaya çalıştım neden böyle olduğunu ama anlayamadım. Sonra herkesin kaykay kaydığı bir yere gittik. Ama orda daha da kötüleşti. Böyle bir sokağa doğru bakıp durdu. Sanki birşeyi gözünde canlandırıyor. Ve bu şeyi her hatırladığında üzülüyor gibiydi. Ben de böyle olduğunu görünce direk sahile götürdüm onu sonra marketten biraz alışveriş yapıp piknik yapmaya karar verdik. Sonra bana bakıp Sera benimle olduğun için teşekkür ederim dedi. Bende gülümsedim. Sonra top oynayan bazı çocuklara eşlik falan ettik. Öyle işte anlıycağın okulumun ilk günü muhteşem geçti . '' dedi. Aslında ben o kadar iyi dinleyememiştim. özellikle Can'la kaykay kaydığımız yerde üzüntülü olduğunu duyduktan sonra kesik kesik anladım. Demek ki hala benim için pişmanlık duyuyordu. hala kendi suçu olduğunu düşünüyordu.
* * *
Sera evine gittikten sonra bende yoluma devam etmek üzere yürümeye başladım. Arkamdan biri '' Mira '' diye bağırıp sonra hemen ağacın arkasına saklanıyordu. İlk başta önemsemedim ama sonra geriye gidip kim olduğuna bakmaya karar verdim. Ağacın diğer tarafına geçtim ve çıkmasını bekledim. Ama hala sesini değiştirerek tanımadığım biri '' Mira '' diyordu. Sonra kafamı yandan uzattım ama tam o anda o da diğer tarafa uzattı ve tuhaf bir türk filmi klasiği olan sahnelerden biri gerçekleşti. Kendimi sırıtmadan alıkoyamadım. Sonra ağacın arkasından çıktı ve '' Ben çıkmasam böyle akşama kadar beni bulamazsın '' dedi. '' Kaan ? '' . şaşırmıştım. bu sabah bana atar yapmıyormuydu. Neden şimdi burada ? Gözlerini gözlerimin içine dikti. '' Ne yapmaya çalışıyorsun Kaan ? '' . ''Bu gerçekten önemli mi ? '' dedi . '' Belki. '' . '' O zaman söylüyorum Mira. SANA YAKIN DURMAYA ÇALIŞIYORUM ÇÜNKÜ BİR İNSAN KALBİNDEN UZAKTA YAŞAYAMAZ ...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest
AléatoireLiseye yeni başlamış ve öz güveni epey düşük olan.Bir süre sonra bunun farkına varan Mira' nın karakterinin ve ufak sırlarının açığa çıkış hikayesidir.